BECEREMİYORSANIZ BIRAKINIZ!

                Bir işi yapmaya talip olanlar, o işin başına geldiklerinde o işi en güzel şekliyle yapmakla mükelleftirler. Hele de seçimle, halk oyuyla seçilenler halkın beklentilerine uygun olarak hizmet üretmek ve hizmet sunmak zorundadırlar.

                Halktan aldığınız bu yetkiyi isterseniz en iyi şekilde kullanabilir, halkın beğenisine mazhar olur hayır duasını alırsınız, isterseniz de size verdikleri oya pişman ettirir, her ne kadar seslerini çıkarmasalar da için için “Ellerimiz kırılaydı da size oy vermeseydik” diyerek beddualarda bulunmalarına neden olabilirsiniz.

                Maalesef Batman yerel yönetimler açısından çok iyi durumda değildir. Çok hantal, çok amatör ve hizmeti pek önemsemeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Her ne kadar Başkan Sabri Özdemir’in kişisel gayretleri olsa da bu tek başına yeterli olmuyor. Yazın toz bulutlarından ve çukurlardan geçemediğimiz caddelerden kışın da su birikintilerinden, bazı yerlerde çamurdan ve yine Batman’ın olmazsa olmazı çukurlardan geçemiyoruz. Öyle ki, bazı çukurların derinliği 50 cm yi buluyor, hem de en işlek caddelerde. Bugünlerde de yağan kara karşı hiçbir tedbir alınmadığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.Sanki bu şehirde hiç kar yağmamış, hiç yollar buzlanmamış gibi bir hava var. Hiçbir yerde Belediyeyi göremiyoruz.

                Kazılan yollar bir türlü zamanında adamakıllı yapılmıyor. Yapılan dolgular en ufak bir yağmurda kalktığı için yollar adeta köstebek yuvasına dönüşmüş. Şehirde büyük bir vurdumduymazlık var. Temizlik bile tam anlamıyla yapılmıyor. Toplanan çöplerin yanında kalan artıkllar yollara dökülüyor. Çöp konteynirleri yolların ortasında bırakılıyor. Temizlik görevlileri işlerin istemeden yaptıkları için, temizlerken daha çok kirlilik ortaya çıkıyor.

                Yeni yapılan kaldırımların yanında bırakılan kum artıkları ve kaldırımların üstünde düzgün dağıtılmayan kumlar arabaların geçmesiyle toz bulutlarına neden oluyor. Kaldırımların kenarlarında yerlerinden çıkan taşlar tehlike saçıyor.

                Park sorunu başını almış gidiyor. Esnaf başına buyruk yolların bir kısmını parsellemiş adeta. Kimse kanun nizam dinlemiyor. Kime sorarsanız bu manzaraları adeta içselleştirmiş. Ne sesini çıkaran var, ne de bu gidişe dur diyen. Balıkçı esnafı balıklarını kaldırımların üzerinde teşhir ediyor. Yani ayakkabı ile bastığımız yerlerde balıklar sergileniyor. Yıkanan kaldırımların suyu caddelere doluyor. Vatandaş ne kaldırımda  ne de caddede rahat yürüyebiliyor. Bu şehirde yaşamak hergün biraz daha çekilmez hale geliyor, sesinizi duyan olmuyor, kendi kendinize sinirlenip dertleniyorsunuz.

                Caddelerde yapılan kazılarda yeterli güvenlik tedbiri alınmıyor. Her an kazılan bir çukura ya da kapağı kırılan bir kanalizasyon çukuruna düşebilirsiniz. Arabanızla giderken aniden önünüze tekerlek boyunda çukurların içinde kalabilirsiniz.

                Anlayacağınız bu işler pek de iyi gitmiyor. Belediye asli görevlerini bırakmış, bırakın kimlik siyasetini ideolojik siyaseti ön plana almış gidiyor. Batman’ın geleceğine dair kaç projeleri var merak ediyorum. Şu ana kadar elle tutulabilecek kaç projeye imza attılar. Vizyon projesi ile daha kaç yıl geçecek. Trafik sorununu çözmek için hangi planlarınız var? Şehri keşmekeşlikten kurtarmak için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Ne zaman yapacaksınız? Daha ne kadar bu insanlar çile çekmeye devam edecek? Bu düzensizliğin müsebbibi de merkezi hükümet ve Erdoğan mı?

                Daha yazılacak çok şey var. Lakin bir şey değişmeyeceği kanaatindeyim. Zaten Batman Rehber Gazetesine de ambargo uygulandığından yazdıklarımızı da yetkililerden birilerinin okuyacağına ihtimal vermiyorum. Ama lütfedip de okurlarsa tavsiyem bu şehire biraz da eleştirel gözle bakmayı denesinler. Bu söylediklerimden daha fazlasını onlar da bulacaklar. Belki bu işi hakkıyla yapamadıklarını düşünürler de daha iyi yapmak için gayret gösterirler, ya da alınlarının akıyla bırakıp giderler.