0

 

Son zamanlarda bölgesel, ulusal ve uluslararası anlamda Kobani diğer adıyla Ay-nelArab Ortadoğu gündeminin ön sıralarında yer almaktadır. Peki, neresidir bu Kobani, üç yıldan fazladır süren Suriye iç savaşında gözlemci konumundaki emperyalist güçler neden taraf olarak müdahaleci konumuna geçtiler.

Kobani, Suriye iç savaşından önce Halep şehrine bağlı yaklaşık 55(elli beş) bin nüfuslu bir ilçe ve bu ilçeye bağlı 300(üç yüz) civarında köy bulunan, bir yerleşim alanı. Bu yerleşim alanındaki nüfusun %5 Arap, %5 Türkmen, %1 Ermeni ve geri kalan %89 Kürt kökenlidir.

20 milyon nüfuslu Suriye’de, 2 milyon nüfusla Kürtler ülke nüfusunun %10’nu oluşturuyor. Ülke nüfusunda böyle ciddi bir oranda olmalarına rağmen Kürtler,Baas yönetimi tarafından maalesef 1960’tan beri vatandaşlık haklarından eşit faydalandırılmıyordu. Ülkede başlayan iç savaşla birlikte, Baas yönetimi, Kürtlerin muhaliflerin tarafında yer almamaları için 50-60 yıldır gasp edilen haklarının bir kısmını vermekarşılığında, kendi tarafında olmaları için girişimlerde bulundu.

Baas yönetiminin Kürtlerin muhalifler tarafında yer almaması için yaptığı girişimler, ülkedeki farklı düşünceye sahip siyasi Kürt hareketleri arasında aynı karşılığı bulmadı. Ulusalcı ve aynı ideolojik çizgide olan Kürt gruplar arasında dahi yönetimin teklifi farklı şekilde değerlendirildi. Örneğin; Demokratik Birlik Partisi(PYD) yönetim tarafında olmak isterken ulusal düşüncedeki Suriye Kurtuluş cephesi Kürt liderlerinden Meşal TEMO’nun içinde bulunduğu Ulusal Birlik Cephesi, yönetime karşı oldu. İddialara göre bu karşıtlığının bedelini evinde uğradığı suikastla canıyla ödemişti. Temo’nun öldürülmesiyle ilgili farklı iddialar ortaya atılmasına rağmen, oğlu babasının ölümünden PYD ve Baas yönetimini sorumlu tutmuştu.

Suriye’deki iç savaş sürerken Kürt siyasi parti ve örgütleri arasında bir birlikteliğin olmaması ve ideolojik ayrılıklar Kürtleri iç çekişmelerin girdabına sürüklüyordu. Bunun farkeden; Irak Bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani,Suriye Kürtleri arasında Erbil(Hewler)de Temmuz 2012’de Suriye Ulusal Kürt Konseyinin oluşturulması yönünde mutabakat sağlanarak, ulusal birlik anlaşması imzalanmasını sağladı.

Sağlanan bu anlaşmaya PYD sadık kalmayıp, Baas yönetimiyle anlaşmaya giderek Baas yönetimi tarafında yer aldı. Rejimle girdiği bu anlaşmayı da“Rojava Devrimi” olarak niteledi. Rejimle yaptığı anlaşma gereği, devrim yaptığını söylediği üç bölgede(Cezire, Afrin ve Kobani) Kanton diye tabir ettiği geçici yönetimler ilan etti. Tabi insanın sorası geliyor; bu nasıl bir devrimdir ki, devrim yaptığını iddia ettiğin yönetimden askerlerin maaş alıyor. Ve bir diğeri ise, devrim yaptığını iddia ettiğin şehirlerin idari ve adli idareleri, devrim yaptığını iddia ettiğin yönetim tarafından atanıyor.Tabi bu devrimin bölgede yaşayan ve PYD güdümüne girmeyen halka bedelini ağır ödüyor.PYD Kanton yönetim bölgelerinde, kendi siyasal çizgisinde olmayan Kürt ve diğer halklar üzerinde baskı kurarak, yüzbinlerin yurtlarından ayrılarak başka bölgelere iltica ederek mülteci konumuna düşmelerine neden oldu.

İşte bu üç kanton yönetimden biri olan Kobani, PYD yönetimi için özel önem taşıyan bir bölge. Bu özelliğini ise örgütün Suriye’deki merkezi olmasından alıyor. PYD kurulmadan öncede PKK lideri Abdullah Öcalan Suriye’de ikenKobani üst olması ve illegal örgütlenmenin merkezi ve ana karargâhıve aynı zamanda PYD-PKK’nin Suriye’deki örgütlenmesinin ana üssü konumundadır.Kobani’nin düşmesi durumunda bir yılı aşkındır dünyaya Rojava devrimi olarak lanse ederek şişirdikleri devrim balonunun patlayacağını ve gerçek yüzlerinin halklar nezdinde ortaya çıkacağını biliyorlar.

İşte özellikle Kuzey Kürdistan diye tabir edilen bölgemizde, PKK ve uzantısı yapıların Kobani için çığırtkanlık yapmalarının asıl nedeni gerçeklerin ortaya çıkmasından korktuklarındandır. Bölgeyi yeniden şekillendirmek isteyen başta İsrail ve diğer emperyalist güçler üç yıldan fazladır sürmekte olan Suriye iç savaşında 200 binden fazla insan ölümüne sessiz davranıp seyrettiler. Ancak PYD-PKK ve siyasi uzantılarının Kobani bahanesiyle, fikir ve ideolojik söylemlerine aykırı-zıt olmasına rağmen soluğu Amerika’da alması tamamıyla siyasal ve fikirsel anlamda iflas anlamındadır. Bunun yanında emperyalist güçler için bölgede kullanılmaya müsait bir maşa olmaya müsait bir duruma gelen PYD’yi çıkarları için kullanarak, Suriye’ye hava saldırıları konusunda anlaşmaya vardılar.

Evet, Kobani’deki iç yüzlerinin ve yaptıklarının gün yüzüne çıkmaması için, diğer bir ifadeyle Rojava devrimi diye nitelendirdikleri devrimin bir kandırmaca olduğunun anlaşılmaması ve halklarına yaptıkları zulümlerin ortaya çıkmaması için, yıllarca sosyalist düşüncelerinden vazgeçip kapitalistlerin kucağına oturmakta bir beis görmediler. Diğer yandan yalanlarının ortaya çıkmaması için kuzey Kürdistan bölgesinde yaşayan 20-25 milyon gariban, mazlum Kürt vatandaşları huzursuzluğa ve kaosa sürüklemede bir beis görmeyerek, emperyalist güçlere peşkeş çekmeyi marifet bildiler.

 

Sonuç mu; Kürt halkının mazlumiyeti, dumura uğratılmış sosyal hayat, bölgede güvensizlik, umutsuzluk, gözlerde korku, endişe ve emperyalistlerin pazarında satılığa çıkarılan bir halkın yükselen sesleri arasında en gür seda  “Her BijiSerok OBAMA” işte bunun adı KOBANİ.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *