0

Dünya hayatına ve süsüne aldanma tufanında, kendi nefsine ve şeytana mağlub olup da, örtünmeyi ilkel olarak gören zihniyetlere seslenmek istiyorum.  Hayâ sınırlarının aşıldığı bir dünyanın oyun ve eğlencesi arasında, rabbani bir hayâ küpünün anahtarı olan örtüyü, gözlerinizde ilkellik olarak gösteren ve taklitçiliğine soyunduğunuz Avrupa’nın ne durumda olduğunu biliyor musunuz? Avrupa bugün soyunmanın bedelini ödemektedir. Hatta huzursuzluk ve taciz olaylarına karşın, her gün önlemler almaktadır. Bundan dolayıdır ki, karma eğitime bile, kimi yerlerde son vermiştir. Ve hayâsızlaştırdığı milleti için her geçen gün, ilkel olarak gördükleri örtüye dönmenin yollarını aramaktadırlar. Yani kim bilir! Belki de, ölüden diriyi çıkaran rabbimiz, küfür memleketinden hakkı doğurarak, Avrupa günün birinde örtüsüzlüğü, çıplaklığı yani arsızlığı suç bile sayabilir. Her ne kadar hayâsızlığın ismi bugünlerde çağdaşlık olsa bile…

İşte özenmeye çalıştığımız ve taklidine soyunduğumuz Avrupa’nın şu anda içler acısı bir durumu vardır. Bizler de zamanla Allah’ın kendilerine bağışladığı yüce nimetleri unuttuğumuzdan ve asıllarımızı ilkel ve gericilik olarak algılamaya çalıştığımızdan artık Avrupayi musibetlere uğruyoruz. Zaten  çocuklarımız ve kızlarımız soyunduktan sonra, soyunmuş bedenlere bonzai ve uyuşturucuyu yakıştırmaya başlamış olması da bunun bir sonucudur..

Bizler asıllarımızı kaybetmemek adına yıllardan beri bir ırkçılık savaşı başlattık. Sonuç olarak nüfus dairelerinde, kız çocuklarının ismini söylemekten hayâ eden annelerden, arsız bir neslin türemesinin önünü açtık. Bunların tümünün asıl sebebi Allah Teala’nın mü’min kadınlar için belirlediği kurallar ve ölçülerin dışına çıkmaktan kaynaklanmaktadır.

Yine yaratıcının kadınlara has kıldığı davranış biçimlerini ilkel görüp, yaratılanın belirlediği modelistlerin peşine takılmış olduk. Tüm bunların sonucunda memleketimizde Müslüman kadının kişilik, iffet, temiz bir geçmişi enkaz altında bırakılarak kendilerine unutturulmuş oldu.

Oysa Allah’ın mü’min kadınlar için belirlediği kuralların en başında Avrupa ve yandaşlarının düşmanlıkta bulunduğu ve aşağılamak adına bir bez parçası olarak bizlere algılatmayı başardıkları örtü gelmektedir. Yine karma eğitime vurulacak ilk darbe kâinatın rabbi tarafından verilmiş bir buyruktur. Zira örtünmenin farz kılınması ve erkeklerle bir arada bulunmanın yasaklanmasını rabbani bir buyruktur. Bu konuda kulakları sağır kalanlara yüksek sesle okunması gereken rabbimizin şu kelamıdır; “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah; çok bağışlayan, çok merhamet edendir.)(el-Ahzâb/59)Yine modern besili çiftliklerin bir benzeri olan karma eğitimin yanlışlığına rabbimiz şöyle müdahale etmektedir. “Onlardan bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır.)(Ahzâb/53)

İşte  Allahazze ve celle’nin sakındırdığı kadın-erkek karışıklığı yasağına da uymamanın sonucu bugün avrupanın çektiği taciz sorunlarını doğurmuştur. Ve bu ilkel olarak algıladığımız şeyler aslında nisbeti ile iftihar duyduğumuz İslam dininin şeriatının emirleridir. İmam Ahmed’in Müsnedi’nde ve Tirmizi’nin Süneni’nde sahih bir isnatla Ömer ibnu’l Hattab radıyallahuanh’dan rivayet ettiği şu hadistir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Bir adam bir kadınla yalnız kalırsa mutlaka üçüncüleri şeytan olur.” Bu hadis, kadın ve erkeğin bir arada bulunmasını açıkça yasaklamaktadır.

Çıplaklık ve arsızlık insana bir külfet ve zorluğu kaldırıyor olsaydı rabbimiz bizlere örtüyü yüklemezdi. Yani örtü ve hayâ insana zorluk yükleme anlamında değildir. Bilakis hayâ ve örtü aslında Avrupa’nın içine girmiş olduğu bunalımların bize yaklaşmasını engelleyen rabbani bir settir. Rabbimiz bu ümmete hiçbir zaman zorluğu yüklememiştir. Bunu kelamında da açık bir dille ifade etmektedir.

“Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. Çünkü o; size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.)(Tevbe/128)

Tüm bu delillere rağmen arsızlık mefhumunu asıl ve çağdaşlık olarak görüp, haya ve örtüyü gericilik olarak telakki edenlerin hakikatte rabbinin emrine isyan ettiklerini bilmeleri gerekir.

 

(O’nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine acı verici bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.) (Nûr/63) 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *