Ortadoğu, derin acılarla, çelişkilerle ve büyük ihanetlerle sarsılmaya devam ediyor. Bölgenin kalbi olan Filistin, her gün yeni bir trajediyle yüzleşirken, bazı Arap liderlerinin tutumu, adeta bu acılara tuz basıyor. Bu liderlerin, ABD gibi emperyalist güçlerle yaptıkları trilyon dolarlık anlaşmalar, Gazzeli çocukların açlık ve susuzlukla mücadelesi karşısında büyük bir utanç vesilesi olarak tarihe geçti.

Büyük şeytan ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan başta olmak üzere birçok Arap ülkesine ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, trilyon dolarlık silah ve enerji anlaşmalarıyla tarihe geçti. Ancak bu gösterişli karşılama, Filistin’de akan kanı ve Müslümanların çektiği zulmü unutturma çabası olarak algılandı. Trump, adeta bir kurtarıcı gibi karşılanırken, Gazze’deki masum çocukların, yaşlıların ve kadınların acıları görmezden gelindi. O dönemde Filistin’e uygulanan abluka, çocukların ilaçsızlıktan can verdiği, hastanelerin elektriksiz kaldığı, suyun bile lüks hale geldiği bir tabloyu ortaya koyuyordu.

Bu liderlerin trilyon dolarlık anlaşmalar yaparken, Gazze’ye bir yudum su, bir parça ekmek veya bir kutu ilaç ulaştırmaktan aciz olmaları, tarih boyunca unutulmayacak bir utanç olarak hafızalara kazındı. Büyük şeytan olarak adlandırılan ABD ile kurulan bu ilişkiler, birçok Müslüman için tam bir hayal kırıklığıydı. Filistin’in kanı üzerinde yapılan bu pazarlıklar, İslam dünyasının vicdanını derinden yaraladı.

Bugün Gazze, Batı Şeria ve Kudüs; tarihin en ağır ihanetlerinden birine tanıklık ediyor. Bu zulme ortak olan Arap liderleri, kendi halklarının tepkisinden kaçamayacak. Zira mazlumların ahı, tarihin en güçlü direnişlerinden biridir ve er ya da geç zalimlerin tahtlarını sallayacaktır.

Unutulmamalıdır ki Filistin’in onurlu direnişi, tüm ihanetlere rağmen asla bitmeyecek. Bu dava, adaletin, özgürlüğün ve insanlığın sesi olmaya devam edecek. Ancak bu ihaneti asla unutmamak, gelecek nesillere doğru bir miras bırakmak adına büyük bir sorumluluktur.