0

 

Bölgemizde süren huzursuzluğun çözümüne gidilebilmesi için yakın zamanda her kesimin adım attığı ve devlet erkânının da zaman zaman bu yönde adım attığına şahit olmaktayız. Fakat unutulan bir nokta var ki, sulh zamanlarında istişare edildiği zaman bu sulhun, bir an önce uygulamaya konulmasıdır. Ciddi adımların atıldığı bir sulh davasında, başarıya ulaşma hedeflenmekte ve bu başarının elde edilmesi için defalarca taraflar arasında gidip gelinmeye de ihtiyaç yoktur. Çünkü bir sorun çözümü için yapılan istişareler başka mecralara akmadan yerinde çözülebilmektedir.

Ama maalesef yüzlerce defa bölgemize gönderilen heyetler hedeflerine ulaşamamaktadırlar. Bunun tek sebebi ziyaret sebebinin asıl maksadından sapmasıdır. Gerçekten de ortada olan sorun, bir fitnenin körüklenmesi ve bu fitneye sebep olanların arkasında duran ve sanki bu fitnenin devamının sağlanması için hiçbir adım atma ihtiyacı duymayanların, çözülmesi gereken sorunların çözüm yollarından ziyade, hedefi saptırma çalışmaları huzurun sağlanmasını geciktiren bir etkendir.

Bu görüşmelerin asıl maksadının net olduğu ve bu netlik çerçevesinde adım atıldığı takdirde sonuca ulaşılmasının çok zor olmadığı görülmektedir. Ama maalesef çözüm için gelen ve bölgenin nabzını ölçmeye gelen heyetlerin çoğu asıl maksatlarını netleştirmeden bölgeden uzaklaşmaktadırlar. Zira görüşmeler asıl hedeften uzaman bir şekilde uzaklaştırılmaktadır.

Bu görüşmeler olumlu olsa da, saptırmalar sonucunda akim kalmaktadır.  Tüm bunların asıl sebeplerinin net bir çizgi belirlememeden kaynaklanmaktadır. Çözümün sonuca ulaşmasını engelleyen tüm etkenlerin bir an önce bertaraf edilmesi gerektiğini ve asıl maksattan saptıranların hedeflerine ulaşmamaları için bu tür heyetlerin iyi bir şekilde moderetörlük rolünü üstlenmeleri gerekmektedir.

Bazen kötü yetiştirilecek olan bir neslin,  yüzyıllar boyu sürecek bir neslin ifsadına sebep olacağını da unutmamak gerekir. Bugün medreseler sayesinde, bölgemizde bir huzur devam ediyorsa, bu huzurun hedefe ulaşması için gerekli olan tüm önlemlerin alınması elzemdir. Medrese Seydalarının da her şeyin başında yapmış oldukları hizmette peygamberi bir tavır üstlenerek, ücretlerinin peşinde olmayıp, ücretlerini hakiki ücret sahibinden beklemeleri, ihlasın tohumunu oluşturacaktır. Zira her ne kadar medreselerde yetiştirilen öğrenci sayısı az olsa da, bu ihlasın sayesinde ilimlerini başka nesillere aktaracaklardır. Tarihin tekerrüründe de İslam’ın güç ve kuvvetle değil, takva ile kazanıldığını şahit olmuş bulunmaktayız. Bu hedefin ana mayasını da küfrün karşısında maksattan caymadan hakkı haykıracak cesur âlimler oluşturmaktadır.

Yakın zamanda bu tür maksatlarla gelen heyetlerin hedefledikleri gayeye ulaşmadan bölgeden ayrılmaları üzüntü vericidir. Zira artık ümmetin asıl meselelerine geçiş sağlamak için bir toplantının tamamının maaş ve şahsi isteklerinin talepleri ile geçirilmelerine müsaade etmemek gerekir. Bu tür talepler, ümmetin asıl meselesi ile ne kadar ilgilendiğimizi de açık bir şekilde haykırmaktadır.

Yine biz Allah için hizmet ettiğimizi iddia ederken, bu taleplerde bulunmamız ve ümmetin asıl meseleleri ile iştigal etmememiz, şu soruyu aklımıza getirmektedir. Allah aşkına batıl ideolojiye hizmet edenler ne kadar ücret almaktadırlar? Şayet bu hizmetkârlar memur konumunda iseler, vallahi batıl ideolojiye karşı aldıkları hizmet bedeli, yine de sizin İslam’a hizmet bedeli kadar bereketli değildir.  

Şayet resmi bir konuma sahip değilseler yine de batıla hizmet edip, Allahtan da hiçbir beklentileri yoksa, bizlerin her sulh ve davayı ücretlendirmemiz yeni yetiştirilecek neslinde İslami tebliğ ve şuurdan yoksun olan kapitalist bir nesli yetiştirdiğimizin farkında mıyız? Hangi büyük müceddidimiz maaş alıyordu? Şeyh Said’i palo’nun, şeyh Muhammed Arapkendi’nin hizmeti resmi bir bedel karşılığı değildi? Bunu hatırlayıp aslımıza rücu edelim.

 

Allah için medrese ve bölgeye hizmet etmek isteyenler, hizmetlerini ihlaslı bir şekilde yapmak için, öğrencilerimize kötü misal olmayalım. Öğrencilerimiz en güzel makamlara gelsinler. Fakat okudukları ilmin kıblesi, sadece bu makam olmasın. Asıl kıbleden ilerleyerek, ihlasla bu makamlara geçmelerine vesile olalım. Tüm bunlara vesile olmak için şuurlu ve İslam davasını dert edinen bir neslin yetiştirilmesi gayretinde olmalıyız. Bu gayretle hizmet edenlerden olmamız temennisiyle…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *