0

 

            Birey ve toplum arasındaki sınırlar birbirine girift ilişkiler manzumesidir. Toplum, aralarında müşterek bağlar bulunan fertlerden oluşur. İyi bir fert yetiştirmek için harcanan her çaba, aynı zamanda iyi bir toplum inşa etmek için asil, yerinde ve erdemli bir harekettir.

 

            Toplum birbiriyle kenetlenmiş bireylerden oluşan bir yapıdır. Bireyler bu yapının kerpiçleridir. Kerpiç ne kadar sağlam olur, birbirine ne kadar sağlam bağlanırsa, bu kerpiçten meydana gelecek yapıda o kadar muhkem, güçlü ve dayanıklı olur. Bunun için sağlam dayanıklı bir yapı için gereken iyi kerpiçler ne kadar önemliyse, güçlü toplumlar içinde sağlam bireyler o kadar önemlidir. Sağlam bireylerin temel özelliği maneviyatı güçlü kişilikler olmalarıdır. Bu yönüyle; maneviyatları güçlü bireylerin yaşamlarına baktığımızda müşahede ettiğimiz bariz bazı özelliklerini gözlemleyebiliyoruz. Bu kişiler huzurlu, kendinden emin,  halinden memnun, geleceğe dair umutlu, sosyal çevresinde sevilen, irade olarak güçlü bir kişiliğe sahip, sosyal ve mutlu insandır. Yani üzerine sağlıklı bir toplum yapısı kurulması için uygun bir kerpiç hükmündedir. Bireyleri huzur, güven, rıza, umut, sevgi, kıymet şuuru içinde yaşayan toplum; mutluluğa, ileriye, güven ve istikrara doğru yol alan bir toplum demektir.

 

            İyi bilinmelidir ki, faziletli, huzurlu ve mutlu bir toplumun ayırıcı özelliği bireyleri arasındaki sıkı toplumsal bağlardır. Faziletli bir toplumun bireyleri birbirini sayar ve değer verir; tanımazlıktan gelmez, birbirini sever; nefret etmezler, birbirine yardım ederler; yalnız bırakmazlar. Birbirlerine merhametle muamele ederler. Birbirlerine zulmetmezler, sert davranmazlar. Varlıklı yoksulu unutmaz, güçlü güçsüzü ihmal etmez.

 

            Bir toplumun başına gelebilecek en kötü durum; toplumun parçalanmasına sebep olacak olumsuz değişimlerle bireyler arasındaki bağların zayıflamasıdır. Bu da benliğin ruha hakim olmasıyla olur. O zaman insan, kendi nefsini düşünür; toplumu unutur. Herkes: bencillik eder. Toplumun değerlerini bireysel istek ve arzularına kurban etmekten çekinmez. Bu gün batı yaşam tarzının insanlığa modernlik olarak yaymaya çalıştığı birey ve bencillik tohumlarında olduğu gibi. Batının özellikle İslam toplumlarına yaymaya çalıştığı ve kimi etkilerini çevremizde de hissetmeye başladığımız bencillik odaklı yaşam şeklini ve olumsuz toplumsal izdüşümlerini üzüntü içinde gözlemekteyiz.

 

            Bir toplumun başına gelebilecek en kötü durum; toplum bireylerinin yaşama bireysel olarak bakmasıdır. Bireyin içindeki “benlik” duygusu başkalarına karşı kabararak, kendini büyük, başkalarını küçük görme yanılgısına kapılır. Bu duygunun etkisi ile kendi dışındaki bireylerle arasına düşünce ve davranışsal olarak duvarlar örer. Bu durumun en önemli sebebi insanın, Allah’ın kendisine verdiği nimetleri duygu ve düşünce olarak hissedemeyip yaşamını ona göre düzenlemediğinden kaynaklanıyor. Bu hissedememe sonucunda bireyin ruhundaki kıymetli, yapıcı güdüler ölür; buna karşılık zayıflık, basitlik, boşboğazlık ve bencillik duyguları gelişir. Bu tutum ve davranışlar birey için öldürücü, toplum için çökertici duygulardır. Bu duruma gelmiş toplumlarda güvensizlik, korku ve endişeler artarak bireyleri birbirlerinden uzaklaştırır.

 

            Toplumun çökmemesi, toplumsal birlikteliğin devam etmesi için, bireyin çiğneyemeyeceği yaratılışına uygun toplumsal sınırlar gerekmektedir. Birey toplumda kişiliğini ve önemini hissetmeli, bir insan olarak da başkasının kişiliğine, şerefine, hakkına saygılı olmalıdır. Böylelikle toplum bireyleri birlikte yaşar, müşterek hedefe doğru yan yana durur; iyilik, doğrulukta ve güzellikte yardımlaşırlar.

 

            Toplum, fertlerin birbirine karşı ilgi ve muamelelerini pekiştirecek kurallara muhtaçtır. O zaman duygu akla karşı, kuvvet hakka karşı, arzu göreve karşı ve şahsi çıkar toplum yararına karşı taşkınlık etmez.

            Bunun içindir ki, nefsi ıslah etmeye, vicdanı uyarmaya ve ahlakı düzeltmeye dayanmayan herhangi bir ıslahat veya toplum hareketi, kum yığını üzerine bina yapmaya benzer.

 

            Huzurlu ve aydınlık yarınlar için, maneviyatı güçlü ve temiz bireylerden, geleceğe umutla bakan toplumların oluşması temennisiyle. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *