Kurban Bayramı sonrası
havaların ısınması ile düğün sezonu mevsimine girmiş olduk. Genelde
memleketimizde düğünler ağırlıklı olarak yazın yapıldığından yaz mevsimi aynı
zamanda düğün sezonu olarak da biliniyor. Geçtiğimiz cuma günü
camilerde “Evliliklerimiz Kolay Olsun” konulu hutbe okutularak aile
kurumu, düğün ve evlilik ile ilgili tavsiyelerde bulunuldu.
Aile kurumu, varlığımız ve
geleceğimiz için hayati bir öneme sahiptir. Toplumun çekirdeği ailedir. Aile
yapısı sağlam olmazsa, toplum yapısı sağlam olamaz. Toplum sağlam olmazsa
milletler, devletler ve ümmet ayakta duramaz. Güçlü ve temiz aile yapılarına
sahip olan İslam toplumları, güçlü toplum yapısına sahiptirler. Bunu bilen
İslam düşmanları, bu güçlü aile yapısını yıkmak veya en azından zayıflatmak
için ifsad ve yozlaştırma projeleri ile sürekli saldırıyorlar. Bunun bilincinde
olarak bizler de İslam toplumlarının daha da güçlenmesi ve İslam’ı bilen
ve anlayan nesiller yetiştirmek amacıyla örnek aileler kurulmasını
sağlamalıyız. Bunun için de evliliği kolaylaştırmamız ve evliliğin önündeki
engelleri kaldırmamız gerekir.
İslam toplumunda evliliğin
önündeki engeller kaldırılır, zinaya giden bütün yollar kapatılır ve evlilik
kolaylaştırılarak teşvik edilir. Zinaya meyledenler olsa bile bu fırsatı
bulamaz. Peki, günümüz dünyası ve toplumunda durum böyle mi? İslam’ın
öngördüğünün aksine evlilik ağır bir yük olarak zorlaştırılırken, her taraftan
zina necaseti akıyor. Evlilik zorlaştırılıyor, zina ise kolaylaştırılıp her
türlü vasıta ile teşvik ediliyor ve normalleştirilmesi yanında övülecek bir
maharetmiş gibi arsızca gençlere sunuluyor.
Alimlerimiz ve toplumun ileri
gelenleri haklı olarak gençlerin evlendirilmesi gerektiğini söylüyor ve bunu
teşvik ediyorlar. Tamam da ekonomik tablonun durumu ortadayken “gençler
evlenin” veya “gençleri evlendirin” demekle iş bitmiyor.
Gençleri evlendirmek; evliliğin ilanı olan düğünden geçiyor. Burada toplumun
örfü ve adetleri devreye giriyor ve özellikle damat ve ailesinin yükü ağırlaştırıldıkça
ağırlaştırılıyor. Damat çalışan biri olsa bile “ben aldığım maaşla nasıl düğün
yapayım?” veya “bu maaşla evlensem bile düğün borçlarını mı ödeyeceğim geçimimi
mi sağlayacağım?” diye düşünüyor. Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım
Hocanın dediği gibi: “Evlenmenin en düşük maliyeti 400 bin TL'ye
yükseldi. Nasıl evlensin zavallı gençler?” Bu sorun hem toplumun asli
gelenekleri hem de devletin teşvikleriyle çözülmelidir.
Resulullah (S.A.V.) gençleri
ısrarla evliliğe teşvik etmiş ve işleri kolaylaştırmamızı; “Kolaylaştırınız,
zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” (Buhari Sahih, İlim
11, Cihad 164) ve “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” (İbn
Hanbel, VI, 83) diye buyurmuştur. Fakat Müslümanlar olarak bizler,
kolaylaştırılması buyrulan evlilik ve diğer toplumsal meseleleri “adetlere”
sarılarak zorlaştırıyoruz.
Maddi zorluklar yanında bir
de toplumu yönlendirmeye çalışan küresel emperyalistlerin ifsad projeleri ve
algı operasyonlarının etkisiyle gençler evlenmekten kaçınıyor. Bunun için
fıtratımıza, özümüze dönmemiz gerekir. Aziz dinimiz İslam’ın ve peygamberinin
yol göstericiliğine ihtiyacımız var. Algı operasyonlarına karşı gençlerimize ve
ailelere şunu öğretmeliyiz: (Hutbede denildiği gibi): “… Evlilik, külfet
değil berekettir; meşakkat değil rahmettir… Evlilik gönüllerin, ideallerin,
sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır. Evliliğin ilanı olan düğünlerimizde asıl
olan tevazu ve sadeliktir. Gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olmaktır...”
Ailelerin ve toplumun
evliliği kolaylaştırmanın önünü açması kadar devletin de HÜDA PAR’ın önerdiği
“Evlilik Fonu Projesi” çözüm modelini uygulamalıdır. Yine Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda” yeni
evlenecek gençlere faizsiz kredi verileceği ve yeni evlilikleri teşvik etmek
üzere, Aile ve Gençlik Bankası üzerinden yeni evlenen çiftlere iki yılı geri
ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi verecekleri vaadi
ivedilikle yerine getirilmelidir.
Evlilik ile ilgili maddi ve
toplumsal sıkıntılar ve aile kurumuna yönelik saldırıların önüne geçilmezse
İslam toplumunu ayakta tutan aileyi ve geleceğimizi kaybedeceğiz.
Selam ve dua ile…