Gazze’ye tüm gücüyle ve vahşice saldıran Siyonist rejimin
ilk günlerdeki şımarık ve küstah tavrından eser kalmadı. Sivillere yönelik
soykırımdan başka direniş karşısında ciddi hiçbir başarı sağlayamayan, özel
birlikleri sapır sapır dökülen Siyonistler hiçbir hedeflerine ulaşamadılar.
Büyük hedefleri hayallerde kaldı.
Hamas, İslami Cihat ve direniş, Siyonist rejimin siyasi
yapısını, güvenliğini ve zihinsel durumunu çökertmeyi başardı. 7 Ekim
operasyonu sonrası Kassam’ın, Kudüs Seriyyelerinin ve diğer İslami güçlerinin
gösterdiği olağanüstü direniş, Amerika gibi sözde süper güçleri bile şaşkınlığa
ve hayal kırıklığına uğrattı. Amerika dişileri bakanı artık açık açık, Siyonist
dostlarına, hayal kurmayın, Hamas’ı bitiremezsiniz diye nasihat etmek zorunda
hissediyor kendisini.
Siyonistler, elhamdülillah hiçbir hedeflerine ulaşamadılar.
7 Ekim Aksa Tufanı sonrası Siyonistler, Batılı devletleri de arkasına alarak
kendisini mazlum, saldırıya uğrayan, HAMAS’ı ise terörist göstermeye çalıştı.
Öyle kirli bir algı yarattılar ki bizdeki bazı gafil siyasiler ve aydınlar
bile, “HAMAS ne yaptığını sanıyor. Kendinden büyük işlere kalkışıyor” diyebildiler.
Yine İslam’a ve Müslümanlara düşmanlığı marifet bilen, her fırsatta
Müslümanlara karşı Batılı güçlerin yanında duran kesimler, Siyonistlerle ve
Batılılarla birlikte HAMAS’ı terörist göstermekten çekinmediler.
Lakin bu algı, iftira ve yalanların ömrü kısa sürdü. HAMAS’ı
ve direnişi dünyanın gözünde terörist gösterip yalnızlaştırmak isteyen
Siyonistlerin kendilerinin terörist oldukları tüm dünya tarafından görüldü.
Dünya halkları Gazze’ye, Filistin’e, HAMAS’a, İslami Cihad’a sahip çıkarken
Siyonistler yalnızlaştı.
HAMAS ve direniş cephesinin yürüttüğü diploması, Gazze’de
olup bitenleri tüm çıplaklığıyla dünya gündemine taşıma becerisi, kendilerini
iyi anlatabilmeleri ve Siyonistlerin vahşi cinayetlerinin örtbas edilmesine
müsaade edilmemesi Siyonistlerin bu konudaki çabalarını akamete uğrattı.
Siyonistler ve destekçileri 100 gündür sürdürdükleri vahşi
cinayetlerine rağmen HAMAS’ın direnişini kıramadı, onu geriletemedi, HAMAS’ın
mücadele azmini kıramadı.
Kapalı kapılar ardında Arap ülkelerindeki hain yönetimlerle
yaptıkları kirli planlar kursaklarında kaldı.
Filistin halkına yönelik alçakça terör ve soykırımın Gazze halkını ürküteceğini,
Gazze halkının Mısır’a doğru kaçacağını veya en azından HAMAS’a baskı yapıp onu
direnişten vazgeçireceğini umut ediyorlardı. Vahşi katliamlar karşısında hem
HAMAS hem Gazze halkı daha fazla dayanamayacak, teslim bayrağı çekecekti.
Siyonistler Gazze’yi ele geçirdikten sonra Batı Şeria’nın
işini bitirecek, daha sonra silahların namlularını Lübnan’a, Hizbullah’a
çevireceklerdi.
Böylece büyük israil’in önündeki engeller birer birer yıkılmaya başlayacaktı. Ama umdukları gibi olmadı. Müslüman Gazze halkı akıllara durgunluk veren bir kahramanlık sergiledi ve sergiliyor. 25 bin şehide, on binlerce yaralıya rağmen, topyekûn açlığa, susuzluğa, barınaksızlığa mahkûm olmalarına rağmen ilk günkü heyecan ve coşkuyla direniyor.