Ticaret, sadece mal alıp satmak değildir. Hele ki “Ben Müslüman’ım” ya da “Ben dürüst bir insanım” diyen bir tüccar için bu çok daha büyük bir sorumluluktur. Çünkü alışveriş sadece ürünle değil; güvenle, saygıyla, edep ve ahlakla yapılır. Hz. Muhammed (s.a.v.) “Doğru ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir” buyururken aslında ticaretin ahlaki yönüne dikkat çekmiştir.
Peki, bir tüccar ya da esnaf hangi özellikleri taşımalı?
Her şeyden önce dürüstlük. Fiyat etiketini gizleyen, bozuk ürünü sağlam gibi gösteren ya da müşteriyi kandırmaya çalışan bir esnaf, kısa vadede kazansa da uzun vadede güvenini ve itibarını kaybeder. Oysa “Helal kazanç” sadece kazandığın paranın değil, kazandığın gönüllerin de helal olmasıdır.
Bir örnek verelim: Küçük bir bakkal düşünün. Müşterisi her gün aynı ürünü alıyor. Bir gün müşteri dalgınlıkla fazla para veriyor. Bakkal parayı fark edip geri veriyor. Müşteri şaşırıyor: “Fark etmesen anlamazdım” diyor. Bakkal cevaplıyor: “Ben insanlığımı kaybedecek kadar alçalamam.” İşte ahlak budur. Kazanmak için değil, insan kalmak için doğru olanı yapmak gerekir.
Bir tüccarın sahip olması gereken ikinci önemli özellik ise adalettir. Tartıda, ölçüde, fiyatta adalet. Ayeti hatırlayalım: “Ölçüde ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun!” (Mutaffifîn, 1). Bugün her şeyin dijital olduğu bir çağdayız ama insani değerler hâlâ en büyük ölçüdür.
Güler yüzlü olmak da ticaretin olmazsa olmazıdır. Asık suratla, müşteriye yukarıdan bakan biri hem müşteri kaybeder hem de saygınlığını. Hz. Peygamber hiçbir müşteriye kötü davranmamış, tebessümle karşılamış, kolaylık göstermiştir. Bu da bize gösteriyor ki, bir esnaf sattığı maldan önce, kendini sunar. Ve müşteri aslında ilk önce insanlığı satın alır.
İşin ehli olmak, ticaretin bir başka temel taşıdır. Kalitesiz ürün, bilgisiz hizmet, işi ciddiye almamak; tüm bunlar sadece mesleğe değil, insanlığa da ihanettir. Ticaret, güven üzerine kuruludur; güven ise bilgi, deneyim ve samimiyetle pekişir.
Son olarak, kazancını paylaşmayı bilmek… Zekât vermek, infak etmek, ihtiyaç sahiplerini gözetmek, bereketin asıl anahtarıdır. Malı çoğaltan değil, hayrı çoğaltan kazanır. Esnaflık sadece vitrin değil; vicdandır.
Unutmayalım: Ticaretin merkezi para değil, insandır. Ve insanın olduğu yerde ahlak, adalet ve edep yoksa orada kazanç değil, kayıp vardır.