7 Ekim’den bu yana devam eden
siyonist işgal vahşeti her gün yeni bir boyut kazanıyor. Şehid sayısının her
dakika arttığı katliam ve soykırımın yaşandığı Gazze Şeridinde dünya ülkeleri,
Müslüman ülke liderleri ve uluslararası kuruluşlar etkili bir adım atmaktan
uzak tavırlarını devam ettiriyorlar.
Gazze’de mücahidler, siyonist
terör şebekesi ve destekçisi ABD ve Avrupa ülkelerine karşı destan yazıyor.
Tabi israil terör örgütü (İTÖ) gerçek kayıplarını görüntülere rağmen hem kendi
kamuoyundan hem de dünya kamuoyundan gizliyor. El altından da ABD üzerinden
bölge ülkelerine telkinde bulunarak “ateşkes” arayışına giriyor. Şunu hiçbir
zaman unutmayalım! Siyonist terör çetesi İTÖ ve yardakçıları zor durumda
olmadıkları sürece “barış görüşmesi” ve “ateşkes” teklifinde dolaylı veya direk
bulunmaz. Eğer Müslümanları mağlup edecek gücü ve imkânı varsa hiçbir zaman
dünya kamuoyunun tepkisini dinlemez ve sınırsız vahşet gerçekleştirir. Ama ne
zaman kuyruğu sıkışırsa o zaman geri çekilme ve savaşı durdurmanın yollarını
arar. 2006’da Hizbullah’a karşı mağlup olduğu savaşta da böyle oldu. Bugün de
direniş cephesine karşı bir varlık gösteremeyip sivil hedefleri vurmaktan öteye
geçemiyor.
İTÖ bir taraftan bunu
yaparken diğer taraftan Gazze’ye destek veren ülkelere karşı ABD ile birlikte
el altından kirli ve örtülü bir savaş yürütüyor. Ne zaman ki, dünya siyonizmi
ve küresel emperyalist hegemonyaya karşı duran bir ülke yönetimi olursa onu
çeşitli şekillerde hedef alıyorlar. Ya ülke içinde devşirdikleri “etki
ajanlarını” kullanarak muhalefet bloku oluşturarak yolundan döndürmeye
çalışırlar, olmadı ise kendi kontrollerinde olan “terör örgütleri”ni kullanarak
silahlı saldırılar tertip ederler. Olmadı askeri darbe ve işgallere kadar işi
götürüp o ülkeyi kendi çizgilerine çekerler ve buna da “Demokrasi” derler.
Yıllardır başta İslam coğrafyası olmak üzere farklı coğrafyalarda uyguladıkları
strateji budur.
Şimdi ülkemizde geçtiğimiz
hafta sonu bir gün arayla Kuzey Irak’ta askere yönelik saldırılar da bu planın
bir parçasıdır. Türkiye’ye verilen mesaj şudur: “Gazze’yi desteklemekten
ve bize karşı cephe almaktan vazgeç.” Ülkeyi yönetenler bu mesajı almış mı
bilemem? Ama hâlâ bataklıkla değil, sivrisinekle uğraşmaya devam ediyorlar.
Sadece Türkiye’de değil, siyonist İTÖ’nün sapkın ideoloji ve hedefi olan “arz-ı
mev’ud” topraklarında “terör” ve kaos temelli planlara devam edecekler.
Yıllardır ABD, Suriye’nin kuzeyine silah yığıp kullanışlı kara gücü olarak
beslediği örgütleri eğitmiyor mu? Önceki hafta ABD-PKK/YPG ortak tatbikat
yapmadı mı? Şimdi durum bu kadar açıkken ABD ve siyonist israil’i görmeden
strateji belirlemek ne kadar doğru? Kuklacıları bırakıp kuklalarla ve
maşalarla, bataklık yerine sineklerle uğraşmak sorunu çözmez. Zaten
siyonist-evangelist ittifak da tam olarak bunu istiyor. Ülkeyi yönetenler bu
gerçeği bildikleri halde neden korkuyorlar? Bu gerçeği neden dillendirmiyorlar?
Yeryüzünde ABD ve siyonistlerin silahı olmadan hiçbir “terör örgütü”nün
yaşaması mümkün değildir. Durum bu kadar net iken hâlâ nasıl büyük şeytan ABD
ve NATO’da olan İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer ülkelere “müttefik”
diyebiliyorlar. Bunlar müttefik değil, en büyük düşmandırlar.
Asıl mesele büyük resme
baktığımızda: Başta “arz-ı mev’ud” sapkın projesi olmak üzere dünyanın
neresinde terör, kargaşa, darbe, kaos ve iç karışıklık varsa bunun arkasında
insanlık düşmanı siyonistler, ABD ve destekçileri ile küresel projeleri var.
İsrail terör devleti ve ABD var oldukça ne coğrafyamızda ne de dünyanın hiçbir
yerinde terör ve kargaşa bit-meye-cek-tir.
Başta ülke yöneticilerimiz olmak üzere İslam ülkeleri ve mazlum halklar bunun bilincinde olarak bir araya gelmeli ve ortak strateji belirleyerek küresel terör baronlarının oyunlarını başlarına geçirmelidir. Aksi halde uzun yıllar boyu bu filmleri izlemeye devam edeceğiz. Vesselam…