KUTLU DOĞUMUN TARİHİ SÜRECİ

Peygamberin, Fil vakasından 50 gün sonra, Rebiyülevvel ayinin on ikinci Pazartesi günü, tan yeri ağarırken, Mekke'de doğduğunu kitaplarımız bizlere haber vermektedir.Başka değişle; Miladi ay, gün ve tarih olarak ifade edecek olursak, 20 Nisan 571 Pazartesi'ye denk geldiği rivayet edilir. Peygamberin dünyaya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi Hicri Rebiülevvel ayının 12. gecesi, uzun yıllardır “Mevlid Kandili” olarak kutlanmaktadır.

Mevlid; Allah Resul’ünün dünyayı teşrifi, çocukluğu, risaleti, mucizeleri, ahlakı, vasıflarını yanında O’na tabi olmak için gerekli olan meseleleri ihtiva eder. Nitekim Abdullah b. Ravaha, Ka’b. Züheyr, Hassan b. Sabit gibi şair sahabiler de O’nun bu yönlerini anlatır, O’na tazimde bulunurlardı. Okunan şiirler, dinleyiciler üzerinde azim tesirler uyandırır, sahabenin Allah Resul’üne ittibaı güç kazanırdı. Sonraki yüzyıllarda gelen müellif ve şairler de mevcut geleneği devam ettirdiler. Maddi imkânı yerinde olanlar Allah Resul’ünün doğum gününde insanlara ikramda bulunurlardı. Osmanlılar zamanında ise  Osmanlı Edebiyatında Gül, peygamber efendimizi temsil ettiği için o vakitte güller dağıtılırdı.

Bazı kaynaklar mevlidi, Fatimi Devleti’ne dayandırırlar. İlk mevlid ihtifali hicri 362 yılında Kahire’ye gelen el-Muizlidinillah tarafından ramazan ayında okutulan altı mevlidle icra edilmiştir. El-Muizlidillah söz konusu mevlidleri Allah Resulü, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve mevcut halife için okutmuştur. İlerleyen yıllarda Fatimiler mevlidlerde çeşitli etkinlikler düzenler, mevlid sahibi için hutbeler irat ederlerdi.Suyutî mevlidi ilk olarak ihdas edenin Fatimiler değil Erbil hükümdarı Muzaffer (Ebû Said) olduğunu söylemektedir. Ondan sonra ki süreçte ise bir Kürt olan Selahaddini Eyyubi’yi Kudüs’ün fethi için Kutlu Doğumları insanların uyanışına bir vesile kılıp, bu tür çalışmalara başladığına tarih şahid olur.Ve günümüzde ise Peygamber Sevdalıları adı altında bu işe ön ayak olan Mustazaf-Der ve ona bağlı dernekler Nisan ayının tamamına bu tür etkinlikleri yayarken müşahit oluruz.

Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettiğinde Aşura günü Yahudilerin oruç tuttuklarını görünce sebebini sormuş; “Bu Allah Teâlâ’nınFiravunu boğup Musa’yı kurtardığı gündür. Allah’a şükür olarak oruç tutmaktayız.” cevabını alınca, “Biz Musa’ya sizden daha yakınız.” deyip kendi oruç tutmuş, ashabına da tutmalarını emretmiştir. Hz. Musa’nın kurtulması ve Firavun ’un boğulması nimetini onlara ihsan eden Allah’a oruç tutarak fiili şükürde bulunmuşlardır. Müslümanlar da onlar için en büyük nimet olan Allah Resul’ünün mevlidini çeşitli ibadetlerle Allah’a şükrederek ihya etmektedirler.

Allah Resulü pazartesi günü tuttuğu orucun gerekçesini açıklarken: “Bugün dünya geldim.” demiştir. Buna göre Mevlid-i Nebi’yi ilk ihya eden, o gün oruç tutarak Allah Teâlâ’ya şükreden Resul-i Ekrem’dir.

Her pazartesi Ebu Leheb’in azabı Allah Resul’ünün doğum müjdesi kendinse verildiğinde cariyesi Süveybe’yi azat etmesinden dolayı hafifler. Muhammed b. Nasıruddin ed-Dimeşki şöyle demektedir: Kur’an’ın elleri kurusun diye zemmettiği ebedi cehennemlik o kâfir; Ahmed’in doğumuna sevindi diye pazartesi günleri daha az azab görür. Ömür boyu Ahmed’le sevinen ve muvahhit olarak ölenin hali ise bir düşün nasıl olur. Hadis’i şerife göre Süveybe’yi azad ettiğinden dolayı Ebû Leheb’in azabı hafifleyecekse viladetle sevinen Müslümanların sevap kazanmaları evleviyetle mümkündür.

Ve sonsöz olarak biz öyle inanıyoruz ki Selahaddin’in torunları, Hüseyni davanın müdavimleri Kutlu doğumlarla tekrardan ümmeti ayağa kaldıracaktır. Onun Rezan olmadığı bir hayat tahayyül edilemez. 1925’te Nobel Edebiyat Ödülü ve 1938’de Pygmalion için Oscar’ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olan George Bernard Shaw Nebi(a.s)’dan dan bahsedeceği zaman şunlarısöyleyecekti:Bu harikulâde adamın (Muhammed’in (a.s.m.)) hayatını inceledim. O İsa aleyhtarı değil, bütün insanlığın kurtarıcısı olarak bilinmelidir. Onun gibi bir adam, bugün dünyanın idaresini eline alsa, eminim ki dünyayı, hasretini çektiğimiz barış ve saadete kavuşturur.