Son yıllarda hızla büyüyen güzel şehrimiz Batman, ne yazık ki plansız şehirleşmenin ve ihmalkâr yönetim anlayışının bedelini ağır şekilde ödemeye başlamıştır. Özellikle akşam saatlerinde kent merkezinde yaşanan trafik sıkışıklığı, vatandaşların günlük hayatını çekilmez hale getirmiştir. Üstelik bu sorun yalnızca bir ulaşım problemi değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olarak da karşımızda durmaktadır.
Trafik sorununun en büyük nedenlerinden biri, şehrin artan nüfusuna rağmen yol altyapısının yıllardır aynı kalması ya da iyileştirilememesidir. Her gün binlerce araç daracık caddelerde ilerlemeye çalışırken, kavşaklardaki yetersiz sinyalizasyon ve düzensiz park edilmiş araçlar trafiği içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Bu durum sadece araç sahiplerini değil, toplu taşıma kullanan vatandaşları da doğrudan etkilemektedir. Otobüsler zamanında kalkamamakta, minibüsler güzergâhlarında ilerlemekte zorlanmakta ve yayalar bile karşıdan karşıya geçerken dakikalarca beklemek zorunda kalmaktadır.
Bu sorunlar ortadayken, yetkililerin hâlâ etkili bir çözüm geliştirememiş olması büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Vatandaşlar her gün aynı çileyi çekiyor, ancak sorun sanki ilk kez yaşanıyormuş gibi ilgisiz bir yaklaşım sergileniyor. Oysa geçici çözümlerle günü kurtarmak yerine, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir ulaşım planlaması yapılmalı, özellikle şehir merkezinde trafik yoğunluğunu azaltacak alternatif güzergâhlar oluşturulmalıdır.
Bununla da sınırlı kalmayan sıkıntılar, özellikle geceleri başka bir boyut kazanıyor. Bazı duyarsız araç sürücülerinin yüksek sesle müzik açarak şehirde tur atması, vatandaşların huzurunu kaçırmaktadır. Uyumaya çalışan yaşlılar, ders çalışmak isteyen öğrenciler ve dinlenmek isteyen emekçiler bu gürültü yüzünden geceyi uykusuz geçirmektedir. Oysa ki bu şehir hepimizin. Kimsenin özgürlüğü, bir başkasının yaşam kalitesini düşürme hakkını vermez.
Hem trafik sorunu hem de gürültü kirliliği konusunda daha ciddi yaptırımlar uygulanmalı, denetimler artırılmalı ve cezai işlemler caydırıcı hale getirilmelidir. Aynı zamanda halk olarak da daha duyarlı olmalı, toplumsal yaşamın ortak kurallarına uymak için bilinçlenmeliyiz. Trafikte sabır göstermek, müzik dinlerken çevreyi rahatsız etmemek gibi basit kurallar, aslında daha yaşanabilir bir Batman’ın anahtarı olabilir.
Batman halkı, artık laf değil, icraat bekliyor. Çünkü bu şehirde yaşamak hepimizin hakkı ama huzur içinde yaşamak, en temel hakkımız.
Özetle, Batman’ın geleceği; plansızlığa değil, akılcı çözümlere, duyarsızlığa değil, toplumsal sorumluluğa bağlıdır. Trafik sıkışıklığı ve gürültü kirliliği artık görmezden gelinemez bir noktadadır. Bu şehri yönetenler daha kararlı adımlar atmalı, halk da bu sorunlara karşı daha duyarlı olmalıdır. Unutmayalım ki huzurlu bir şehir, ancak ortak bir bilinçle mümkündür.
Daha güzel bir Batman tabi ki mümkün.
Neden olmasın?