HENDEK KAZMA KURSLARI

                Yerel yönetimler olan belediyeler yapmaları gereken asli görevleri vardır. Temizlik, su ve kanalizasyon işleri, trafik işleri, park-bahçe ve diğer bir çok hizmet belediyelerin asli görevlerindendir.

                Bu görevleri hakkıyla yerine getiren belediyeler imkanları nispetinde halkın sosyal yaşantılarını kolaylaştıracak diğer hizmetlere de el atarlar. Spor tesisleri yapımı, meslek edindirme kursları, sağlık hizmetleri gibi diğer hizmetleri de vatandaşlara sunarlar. Bu hizmetleri iyi yapan belediye başkanları bir sonraki seçimlerde de tekrar seçilme şerefine nail olurlar. Ya da alternatifleri olmadığı için millet kerhen de olsa onlara oy verir.

                Yalnız yukarıdaki hizmetlerin yanına bugünlerde başka hizmetler de eklendi. Bu yeni hizmetin adı” Handek Kazma İşleri” dir. Öyle ya hendek kazılan yolları da aynı belediye yaptırmıştır büyük olasılıkla, ne diye durup dururken bu yollara hendekler kazar da düzgün olan yolları bozar. Hizmeti değil de ideolojiyi esas alan belediyelerden başka ne beklenebilir ki. Son günlerde basında sık sık gündeme gelen haberlere bakılırsa HDP’nin etkin olduğu birçok ilçede belediyeler temsil ettikleri ideolojinin silahlı kanadına destek vermek için yollara hendekler kazmakta, militanlar da hendeklerin içine bombalar yerleştirerek özellikle polislerin geçişine engel olmaya çalışmaktadır. Tabii bu arada siviller de zarar görebilmektedir.

                Olayların bu hale gelmesine neden olanlar, şimdi de birçok sivil ve askerin ölümüne neden olarak bu süreci aşmaya çalışmaktadırlar. Bu kadar silah şehirlere taşınırken, evlerin altları cephaneliklere dönüştürülürken nerdeydiniz. Sizleri ikaz edenlere kulak vermediniz, şimdi de fatura bütün millete çıkmaktadır. Halkta huzur kalmadı, esnafın işleri çok kesat, cebinde parası olan parasını harcamaya kıyamıyor, inşaat sektörü krizde vs.vs.

                İyi niyetle başlayan Çözüm Süreci maalesef iyi gitmedi. Temelleri sağlam değildi. Muhataplar doğru seçilmemişti. Halkın nabzı iyi tutulmamıştı. Herkes iyi niyet mesajları veriyordu ama aslında kimse diğerine güvenmiyordu. Birileri siyasetle örgüt mantığını iyice karıştırmaya başlamıştı. Kimlerden oy aldıklarını unutup, aba altından sopa göstermeye başladılar. Sopa karşı tarafı acıtmaya başlayınca, karşı taraf da daha sert sopaları eline alıp dövmeye başladı. Maalesef yine ölen canlar, ağlayan analar, yetim kalan çocuklar, gençliğin baharında solan gençler.

                Bu sürecin ne kadar devam edeceği meçhul. Devlet görevi gereği vatandaşlarının can, mal ve nesil emniyetini sağlamak durumundadır. Hiçbir devlet dağlarında eli silahlı insanları istemez. Eğer devlet kendisinden başka bir gücü kabul ederse, o zaman devletin meşruiyeti kalmaz. Devlet hukuk içinde kalmak şartıyla her türlü mücadeleyi yapmalıdır. Aynı zamanda bütün vatandaşlarını memnun edecek eşitlik temeline dayalı hakları da pazarlıksız olarak vermelidir.

Bugün İslam topraklarını kasıp kavuran en büyük fitne milliyetçilik ve ırkçılık fitnesidir. Bu fitneye karşı uyanık olmak ve ümmetin daha fazla parçalanmasına izin vermemek için İslami değerleri ön plana çıkarıp, kardeşlik perspektifi ile olaylara bakmalı ve kurtuluşu sadece burada aramalıyız.