Daha kaç canımız yanacak,
daha kaç yerden yara alacağız… Sokaklar başıboş, saldırgan, kuduz köpeklerle
dolu. 7’den 70’e tüm kesim feryat ediyor ancak elinde yetki bulunduranlar bu
olaya kör ve sağır kesilmekten başka bir şey yapmıyor. Çocuklar sokakta rahat
oyun oynayamıyor, okula gidemiyor, arkadaşlarıyla dilediklerince
eğlenemiyorlar.
Barınaklarda, koruma altında
olması gereken köpekler sokaklarda, caddelerde cirit atıyor. Hemen hemen her
gün bir sokak köpeği saldırısıyla karşılaşılıyoruz ancak çözüme yönelik hiçbir
adım atılmıyor. Çoğu insan köpek saldırısında ağır yaralar alırken, birçoğu da
köpekten kaçarken ya bir aracın altında kalıyor ya da yerlerde debelenerek
vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanıyorlar.
Vatandaşlar yetkililere çözüm
için sesleniyor ancak gelin görün ki yetkililer de çözüm için harekete geçmek
yerine topu taca atarcasına ‘bu soruna çözüm üretilmeli’ diyerek vatandaşa dert
yanıyor. Geçtiğimiz gün bu soruna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarım ve
Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Her gün başıboş hayvanların saldırılarına
muhatap olmuş evlatlarımız var. Sosyal ve mesleki sorumluluk adına bazı
çalışmaları yürütmemiz geriyor." ifadelerini kullandı.
Oysa vatandaşların beklediği,
‘başıboş sokak köpekleri sorununa ilişkin şu şu konularda çalışmalar
yürütülüyor, şöyle bir projemiz var, böyle bir adım atıyoruz…’ vs. gibi
açıklamalardı.
Bundan daha vahim açıklamayı
ise geçtiğimiz haftalarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat
Kurum yapmıştı. Sokaklarda nice canlara mal olan başıboş köpek sorununa ilişkin
Bakan Kurum, köpeklerin sokakta başıboş olmasının bir zararının olmadığını
savunmuştu. Kurum, “Sokakta olmasının hiçbir zararı yok. Bir kere buraya bir
ayıralım. Tehlike arz eden hayvanlar zaten yönetmelikte de net bir şekilde
tarif edildi. Bunlar da insanlarımızın yoğun olarak kullanıldığı alanlarda
tasmasız ve maskesiz dolaştırılmayacak. Başıboş tehlike eden bir hayvan varsa
bu hayvan barınağına götürülecek ve sahibi ile ilgili gerekli işlem yapılacak.
Eğer tekrar edilmesi durumunda da o hayvana el konulacak. Şimdi bizim hiçbir
hayvanla, hiçbir canlıyla ilgili bir sorunumuz yok. Yani hani bunun dışında
bilmiyorum neyi eleştiriyorlar?”
Vatandaşlarda büyük hayal
kırıklığına yol açan bu açıklamalar, bu sorunun çözümü için ‘daha ne kadar can
kaybetmemiz’ gerekir dedirtti. Acaba vatandaşlar sözde hayvan sever ama
gerçekte bir yerlerden nemalanan, mamalanan bir kesimin insafına mı terk
edildi. Çünkü bu insafsızlar, çocukların ölümlerini umursamadan adeta mamayı
gelir kapısı haline getiriyorlar. Bu sözde hayvan sever kesim, köpeklerin
sokakta kalmasını arzulayıp, köpek maması bağışı alıp, parayı cebe indiren
rantçı mama çetelerinde başka bir şey değiller.
Taşların bağlandığı,
köpeklerin sokaklara salındığı bu dönemde canı yananların ettiği iki kelime
bile bu sözde hayvan severlerin linçine maruz kalmaya kadar götürüyor. Bu
güruh, sokak köpeklerinin saldırılarında can veren, ağır yaralanan insanları
görmezden geliyor ama en ücra köşede köpeklere yönelik en basit saldırıyı
günlerce gündem edebiliyorlar. Demem o ki bu konuda elinde yetki bulunduranlar
bir adım atmazsa, sokaklardaki bu köpeklere bu köpeklerden beslenen kesime bir
çözüm bulmazsa daha çok canlar yanacak…