0

 

 

Bilirim senelerdir sıcak damlalar taşırsın iki kapağının arasında. Senelerdendir akıtırsın tutmaya gayret gösterip, bırakmamaya çalıştığın yaşları. Hep yaşla dolan sen olmuşsundur yüzyıllardan beri milyarları aşan insanlar arasında. Bazen damla damla bazen ard arda yanaklardan süzülen yaşların kaynağı da sensin... Binbir anlam yüklü, mesaj dolu; dert, çile, hasret kokan bakışlarla bakarken gökyüzüne belki de yarınlara... Siz ey gözlerim; içinizde daima barındırdığınız ıslaklık sebebiyle kızmıyorum size. Zalimlere göre zavallılığın, küçülmenin işareti olan gözyaşlarını içinizde, gözbebeğinizde taşıdığınız için kınamıyorum sizleri, asla... İsyan da etmiyorum bunca zulmü işleyen, akan göz yaşlarımın sebebi olan zalimleri kahredecek olan Kahhar'a. Hiçbir devirde, toplumda ve hiçbir zamanda...

 

Siz ey gözyaşlarına kardeş gözlerim...

Mazlumiyetinizin simgesi o yaşlarınız utandırmaz beni asla. Çünkü bilirim hür sevdaya, İslami davaya mensub, dünyanın en ücre köşesinde bulunan mümine kardeş Muhammedi ağlamaz boşuna. Müslüman' ın gözlerinden iki yaş süzülür damla damla. Biri kutlu vaade hasretin bittiği, özlemlerin vuslata erdiği zamandır. Nasr suresinde Rahman' ın kelamıyla insanlar fevc fevc, akın akın girerken İslam' a. Bir diğeri ise pek çok ibreti belki dersi taşır damlaları arasında. Hüzün olup akar bazen, bazen hasrettir, acıdır, bazen çiledir. Bazense dolan gözler mazlumiyetin işaretidir. Ama akan her gözyaşı Rabb' e duadır. Akan her damla tanesi Mucib ve Nasır olana yakarıştır. Siz ey gözlerim; damlayan dua taneleriniz ıslatır seccademi seherlerde, gece yarılarında.

 

Ey canlı canlı Müslüman kardeşlerinin şehadetini izlerken belki sakalını belki örtüsünü ıslatan gözlerim.

Ümmetin parçalanmışlığını gördükçe kahrolan daha bir ıslanan gözlerim. Kanlı bedenleri, kana bulanmış çehreleri, kopmuş organları, parçalanmış uzuvları gördükçe boğazı düğümlenen, nefesi kesilen, " nerede bu ümmet" diyen dillerin feryadına, siz ey gözlerim eşlik edersiniz damla damla dualarla, yaşlarla. Bütün kafirlerin zulüm bayrağı altında birleşmesine rağmen Ümmet-i Muhammed' in tevhid sancağı etrafında toplanamayıp, tek ses olamaması öyle parçalar ki Muhammedi yüreği, öyle yakar ki vicdanı, siz ey gözlerim; Rabb-i Mucib'e açtığım ellerimi iki çeşme misali doldurusunuz dualarla, gözyaşlarıyla. Sonra bir volkana dönüşür zalime duyduğum öfke, birleşince mazlumun ahı, feryadı, minik bebeklerin " ya Rabbi ya Rabbi" çığlıklarıyla. Ardından yüreğimden gözlerime hücum eder yaşlar patlayan volkan misali, yakıcı lav gibi sıcak damlalar düşer avucuma.

 

Siz ey gözlerim...

Doğrudur. toprağaı hem yaşla hem kanla sulayan, canımızdan can veren hep biz olduk. Şeyh Yasinlerin, Rantisilerin, Hasan El- Benna Said-i Nursilerin umutlarını yeşertmek için. Davaya, İslam' a kırmızı güller sunan, canları kurban veren de hep biz olduk Kutubların, Şikakilerin, Humeynilerin, Can Huseynlerin tomurcuklanmayı beklyen tohumları filizlenip, boy versin diye. Siz ey gözyaşlarına bürünmüş gözlerim; sanmayın ki hep acı ve hüzün yaşlarınız ıslatacak seccadeleri, sulayacak toprağı. Akan gözyaşlarınızın sebebinin hep çile ve hasret olacağını düşünmeyin. Nasır olan Rabb-i Mucib' in yüce emrini dinleyin: " Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız muhakkak üstün olan sizlersinizdir (Al-i İmran 139). Amenna ve saddakna.

 

O halde ey siz gözlerim... Elbet bir gün gelecektir ki o günün galipleri Müslümanlardır, müminlerdir. O gün muhakkak gelecektir ki o zafer günüdür, fetih ve vahdet günüdür. O gün Aksa' da namaz kılma, tevhid sancağını dünyanın her karış toprağında dalgalandırma günüdür. O mübarek gün vaad edilen gündür. Gözlerin fetih sevinciyle dolduğu, iman aşkıyla yaşardığı, verilen canlar hatırlandıkça gözyaşların sicim sicim aktığı gündür. Öyle ki şükür secdelerine kapanıp uzun bir süre kalkılmayacağı gündür. Toprağın bir zamanlar kanla, yaşla ıslatmak gibi yine sevinç, zafer ve şükür gözyaşlarıyla sulanacağı gündür. O gün ne güzel gündür...

 

 

Şayet o mübarek gün için can verenler göremezse bile fetih gününü dünya gözüyle, izleyeceklerdir elbet Muhammedilerin tekbirler eşliğinde yumruklarının havalanmasını cennet baçelerinde biiznillah. Dünyanın tüm müstekbirlerine inat yeryüzünün her karış toprağında dalgalanan "La ilahe illallah" sancağını gören her Muhammedi kapanır şükür secdesine gözyaşlarıyla. Cennetteyse Resul-i Ekrem gülümser ümmetine, geceler boyu ağladığı ümmetine, Şeyh Yasin, Rantisi, Seyyid Kutub varır secdeye cennet bostanlarında. Ümmetin yıllardır akıttığı hüzün gözyaşlarını anımsar Şikaki, Bediüzzaman, Hasan El- Benna tekbir getirirler ard arda. Yıllar boyu akan acı gözyaşları yerine sevinç gözyaşlarını dökerken Ümmet-i Muhammed, Huseyn bakar cennet behçelerinden " hevîya mînî bist sali" der gülümserken dovzanlarına, umutlarına. Şükür secdesine varırken tüm şehadete kavuşmuşlarla biiznillah, inşallah, inşallah...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *