Güneydoğu'nun incisi Batman'ımız, geçmişte ailesine, geleneklerine, inançlarına bağlılığıyla tanınan, sosyal dokusu güçlü bir şehir olarak bilinirdi. Ancak son yıllarda özellikle gençler arasında yaygınlaşan bazı sözde “etkinlikler”, toplumun manevi yapısında derin yaralar açmaktadır. Mezuniyet adı altında düzenlenen karma eğlenceler, sportif etkinlik kisvesi altında gerçekleştirilen kızlı erkekli programlar ve doğa gezisi olarak sunulan piknikler; ne yazık ki asıl amacından saptırılarak bir ifsad aracına dönüşmüştür.

Bu tür programlar, gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkı sunmak bir yana, onları değerlerinden uzaklaştıran, mahremiyet duygusunu aşındıran ve ahlaki sınırları buharlaştıran birer tuzak halini almıştır. Her ne kadar bu organizasyonlar “özgürlük”, “modernlik” ve “çağdaşlık” gibi kavramlarla süslenerek sunulsa da, aslında arka planda kültürel ve manevi yozlaşmayı hedefleyen bilinçli politikaların izlerini taşımaktadır. Gençliğin enerjisi, heyecanı ve saf duyguları, dışarıdan kurgulanan yozlaştırma projelerinin en kolay hedefi haline gelmiştir.

Batmanlı anne ve babalar bu durum karşısında büyük bir tedirginlik yaşamaktadır. Çünkü görünen o ki; bu tür programlara katılan gençlerin bir kısmı zamanla aileden, değerlerden, inançtan uzaklaşmakta, özgürlük adı altında sorumsuzluğa, edep sınırlarını ihlal etmeye ve ahlaki kayıplara sürüklenmektedir. Özellikle sosyal medyada paylaşılan görüntüler, bu etkinliklerin nasıl yozlaştığını gözler önüne sermektedir. Topluma yön verecek, yarının büyükleri olacak gençlerin bu şekilde bir yozlaşma içinde olması, sadece aileleri değil, bütün Batman halkını endişelendirmelidir.

Toplumun temel taşı olan aile kurumunun zedelenmesi, sadece bireysel değil, toplumsal bir yıkımı da beraberinde getirir. Bu nedenle Batman'da, özellikle yerel yönetimler olmak üzere eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri; gençlerin manevi gelişimini önceleyen, onları aidiyet duygusuyla buluşturan, değer temelli faaliyetleri desteklemelidir. Gençlik enerjisi ihmal edilmemeli ama bu enerjinin doğru mecralara yönlendirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.

Unutulmamalıdır ki; bir toplumun geleceği gençliğin elindedir. Eğer gençlik yozlaştırılırsa, geleceğimiz de tehdit altındadır. Batman halkı olarak sorumluluğumuz büyüktür. Gençlerimizi ifsadın pençesinden kurtarıp, onları kendi öz değerleriyle yeniden buluşturmak; hem Batman'a hem de çocuklarımıza olan borcumuzdur.

Bugün Batman’da gençliğe musallat olan bu ahlaki erozyon, sadece bireysel kayıplara değil, toplumsal çöküşe zemin hazırlamaktadır. Sessiz kalınan her yozlaşma, yarınlarımızdan bir tuğla daha eksiltmektedir. Gençlerimizi kimliksizleştirmeye çalışan bu sözde etkinliklere karşı uyanmalı, inancımızı, örfümüzü, edebimizi yeniden ayağa kaldırmalıyız. Çünkü bir milletin asıl kaybı, topraklarını değil, ahlakını kaybettiği gün başlar. Batman, ahlakıyla, edebiyle, vakar sahibi gençliğiyle yeniden yükselmelidir.

Selam ve dua ile...