Her dönem ortalığı
karıştırmak için fırsat kollayanlar, bu son günlerde mülteciler üzerinden yeni
provokasyonlar peşinde koşuyor. Savaştan, yokluktan, çaresizlikten kaçan
mazlumlar, sığındıkları ülkemizde faşist ve ırkçı kesimin her türlü provokasyon
ve tehditleriyle zor günler geçiriyor.
Mülteciler üzerinden ortalığı
karıştıran kesimin de aslında buranın yerli halkı olmaması, balkan ve diğer
bölgelerden göçen kesimler olması da ayrıca trajikomik. Özellikle ismi lazım
değil siyasi bir partinin ve başkanının kışkırttığı, körüklediği mülteci
düşmanlığı önü alınmazsa tehlikeli boyutlara ulaşabilir.
Türkiye ve Türkçülük üzerinden
faşistlik yapan bu kirli zihniyetin düşmanlıkları ise özellikle Suriye,
Afganistan ve Pakistan üzerinden gelen mülteciler, göçmenler üzerinde
yoğunlaşıyor. Batının mültecilere yönelik ayrımcı, kirli ve alçakça
yaklaşımının bir yansımasını da bu topraklarda görmek bizleri üzüyor açıkçası.
Sarı saçlı, mavi gözlüye kucak açan, İngilizce konuşanı başının üstünde taşıyan
bu zihniyet Suriye, Afganistan ve Pakistanlı mültecilerin ten renginden,
konuştuğu dilden rahatsız…
Bugüne kadar tabelalarda,
caddelerde, televizyonlarda yer alan İngilizce reklamlara, kelimelere zerre ses
etmeyenler, bu dönemde özellikle Arapça kelimelere yönelik büyük bir düşmanlık
yürütüyor. On yıllardır her yanımızı sarmış İngilizce kelimeler ve kavramlara
tek laf etmeyenler, gördükleri Arapça kelimelere adeta kırmızı görmüş boğa gibi
saldırıyor. Biz bu zihniyeti, Kürtlere ve Kürtçe’ye olan düşmanlıklarından
tanıyoruz. Bu habis zihniyet yıllarca Kürtlere ve ana dillerine büyük bir
düşmanlık yürütmüş ve zaman zaman da bazı bölgelerde bunu sürdürmeye devam
ediyor.
Irkçı ve faşist azgınlar öyle
alçakça bir provokasyon yürütüyor ki birçok kesimden destek görmeye başladı.
Çünkü en büyük argümanları hile ve yalan. Son günlerde özellikle dolaşıma
koyulan kaynağı belirsiz, geçmiş yıllara ait, farklı ülkelerde yaşanmış
olaylara ait görüntüler, diğer kesimin de faşist duygularının kabarmasına neden
oluyor. Ortaya atılan yalanlar sonradan ortaya çıksa da çamur atılmış, izi
kalmış ve etkilenen etkilenmiştir. Algıları başarıya ulaşmış ve istediklerini
almışlardır.
Bir Suriyelinin, bir
Afganlının yapmış olduğu yanlış bir olayı tüm Suriyelilere, Afganlılara mal
eden bu kesim toptan bir düşmanlık oluşturma peşindeler. Bazı Türklerin
Suriyelilere yaptığı alçakça eylem ve saldırıları görmezden gelen bu güruh, bir
Suriyelinin eylemini tüm Suriyelilere mal ederek toptan bir düşmanlık
körüklüyor.
Bu kirli zihniyetteki
insanlara Suriyeli Emani’yi sorsanız bilmezler. Oysa kendilerinden olan
alçakların, Emani El Rahmun’a ve ailesine yaptıkları vahşete, yer-gök ağladı,
yürekler dağlandı. Sakarya’da 2017 yılında meydana gelen olayda 9 aylık hamile
Emani ve 10 aylık bebeği evden kaçırılmış, kadına tecevüz edilmiş, karnındaki
bebeği sopa darbeleriyle katledilmiş. Daha sonra da Emani ve 10 aylık yavrusu
da kafası taşla ezilerek, boğularak katledilmişlerdi. Bu vahşetin müsebbipleri
işte bu faşist ve alçak provokatörlerdir.
Bu son günlerde yaşanan
provokasyonların önüne geçilmezse Allah korusun, bu türden ve alçakça olaylara
daha şahitlik edebiliriz. Özellikle yetkililerin olayları körüklemek yerine
yatıştırması ve bu alçak zihniyete pabuç bırakmamaları gerekmektedir.