0

 

Geleceklerini inşa etmek isteyen toplumlar, genç nesillerin bilgi, donanım ve tüm bireysel kabiliyet ve yeteneklerini en iyi seviyeye çıkarma yönünde eğitim programları düzenlemelidirler.  Yapılan bu programların uygulanmasında karşılaşılan sorunları çözmek adına, programları güncelleyerek, yaşanan bilimsel gelişmeler çerçevesinde eğitim planlarını yeniden değerlendirmek için daima çalışmalar devamlı yapılmaktadır.

 

Bu kapsamda ülkemizde yapılan eğitim çalışmalarında etkin kurullardan biri “Eğitim Şurası”dır. Bu şura, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim ve öğretimle ilgili konuları incelemek ve öneri niteliğinde kararlar almakla görevli en yüksek danışma kuruludur. Bu kurul Milli Eğitim Talim ve Terbiye Kurulu'nca hazırlanan tüzük, yönetmenlik, program ve ilkeleri inceleyerek bilimin zamanın ve ülkenin durumunu değerlendirmek suretiyle karara bağlar. Bu kurulda alınan kararlar Milli Eğitim bakanının onayıyla kesinlik kazanır. 

 

Ülkemizde temayüller çerçevesinde dört yılda bir toplanan  “Eğitim Şura”larının 19uncusu geçen hafta toplanmıştı. Şura görüşmeleri esnasında ve sonrasında tartışmaları beraberinde getiren ana başlıklardan biri “Karma Eğitim” konusu oldu. Karma eğitimin dünyadaki uygulamalarına baktığımızda ülke olarak bu konu hakkında çok gerilerde olduğumuzu görmekteyiz. 20inci yüzyılın son çeyreğinden beri, sözde model aldığımız Avrupa ve Amerika’da tek cinsiyetli eğitim ve karma eğitim üzerine ciddi araştırmalar yapılmış. Yapılan bu araştırmalar, cinsiyet ayrımına göre kız-erkek ayrı eğitim veren okullarda öğrenci başarılarının daha yüksek olduğu görülmüş. Bundan dolayı cinsiyet ayrımına göre, yapılacak tek cinsiyetli eğitimin birey ve toplumun geleceği açısından daha bilimsel ortaya çıkmıştır.

 

Tek cinsiyetli eğitimin karma eğitimden daha verimli olduğu üzerine yapılan araştırmalarda cinsiyetler arasında iki temel farklılığın olduğu anlaşılmıştır.

 

Birincisi, yaratılıştan gelen cinsiyet farklılığı var. Bunu örneklendirecek olursak “Beyin yapısının ve fonksiyonlarının cinsiyete bağlı değişiklikler gösterdiği, son yıllarda yoğun araştırmalara konu olmuştur. Beynin yapısındaki bu farklılıklar kadın-erkek davranışlarında önemli farklılıkları olduğu anlaşılmış. Ancak bu farklılıklardan dolayı cinsiyetlerin birbirlerinden daha iyi ya da daha kötü olduğunu söylemek doğru değildir, sadece her iki cins birbirinden farklıdır. Diğer bir örnek; Yapılan fizyolojik araştırmalarda kadınlardaki beyin kan akımının, erkeklerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kadınların beyin kan akımının neden erkeklerden daha yüksek olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Beyin glikoz kullanımı açısından da karşılaştırıldığında kadın beyninin glikoz kullanımının erkek beyninden yüksek olduğu görülmüş.

 

İkincisi, öğrenmede cinsiyette kaynaklanan farklılıklar var. Cinsiyet farklılıkları beraberinde öğrenme durumlarındaki farklılaşmayı da getirmektedir. Ancak tüm kız çocukları aynı şekilde, erkekler de başka bir şekilde öğrenir denemez. Tecrübî psikoloji araştırmaları, kadın ve erkekte genel akıl kapasitesinin eşit olduğu­nu, ancak bu iki cins arasında akıl kapasitesini oluşturan çeşitli melekeler bakımından bazı farklılıkların bulunduğunu göstermektedir. Er­kek mantıki çıkarım, sayılarla çalışma yeteneği ve teknik beceri bakımından ka­dına nazaran üstündür. Buna karşılık kadın; li­san ve konuşma yeteneği, hızlı yazma, parmak mahareti, hatırlama ve gözlem hızı bakımın­dan erkeğe nazaran üstündür.

2002 yılında İngiltere’de karma ve ayrı eğitim veren 2954 lise üzerinde yapılan araştırma raporuna göre öğrencilerin akademik kabiliyetleri göz önüne alındığında, hem kızların hem de erkeklerin tek cinsiyetli okullarda eğitim gören öğrencilerin, karma eğitim gören okul öğrencilerden daha başarılı oldukları gözlemlenmiş.

 

Bu konuda yapılan bilimsel ve akademik çalışmalara daha birçok örnek verebiliriz. Tek cinsiyetli eğitim hem bilimsel hem de pedagojik açıdan daha etkin ve verimli bir eğitim modelidir. Ülkemizde karma eğitim savunucularının düşünce ve söylemlerine bakıldığında, bilimsel ve pedagojik hiçbir dayanak ve gerekçelerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Karma eğitimi savunmalarının temel nedeni tamamen ideolojik bir tutumdur.

 

 

Karma eğitim bilimsel ve pedagojik destekten yoksun ve tamamen ideolojik bir refleksle ülkemizde hayat bulmuş bir eğitim şeklidir. Tek cinsiyetli eğitim hakkında yapılan araştırmalardaki bulgular dinimiz İslam’ın mahremiyet ilkesinin ne kadar yerinde ve doğru olduğunun bilimsel ve pedagojik tescilidir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *