0

Havaların soğumaya başladığı bu günlerde, yardımlara muhtaç oldukları bir esnada, unutulan Suriyeli kardeşlerimizi tekrar hatırlayalım.

Memleketlerinin harap olması sonucu kaçıp, bizlere sığınmayı tercih eden Suriyeli kardeşlerimizin halini unutmayalım. Musibetlerine ortak olmak yerine, onları daha da sıkıntıya koymak, Müslüman bir topluluk için yakışıklı olmadığını biliyoruz. Tabi öncelikle bize düşen görevler üzerine konuşalım. Daha sonradan Suriyeli kardeşlerimizin yapması gerekenleri de izaha etmeye çalışacağız.

BURAYA GELMEYİ ONLAR İSTEMEDİ

Hepimizce malumdur ki bu insanlar durduk yere buraya gelmiş değillerdir. Ve bunların hepsi fakir insanlardan da oluşmamaktadır. Onların arasına indiğimiz zaman birçoğunun bizim içinde bulunduğumuz nimetlerden daha güzel nimetlere sahiplik ettiklerini de görebiliyoruz. Ama kaderin bir tecellisi olarak, bugün ellerinde bulunan nimetler ile kendileri arasına uzak mesafeler girmiş, sıkıntılı bir yolculuğun ardından, muhacirlerin konumuna girmişlerdir. Yabancı bir memlekette bir insanın yapacağı şeyler,  o halkın örf ve adetlerine uymayabiliyor. Ve bizlere sıkıntı da verebilirler.

Ama bizler iyilik ve insanlık adına onlara şefkat kanatlarımızı biraz daha açarak, aralarında bazı kimselerin, kötülük niyetleri olsa bile, kalplerine iyilik tohumlarını ekebiliriz. Yani onları hor ve zelil görmekten kaçınmalıyız. Zira başlarına gelen bu musibetler bizlerinde başına gelebilir. Bu konuda iyi düşünelim. Ensar kardeşliğinin gerektiği vasıflarla onlardan bir muhacir kardeş edinebiliriz. Onları kıracak sözlerden kesinlikle kaçınmalıyız.

Yine birçoğumuzun giymediği bir elbiseye, şu anda onlar muhtaç olabiliyor. Bayatlamış bahanesiyle yemediğimiz yemeklere, bugün onlar muhtaçtırlar. Tabi biz her zaman en güzel şeyleri onlara infak edebiliriz. Ama bunu da yapamıyorsak, insanlık gereği bazı noktalara dikkat edebiliriz.

ÇALIŞAN SURİYELİLERE PARALARINI VERMEYENLER VAR

Mesela Suriyeli diye yanımızda çalıştırdığımız kardeşlerimizin alın terlerine darbe vurmamalıyız. Uzaktan gelmiş diye yarı fiyatla çalıştırdığımız yani diğer bir anlamla hak ettiği alın terinin karşılığının yarısını vererek, diğer yarısına tamah etmemeliyiz.

Yine çalıştıktan sonra, maaşlarını alamadıklarını söyleyen Suriyeli kardeşlerimiz vardır. Bu kesinlikle iyi bir ahlak değildir. Ve aziz Müslüman halkımıza da yakışmayan bir harekettir. Emeğinin karşılığını ödemeyen esnaf kardeşlerimiz buna çok dikkat etmelidirler.

EVLERİMİZİ ONLARA AÇMALIYIZ

Yine Suriye’den gelip, konutlara kira ile giren bu kardeşlerimiz, kiraların ödedikleri takdirde, ortamı bozmadıkları halde, sadece Suriyeli diye evlerimizden kovmamalıyız. Kışın yaklaştığı bir esnada, daha iyi bir kiracı bulmuş olsak bile, sırf rıza-i ilahi için, onları bu soğuk hava da kapı önüne bırakmayalım. Zira onların yerinde bizler de olabiliriz. Biz rabbimizden her zaman Ensar vasfına sahip olmayı dileyelim. Ensar olmak, evsiz barksız kalıp, muhacir olmaktan daha iyidir. Bu hususa dikkat edip, onlara bu konularda yardımcı olmalıyız.

Tabi Suriyeli kardeşlerimiz de bazı noktalara dikkat etmelidirler. Onlarda biliyor ki,  onlara sahiplik edip, sınırlarını yani şefkat kollarını onlara açan ülkelerin başında bu devlet gelmektedir. Madem böyle bir iyilik kapısını onlara açmış, onlarda halkın huzurunu bozup, anarşiye sebep olmamalıdırlar. Bugün onların yapması gereken muhacirliktir. İçlerinde kötü vasfa sahip olanlar da bu konuda dikkat etmeliler. Hatta aralarında birçok âlim vardır. Bu âlimler onları bir çatı altında toplayıp, gerekirse haftada bir kez nasihat etmelilerdir. Bu konuda yapılması gereken her türlü adımı atmalıdırlar. Bugün camilere sadece dilencilik yapmak için değil, birbirlerine nasihat etmek içinde buluşmalıdırlar. Ama maalesef bu konuda çok zayıf bir tavır içindeler.

SURİYELİ ÂLİMLERE ÇOK GÖREV DÜŞÜYOR

Suriyeli âlim kardeşlerimiz bir an önce bu kardeşlerini bir araya toplamalıdırlar. Ve onlara doğru yolu gösterip, kötü hasletlerden biri olan ırkçılık yapmalarından uzak tutmalıdırlar.

Yine kışın bastırdığı bu günler de, toplumun daha duyarlı olması için, gündemden düşen bu kardeşlerimize, battaniye ve benzeri ihtiyaçların verilmesi için, medyacı kardeşlerimizin de bu konuda üzerinde durmaları gerekir. Zira toplumun duyarsız kaldığı veya unuttuğu noktaları kendilerine hatırlatmak, bu konuda hayır yoluna adım atmalarını sağlamak, kalem sahibi medya mensubu kardeşlerimizin bir görevidir. Zira “hayra vesile olan, o hayrı işlemiş gibi sevap alır” hadisi şerifince, kışın bu soğuk günlerinde bu kardeşlerimizin sıcak bir ortamla karşılaşmalarına vesile olalım.

Yine memleketimizin yetkililerinin de bu konuda toplumsal bir adım atmalarını bekliyoruz. Valilik, Milli eğitim, Karayolları, Emniyet ve kısacası tüm yetkililerin harekete geçip, kendi mensuplarına, mağdur olan bu kimselere yardım etmeleri konusunda, hatırlatmalar da bulunmaları güzel olacaktır.

Yine her hafta sadece kendi bünyelerindeki cami ve Kur’an kursları  için para toplayan müftülüğün de, memleketimize sığınan bu kardeşlerimiz için, bir adım atmaları, onlar için bir yurt yapma çabasına girmeleri, onlara yönelik dini eğitim faaliyetlerine girişmeleri,  güzel bir adım olacaktır.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *