Kültür, bir toplumun maddi-manevi ortak değerler bütünüdür. Gelenek ve görenekler gibi somut yapıların yanında; dil, din ve ahlak gibi soyut yapılar da yer almaktadır. Kültür, eğitimi ve yapılış tarzını etkilediği gibi eğitimin yaygınlaşmasıyla birlikte baskın kültürler, eğitimi kendileri için insan yetiştirme kaynağı olarak görmüş ve eğitim sistemlerine kendi renklerini vermeye çalışmışlardır.
Türk eğitim sisteminde de kurucu anlayışın kültürü, yıllarca eğitime kendi istediği renge göre, yasalara bağlı ve makul vatandaş tiplemesiyle eğitimde genel olarak tekdüze yaklaşım benimsenmiştir. Eğitimde daimi/esasici felsefe hâkim olduğu için bireysel farklılıklar göz ardı edilmiştir. Önceden belirlenmiş programlarla eğitim sistemi merkezileştirilmiş alternatif veya geleneksel eğitim anlayışı kurucu kültürün hâkimiyetine kurban edilmiştir.
Buna karşın dünyada çok kültürlülüğün artmasıyla birlikte farklı kültürlerin hassasiyet ve etkilerinin eğitime dâhil edilmesi önemli bir konu haline gelmiştir. Bu bağlamda farklı kültürlerin öğrenme, öğretme ve sosyal etkileşim süreçlerini etkileyen temel bir bileşen olduğu kabul edilmiştir. Bundan dolayı her bir birey için kendi kültürü, değeri, inancı ve geleneğinin eğitim sürecine entegrasyonu hedeflenmiştir. Kültür temelli eğitimi esas alan bu yaklaşım, her bireyin kültürel geçmişini ve öğrenme tarzını dikkate almaktadır. Özellikle çok kültürlü toplumlarda öğrencilerin farklı kültürel değerlere sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Böylece eğitim sisteminden geçen bireylerin kendi öz benliklerini kaybetmeden eğitim sistemi ve nihayetinde toplum içerisinde var olmaları sağlanmaya çalışılmıştır. Eğitimde ilerlemeci ve yeniden yapılandırmacı yaklaşımların öne çıkmasıyla birlikte kültür temelli eğitim de dünya genelinde revaç bulmuştur.
Ülkemizde de eğitimde modern felsefenin benimsenmesi kültür temelli eğitimin dikkate alınmasına vesile olmuştur. Özellikle MEB, 2019 – 2023 stratejik planında; konuya vurgu yapılmış, "yerli ve milli eğitim", "kültürel mirasın korunması", "değerler eğitimi" gibi kavramlarla kültürel temelli eğitime atıflar yapılmıştır. Aynı zamanda 2012 yılında başlatılan seçmeli ders kapsamında Kürtçe, Arapça ve Lazca gibi yerel dillerin öğretimi mümkün hale gelmiştir. Yanı sıra bazı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri; yerel halk hikâyeleri, geleneksel oyunlar, bölgeye özgü müzik ve sanat çalışmalarını okullarda uygulamaya başlamıştır. Örneğin doğu ve güneydoğuda “dengbêjlik” geleneğinin yaşatılması projesi kültür temelli eğitim paradigmasının ehemmiyetini göstermektedir.
Ancak Türk Eğitim Sisteminin eğitimde tam olarak kültür temelli bir yaklaşıma geçtiği savunulamaz. Özellikle zorunlu ideolojik eğitimin etkilerinin sürmesi, eğitim sistemimizi farklı etnik (Kürtler, Araplar, Çerkezler gibi) ve kültürel miraslarını müfredata bütüncül bir şekilde yansıtmaktan uzak bırakmaktadır. Ayrıca anadilde eğitim mevzusu güvenlikçi bir yaklaşıma sahip olduğu için diğer dillerde eğitime olanak sağlamamaktadır. Bu durum bu diller ile şekillenmiş kültürel havzanın eğitimin bir parçası haline gelmesini ve bu havzanın sonraki nesillere aktarımını engellemektedir. Şüphesiz farklı kültürlerin eğitim sistemimizin parçası haline getirildiği bir ortamda öğrencilerin kendi kültürel kimlikleriyle barışık olmaları sağlanacak öz saygısı yüksek nesillerin oluşmasına, farklı kültürel kimliklerin eğitim sistemine yansıtılması temsili, empati ve sosyal becerileri geliştirip çok kültürlü duyarlılığın zenginleşmesine ortam sağlayacaktır.
Kültür temelli eğitim, yok olma riskiyle karşı karşıya olan yerel kültürlerin korunmasına yardımcı olmaktadır. Her ülkede metropollerin çoğalması, bu yerlerde kültürel duyarlılığın olmasını elzem hale getirmektedir.
Sonuç olarak kültür temelli eğitim, kültürel hoşgörünün artmasını sağlayıp metropollerin huzura kavuşmasına katkıda bulunacaktır. Dinamik olan yerel ve küresel kültürlerin mezcedilmesi küresel sorunların daha farklı perspektiflerden değerlendirilmesine vesile olacak, bu da yeni neslin farklı kültürel veriler ile sorunlara daha yenilikçi çözümler bulmasını sağlayacaktır.