Batman Üniversitesi bundan tam 18 yıl önce büyük umutlarla kuruldu. Beklentimiz, bu üniversitenin Batman’a yeni ufuklar açması, bölgeye dinamizm kazandırması, gençlerimize nitelikli eğitim ve gelecek vaat etmesiydi.

Aradan yıllar geçti, peki biz bugün nerede duruyoruz? Ne yazık ki hâlâ “bir tıp fakültemiz yok” gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Komşu illerimizin neredeyse tamamında, hatta batmandan çok daha küçük illerde bile tıp fakülteleri çoktan faaliyete geçti, öğrenciler mezun oldu, doktorlar yetişti. Biz ise hala kuş yuvalarıyla, protokol bültenleriyle, fidan dikmeyle ve kurdele kesme törenleriyle gündeme geldiğini görüyoruz. Bunların hepsine eyvallah; ama bir üniversitenin asıl faaliyet alanı sadece bunlar mı ki, hep bunları görüyoruz. Batman için müjdeli haberler beklemek bizim de hakkımız değil mi? Neden bizleri bu güzel haberlerden mahrum ediyorsunuz.

Üniversitenin asli görevi kuşlara yuva yapmak, fidan dikmek, protokol açılışlarında boy göstermek değildir. Elbette çevre duyarlılığı önemlidir; fakat bunlar bir üniversitenin başarı kriteri olamaz. Üniversite, bilim üretir, şehre değer ve anlam katar, bölgeye misyon ve vizyon kazandırır. Basın bültenleriyle “başarı hikâyesi” yazmak kolaydır, asıl mesele sahada neler yapıldığında gizlidir.

Batman Üniversitesi’nin yöneticilerine sormak lazım: Sosyal medyadaki iddiaları bir kenara bırakalım, gözle görünen somut başarınız nedir? Uluslararası! alanda değil, Türkiye özelinde tanınan bir bölümünüz var mı? Batmanlı gençlere sağladığınız çığır açıcı bir imkân var mı? Şehre kazandırdığınız stratejik bir fakülte ya da bölüm var mı? Kadrolaşmaları saymıyoruz bile, çünkü bunun başarıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Asıl mesele, Batman’ın yıllardır hak ettiği ama bir türlü kavuşamadığı tıp fakültesi meselesidir. Düşünün yaklaşık 700 bin nüfuslu bir şehirde yaşıyoruz. Hastalarımız hâlâ tedavi için komşu illere gitmek zorunda kalıyor. Gençlerimiz doktor olmak için memleketlerinden ayrılıyor. Oysa tıp fakültesi yalnızca sağlık alanında değil, şehrin ekonomik ve sosyal yapısında da devrim niteliğinde bir kazanım olurdu. Hem istihdam yaratır, hem şehri cazibe merkezi hâline getirir, hem de Batmanlılara güven duygusu verir.

Peki çözüm ne? Öncelikle üniversite yönetimi “gösteri” yerine “hedef” odaklı çalışmalı. Somut bir yol haritası hazırlanmalı: Tıp fakültesi için güçlü bir lobi kurulmalı, siyasiler ve yerel dinamikler bu sürece dahil edilmeli. Üniversite, sadece protokolde boy göstermekle yetinmemeli; YÖK’ün, Sağlık Bakanlığı’nın ve ilgili tüm kurumların kapısını aşındırmalı. Kamuoyu oluşturulmalı; Batmanlı gençler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları bu konuda ses yükseltmeli. “Başarı” basın bültenlerinde değil; aksine gerçek ve somut yatırımlarda saklıdır.

Sevgili üniversite yönetimi; unutmayın, Batman sizden bilimsel çalışmalar istiyor. Açılış töreni değil, tıp fakültesi istiyor. Nitelikli eğitim istiyor. Eğer bu şehrin kaderine gerçekten dokunmak istiyorsanız, Batman Üniversitesi’ni sadece haber bültenlerinde değil, bilimsel çalışmalarda, yeni fakültelerde, ulusal ve uluslararası başarılarla görmek istiyoruz.

Aksi hâlde, bir 18 yıl sonra bile hâlâ aynı noktada debelenen bir üniversite manzarasıyla karşı karşıya kalırız. Ve o zaman da şu soruyu sormaktan geri durmayız: Batman Üniversitesi gerçekten üniversite midir, yoksa sadece bir gösteri sahnesi mi?