0

 

Dünyadaki toplumlar nesillerinin devamı adına evliliği teşvik edip destekledikleri halde bazen yapılan evliliklerin bir kısmı boşanmayla sonlanmaktadır. Boşanma ve ayrılıklar toplumda istenmeyen ve tasvip edilmeyen olaylardır. Aile fertleri üzerindeki etkileri büyüktür ve ailede bulunan bütün bireylerin sosyo-psikolojik düzenini etkiler.

Günümüzde aile ve toplumun inanç değerleri,yaşam şekli ve hassasiyetlerinde ortaya çıkan zayıflıklar ve değişimlerboşanma olaylarında artışa neden olmuş ve yarattığı olumsuz etkiler sonucu toplum ve birey üzerinde farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ülkemizde son on yılda boşanmalara yönelik Türkiye istatistik kurumu(TÜİK) tarafından yapılan araştırma boşanmalar konusunda toplumumuzun ne kadar inanç, kültür ve toplumun dinamik değerlerinden uzaklaştığını gözler önüne serdi.Yapılan araştırma dason 10 yılda boşanmalar yüzde 38 oranında artış gösterirken, evlenmeler ise yüzde 2,5 oranında geriledi.  Daha açık bir ifade ile 2014 yılından her gün 343, her saat de 14 boşanma gerçekleşti. Geçen yıllarla kıyasladığımızda boşanma oranı yıllar içinde artarken, evlenme oranının ise azalmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verilerinde, TRC-3 bölgesinde bulunan Batman evlenme oranında%1,2 oranıyla azalışın olduğu tek şehir olurken, aynı grupta boşanmalarda artışın % 20,2 oranı ileen yüksek olan şehrin yine Batman olduğu açıklandı.

Veriler değerlendirildiğinde toplumumuzunçekirdek kurumu olan ailenin, son yıllarda tehlikeli bir boşanma rüzgârıyla karşı karşıya olduğu görülmektedir. AçıklananTÜİKverileriyle Batman da aile kurumunun büyük bir dejenerasyon geçirmekte olduğu, aynı zamanda aile kurumunun üst düzeyde risk altında olduğu ve tehlike sinyalleri verdiği anlaşılmaktadır.

Toplumsal olaylar birbirlerini besleyen sosyolojik vakalardır. Bir süre önce açıklanan işsizlik verilerinde ilimiz işsizlik oranının en yüksek olduğu şehir olarak açıklanmıştı. Açıklanan boşanma gerekçeleri arasında maddi imkânsızlıkların boşanma olaylarını tetiklediği belirtiliyor. Bunun toplumsal yansıması olaraktoplumumuzun maddi olarak felaketlere sürüklenirken, diğer taraftan sosyolojik olarak ta olumsuz değişimler geçirdiğini gözlemlemekteyiz.

Boşanma nedenleri üzerinde yapılan sosyal çalışmalarda boşanmanın en önemli nedeninin “geçimsizlik” olduğu ve bunun temelindeiletişimsizliğin yattığı belirlenmiş.Bunun yanında eşi terk, cürüm, kötü muamele ve haysiyetsizlik gibi bireyin inanç ve manevi değerlerinin zayıflama gibi nedenlerinin olduğu ortaya çıkmış.Aile yaşamı, aile içi problem ve müzakereler, ev içi işlerin paylaşımı, evdeki karar alma mekanizmasının şekli ve işleyişi boşanmanın sosyolojik nedenleri arasında yer almaktadır.

Boşanmanın özel ve iç nedenlerini birkaç madde de değerlendirdiğimizde ise şunları söyleyebiliriz;

1-Bireyselleşme; Aile fertlerinde birliktelik için “ben” olgusu yerini “biz”e bırakmıyor. Biz düşüncesi yerine ben merkezli düşüncenin bireyde yer edinmesi aileyi yıkan nedenlerin başında gelmektedir.

2- Çevredeki boşanmaların olumsuz etkileri; Yakın çevrede ve tanınan ailelerde yaşanan boşanma olayları, çevrelerindeki bireylerde boşanma olaylarına tetikleyerek artıran nedenler arasındadır. Bunun etkisiyle toplumda boşanma sıradanlaşan bir davranış olarak görülüp çevrede yaygınlaşmaktadır.

3- Medya; Tv film ve dizilerinde aile hayatı küçümsenmektedir. Bu dizi ve filmlerde öne çıkan karakterler rolleri ile evlilik dışı ilişkileri ve yaşamı teşvik edici olup, toplumu yönlendirmede kötü model olmaktadırlar. Son zamanlarda yabancı bir araştırma şirketinin yaptığı araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de aile kurumunun büyük bir tehlike altında olduğunu açıkladı. Araştırma verilerine göre aile kurumuna en büyük tehditin batılı yaşamı özendiren tv programları ve dizilerinin olduğunu açıkladı.

4-Dini değerlerin zayıflaması; İslam dini yaşamın tüm alanlarını düzenlediği gibi aile yaşamını da düzenler. Boşanma dinimizde tasvip edilmeyen ve istenmeyen bir durumdur. Boşanma dinimizde “Allah’ın sevmeyip, son çare olduğunda başvurulması gereken yol” olarak tercih olabilmektedir. Dinin sosyal yaşamda etkili olmadığı, toplumlarda bireysel yaşam özentisi artarak bu özenti sonucu aileler daha fazla parçalanmaktadır.

Gelecek nesillerin huzur ve selameti için toplumun tüm kesimleri ve özellikle inanan birey ve yapılar sorumluluk altındadır. Toplumda başını almış giden batı kültürünün asimilasyonu ve değişimine karşı sadece oturulan yerde bunlar kötüdür, istemiyoruz tasvip etmiyoruz demek yeterli olmayıp, sorunlara çare olamamaktadır.Bu temenni ve isteklerin pratikte karşılık bulup, bu yönde toplumsal mücadelenin verilmesi büyük önem arz etmektedir.

.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *