NAMAZI DEĞİŞİK KILMAK

                “Namazı değişik kılmak” derken bizim şimdiye  kadar kıldığımız namazdan başka nasıl namaz kılınabilir diyecğinizi biliyorum. Oysa bu söz bana ait değildir. Bu söz geçen günlerde namaz ile ilgili düzenlenen sohbet toplantısına katılan Doğruhaber gazetesi genel yayın yönetmeni Sayın Mehmet Göktaş  Hocamıza ait.

                Değerli Hocamız namazın müslümanları kafirlerden ayıran en önemli fark olduğunu açıkladıktan sonra, kıldığımız namazın hayatımızı değiştirmesi gereken etkilerini de çok etkili bir şekilde dile getirmiştir. Namazın ruhu kaybolunca, namaz artık bizim hayatımızı değiştirme özelliğini kaybediyor Görünüşte namaz kılıyoruz, ama ruhen namazda olmuyoruz. Kalbimiz ve zihnimiz dünyalık işlerle meşgul oluyor. Namazı çabucak kılıp, bir türlü yetişemediğimiz dünya işlerine devam etmeyi düşünüyoruz . Sanki namazı daha sakin ve yavaş kılarsak bir çok şey kaçıracakmışız gibi bir şekilde namazı kılıyoruz. Oysa kaçan sadece bizim huzurumuzdur, namaz kıldığımız halde namazın etkisini ruhumuzda fark etmememizdir. Yani şeytanın bizi aldatmasıyla karşı karşıyayız demektir.

                Ne mi yapmalı? Huşu dediğimiz ruhun dinginliğini elde etmeye çalışmalıyız. Hocamızın dediği gibi rükudan secdeye eğilirken ve iki secde arasında beklerken rahat bir şekilde durmalı ve gönül huzuru ile namazda olduğumuzu, bizleri yaradan yüce Rabbimizib huzurunda olduğumuzu unutmamalıyız. Kıldığımız namaz bize sadece yorgunluk bırakmamalı, bizlerin yorgunluğunu almalı, sevdiğine özlemle kavuşmak isteyenlerin kavuştuğu an gibi Rabbimizin huzurunda durmalıyız ve namaz biterken de bedenen ve ruhen rahata kavuşmalıyız.

                Dünyanın geçici metaı, sosyal- yazılı ve görsel medyanın kalbimizi ve zihnimizi iğfal eden baskıları, çoluk çocuk ve gelecek endişesi bizleri Rabbimizi hakkıyla anmaktan ve İslamdan uzaklaştırmamalı. Bizleri İslamdan uzaklaştırmaya aday bu kadar engel varken, namaza sarılmak, namazla huzur bulmak, namazla barışık olmak Müslümanın vazgeçilmez özelliği olmalıdır. Her şartta ve ortamda namazı ayakta tutmalı ve kılmak için can atmalıyız. Aynı şekilde çocuklarımıza da bu bilinci verip, namazın ehemmiyetini anlatmalıyız. Sadece namaz kıl demekle yetinmemeli, namazın önemini güzel sözlerle anlatmalıyız. Namazı ikame eden ve hayatının vazgeçilmezleri arasına katanlardan olmalıyız.

                Mehmet Göktaş Hocamız heyecanlı ve etkili konuşmasıyla bizleri kıldığımız namaz konusunda bir daha düşünmeye sevk etti. Eminim benim gibi bu sohbete katılan yüzlerce kişi aynı duyguları yaşamıştır. Çünkü kalbe hitap eden sözler etkili olur. Hocamız söyledikeri ve yaşadıklarıyla bizlere örnek olabilecek bir şahsiyet ve gençlerimiz için de güzel bir rol model.

                Burada eğitimcilerimize de büyük görevler düşmektedir. Özellikle okul çağındaki gençleri namaza özendirmek, namazın bir müslüman için olmazsa olmaz olduğunu anlatmak, namaz kılmanın bu çağdaki bir genç için utanılacak bir şey değil, gurur duyulacak ve farkındalığı olan bir ibadet olduğunu hatırlatmak gerekir. Namaz kılan bir genç, hele de kalbi mescide bağlı bir gencin, arşın gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmayacağı kıyamet gününde bu gölgede gölgeleneceği gerçeğini anlatmak çok önemlidir. Namazın insanı, özellikle gençleri bir çok kötülükten koruduğunu, görünmeyen insi ve cinni şeytanlardan muhafaza ettiğini dilimizin döndüğünce anlatmamız gerekir. Çağın hastalıklarıyla ruhları kirletmekten korumak için namazı gençler için vazgeçilmez bir ibadet olduğunu hatırlatmak ve gençleri namaza ısındırmak gerekir.

                Ne mutlu fitne ve fesadın kol gezdiği bu çağda, her türlü desise ve hileyi yenerek Allah’a secde edenlere. Ne mutlu o kişilere ki, ne dünya  ve ne de onun içindekiler onları Allah’ ı anmaktan geri bırakmazlar. Ne mutlu o erlere ki, her hal ve şart altında Allah’ı anmaktan durmazlar.