0

 

Kemalizm birinci dünya savaşından sonra parçalanan imparatorluğun arta kalanında oluşturulan ulus devletlerden Türkiye’nin payına düşen bir ideolojidir. Yeni Cumhuriyeti kuranlar güya padişahlardan kurtulmuşlardı ama devirdikleri imparatorluk ve padişahları aratan bir sistemi inşa etmişlerdi.

Bu ideolojinin adı Kemalizm idi. Ve herkesin elinde bir terbiye aracıydı. Bazıları bu ideolojiyi kuran Mustafa Kemal Atatürk’ten bile daha Atatürkçü olmaya başlamışlardı. Çünkü onu kullanmak işlerine geliyordu. Özellikle CHP ve onun Milli Şefi İnönü’nün izinde giden ve kendilerini ülkenin yegâne sahibi gören zihniyet tarafından oldukça kullanışlı bir malzeme idi. İyi de kullandılar doğrusu. Muhalefeti bertaraf etmek, istediklerini yaptırmak, gelecekte emellerine engel teşkil edebilecek olanları saf dışı bırakmak için istedikleri gibi amaçlarına alet ettiler.

Belli aralıklarla darbe yaptırarak gevşemeye yüz tutan inançları pekiştirdiler. Genç beyinlere bu ideolojiyi yerleştirmek için eğitim sistemini sık sık değiştirdiler. En sonunda da ne olduğu belirsiz, geçmişinden utanan hatta düşman olan, geleceği için de hiçbir ideali olmayan, kuru hamasetten başka bir birikimi olmayan, ırkçılık bataklığına saplanmış milyonlarca genç ürettiler.

Statükoyu sorgulamak için bir şans olan AK Parti iktidarı da bu modaya uyarak son 10 Kasım Atatürk’ü Anma etkinliklerinde en safta yer alarak adeta bir yerlere mesaj vermeye çalıştı. Önceki yıllardaki anmaların aksine Atatürkçülük adına üretilmeye çalışılan statükoyu sahiplenme gibi bir ilkemin içine girdi. Durumdan vazife çıkarmaya çalışan bazı yazar ve çizerler de işi daha da ileriye götürerek adeta Kemalizm güzellemeleri yaptılar.

Bu etkinliklerden biri de Batman’daki 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliğiydi. Bir meslek lisesi tarafından hazırlanan anma programı, bir anma programından daha çok bir kutsama merasimine dönmüştü. Sadece bir olan Allah’ta olması gereken sıfatların bir kısmı Mustafa Kemal Atatürk’e atfedilerek adeta ilahlaştırılmaya çalışıldı. Oysa bildiğimiz kadarıyla Mustafa Kemal de ölülerden medet ummayı reddeden bir kişiliğe sahipti. Sonra başörtülü bir öğrencinin Kürtçe ağıt yakarak bu senfoniye eşlik etmesi açıkçası bir çok kişide şok etkisi yarattı.

Kemalizmi kuranlar esas itibarıyla İslam’a ve Kemalizm ırkçılık temeline dayandığı için de Kürtlere de sıcak bakmıyordu. Başörtüsü İslam’ın sembolüydü. Kürtçe ağıt da daha düne kadar yasaklanan bir dildi. Nasıl oldu da bu ikisi bir araya gelmiş ve geçmişin bütün izlerini silerek, lisanı hal ile “biz şimdiye kadar yanlış yapmıştık, şimdi yaptığımız bu yanlışlardan dönüyoruz, bakın biz de Kürtçe olarak hem de başörtüsü takan bir Müslüman kızın diliyle ağıt yakıp tevbe ediyoruz.” Böyle bir anma programı neden yapıldı hala anlamış değiliz. Bu kadarına gerek var mıydı? Bir yerlere mesaj mı veriliyordu?

Maalesef gelinen nokta budur. Biz insanların karalanmasına destek vermeyiz. Ancak insanların ulu olarak nitelendirilip yüceltilmesine de karşıyız. İnsanların yanlış yapma ihtimallerinin daima var olduğunu söyleriz. Peygamberler hariç hiç kimse masum değildir. Dolayısıyla herkesi hak ettiği şekilde tarihteki yerinde bırakır, kararı tarihe bırakırız. Tarihi gerçeklerin konuşulmasından da kimsenin rahatsız olmaması gerekir.

Eğer AK Parti bu şekilde müzmin Ak Parti muhalifleri olan CHP lilerden ve sözüm ona Kemalistlerden oy alma uğruna bunu yapıyorsa, bence boşuna yapıyordur. Lakin onların derdi de

zaten Atatürk değildir. Nato tatbikatında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la beraber Atatürk’ü de hedef tahtasına oturtmaları ve buna karşın CHP ve Atatürkçülerden kayda değer bir tepki gelmemesi de bunun açıkça işareti değil midir?

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *