0

 

Ey mazlum müslüman, biz ismini bile anmaktan, Allah'ın, peygamberinin lanetlemiş olduğu melunların adlarının seslice dahi söylenmesinden dahi hayâ ederdik. Değil o sapıkların televizyonlara çıkıp röportajlar, demeçler vermesi, biz daha onların o iğrenç suratlarını görmeden yüzümüzü o lanetlenmişlerden çevirirdik. Bak kardeşim, belki bazılarınız daha işin aslını, hangi boyutlara ulaşıp hangi ahlak sınırlarını aştığını, hayâsızlık sınırlarına dayandığını bilmiyordur. Belki daha bazılarınız Lut(as)'ın kavmine özenen hayâ, iman, şeref yoksunlarının iğrenç isimlerinin toplandığı kelimenin anlamını dahi bilmiyordur. Ey mazlum Kürt halkı, kandırılıyorsun. İmandan, insanlıktan, ahlaktan nasibini almamış nasipsizler senin saf ve temiz duygularından, düşüncelerinden yararlanıp, faydalanıyorlar. Sizin yanınızda "Kürtlerin hakkı, özgürlüğü… Yurttaşlarımızın hakkını savunuyoruz, arıyoruz" diyorlar. Dışarıya çıkıp, meydanlarda bağırıp hayâsızlıklarını sokak ortasında, meydanda yapıyorlar. Daha okuma yazması olmayan teyzelerin eline okunmasından dahi hayâ edilen pankartlar, afişler veriyorlar. Gösteriler düzenleyip, şov yapıyorlar.

Ey habersiz Kürt kardeşim, işte bağırıyoruz, haykırıyoruz. "Allah için kendinize gelin. Bakın böyle giderse bu zillet yolunun sonunda azap vardır". Sesimizi duymuyor musunuz? Ev ev gezip, kapı kapı dolaşıyoruz. Bu bize zor değildir, bizim mesleğimiz, görevimizdir. Daha yapabileceğimiz bir şey varsa onu da söyleyin, bir öneriniz varsa onu da iletin Allah aşkına ama yeter ki uyanın. Fakat demeyin "bizim haberimiz, bizim bilgimiz yoktu". Allah için hadi geçmiş yıllarda İslam uğruna sizin maslahatınız için feda olan azizlerimiz bir yana siz Yasin'i de mi görmediniz? Şehid Hüseyin'i Şehid Riyad'ı da mı duymadınız? Ya Şehid Hasan'ın daha doğmamış yetimi küçük Hasan'ın yetimliğine hiç mi gözyaşı dökmediniz?  Siz o nazenin, narin bedenlerin nasıl parçalara doğranıldığından, binalardan atıldığından, yakılıp vahşice ezildiğinden de mi habersizsiniz? Söylesenize siz ne zamandan beri bu hâle geldiniz? Nasıl bu kadar kör bu kadar sağır bu kadar dilsiz olabildiniz?

Ancak bu kadar uzun bir habersizlik, bilgisizlik, cahillik size hiçbir fayda vermez. Hatta bu cahilliğinizden hesaba çekilip, suskunluğunuzdan dolayı sorgulanacak, cevap vermek zorunda kalacaksınız. Sizlere "niye haberdar olmadın? Neden sessiz kalıp, yerinde saydın" denilecek. Ne cevap vereceksiniz? Size denilecek "sana verilen bir akıl, önünde inanıp, iman ettiğin kitabın (Kuran), peygamberin vardı. Ev ev gezen, meydanlarda haykırılan gerçekleri, uyarıları bizzat muhataplara ulaştıran uyarıcılar, doğru yola davet eden davetçiler vardı. Neden dinlemedin, neden yüz çevirdin yahut görmedin?" Allah aşkına bu sorulanlara ne cevap vereceksiniz? Hâlâ anlamamış mısınız? Bizim derdimiz, bizim emek harcadığımız, bizim felahını, huzurunu istediğimiz sizsiniz. Biz sizin için çalışıyor, sizin için çabalıyoruz. Şayet bunun aksi olsaydı biz kendimize yaşardık. Toplumun ahlak ve edebinin, inanç ve terbiyesinin bozulduğunu görünce de bir tepeliğin üzerine kulübemizi diker, günümüzü ve ömrümüzü Allah'a zikirle, ibadetle ve fikirle geçirirdik. Ancak bize verilen emir tepe üzerine kulübe dikmek değil bilakis memleketin her tarafına, cihanın her bir karışına "La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" bayrağını, tevhid sancağını dikmektir. Öyle bir dikiş ve öyle bir dalgalandırış ki, izzetle, şerefle, onurla, cesaretle… Âlemlerin rabbi olan Allah'ın izniyle…

 

Ey Kürt kardeşim, ben sana artık ne söyleyeceğimi, ne anlatacağımı o zalimlerin iğrenç yüzünü sana nasıl göstereceğimi bilmiyorum. Her şey apaçık ortada… Adamlar artık bütün sınırları aşmışlar, ar damarlarını çatlatmışlar. Kendilerinin yanında hiçbir şekilde hayâ, ahlak, şeref onur, haysiyet, dürüstlük ve namus kalmamıştır. İnsanlık yanlarından dahi geçmemektedir. İnsanlık; kurban bayramında elinde kurban eti bulunan gençlerin Allah'ın en büyük lanetinin üzerine olması istenilen topluluğun saldırısından kaçarken sığınmak için yardım talep ettikleri hâlde üzerlerine kapıların mı kapatılmasıdır? İnsanlık; evine, himayene sığınan tamamen masum kimseleri sadece Müslüman olduklarından dolayı vahşi, yamyam, aç kurt sürüsünün önüne mi bırakmaktır? İnsanlık; hayvani bir zevkle insanları satırla doğramak, bıçaklamak, yüksekten atıp, yakmak mıdır? İnsanlık; bu vahşete zılgıt çekip, alkışlamak mıdır? Şayet bu sayılanlar sizin yanınızda, inancınızda, kitabınızda insanlık ise alın insanlığınızı başınıza çalın. Bize imanımız da insanlığımız da yeter. Çünkü bizim insanlığımız mertliktir, yiğitliktir. Namustur, izzettir, cesarettir, şereftir. Zillet uzak izzet ise bizdendir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *