Yazar
Covid’19 salgını dünyanın dengesini değiştirdi. Aslında
dünyanın bir suçu yok, dünyanın üzerinde yaşayan ve herşeye gücü yettiğini
zanneden insanoğlunun dengesi bozuldu.
Çünkü
materyalist eğitim sistemleri bencil ve zevkine düşkün, hazzın ve anın peşinde
koşan insan tipi yetiştirmektedir. Covid’19 ile kişilik bazında bencillik o
kadar arttı ki, toplum adeta yalnızları oynuyor.
Salgından en çok etkilenen de
şüphesiz ki, sağlık sistemidir. Öyle ya her şey orada bitiyor. Muayene,
testler, tedaviler, yoğun bakımlar, filyasyonlar vs. Bir de covid 19 dışında
hasta olanlar da var. Korona bize onların varlığını unutturdu sanki.
Hastanelerin polikliniklerini kapatınca bu hastalar bitmiyor. Belki bir kısmı
öteleniyor. Bulaşma korkusuyla kimsenin hastaneye gitmemesi bu hastalıkların
buharlaştığı anlamına gelmiyor.
Vatandaşın bu konudaki
rahatsızlığı artık dayanılamaz halde. Araştırma hastanesinde muayene olmak
artık bir lüks haline geldi. Herhangi bir branşta bir gün sonrasına randevu
almaktan vazgeçtik, bir hafta ve iki hafta sonrasına bile sıra alamıyorsunuz.
Hasta olan ve özel hastaneye gitme imkânı olmayan vatandaş ne yapsın?
Hastalığının daha çok ilerlemesini mi beklesin, yoksa borçlanarak özel
hastanelere gitsin? Malumunuz bir özel hastaneye gidince 300-500 TL ödemeden
çıkmanız biraz zor. Muayene ücreti ile kurtulmanız zor, tahlil, film derken
gittiğinize ve gideceğinize pişman oluyorsunuz. E konu sağlık olunca, hele konu
çocuk ve eş olunca akan sular duruyor.
Kısıtlamaların kalkmadığı yer
kaldı mı acaba? Okullar tam olarak açık, kahvehaneler, lokantalar, marketler
tam olarak açık. Hatta maskeye bile artık bir çok yer uymuyor. Sıra hastaneye
sıra almaya gelince sıra bulamıyorsunuz. MHRS adlı cansız sisteme de derdinizi
anlatamıyorsunuz. Ne olacak peki. Hastaneler ne zaman en baştaki normal haline
dönecek? Yeni normal, eski normal derken gerçek normali unuttuk.
Herkese 10-15 gün sonra randevu
açılıyorsa veya hiç açılmıyorsa muayene olanlar nerden geliyor? Bu nasıl bir
algoritma, nasıl işliyor, vatandaş merak ediyor gerçekten.
Eğitim ve Araştırma hastanesi
açılınca Batman’ın bu konuda rahatlayacağını sanmıştık. Ancak durum öyle değil
sanki. Keşke hastane yetkilileri kamuoyunu bu konularda aydınlatsa da, bizler
de bilgi sahibi olsak.
Değerli dostlar konu hastaneden
açılmışken Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil bölümü önünde oluşan araç
trafiğinden de bahsetmeden olmaz. İki taraflı parkı anladık da park eden
arabanın yanında park etmek ne oluyor. Yolu tek şeride düşürmek nasıl bir
bencilliktir. Sadece kendini düşünerek hareket etmek, trafiği tıkamak da neyin
nesi. Denetim mi, maalesef şimdiye kadar hiç görmedim. Anlayacağınız tam bir
keşmekeşlik hakim bu alanda. Orada ne bir yaya geçidi var, ne bir levha var, ne
de arada bir de olsa uğrayan bir trafik ekibi. Hayatı zorlaştırmakta üstümüze
yoktur. Hep çile çekmeye adayız. Hep bir gerginlik, koşturmaca ve belirsizlik
hakim. Kural diye bir mefhum yok zaten. Ne sürücüler ne de yayalar bu kuralları
takıyor. Yolun her tarafı yaya geçidi, yolun her tarafı park alanı. Ne güzel
memleket.
Bunları yazarken bile sıkılıyor
insan. Neden bu kadar düzensizlik ve neden bu kadar lakaytlık. Bu memlekete
düzen ve huzur gelmeyecek mi?
0 yorum