88

    İslamî eğitim; ruha, kalbe ve akla hitap ettiği için birey ve toplum psikolojisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Birey ve toplumun nasıl hareket etmesi gerektiğini ve hareket edince de olabilecek durumları önceden önlem alarak olaya müdahale edebilmektedir. 

     Maddeci eğitim ise insanları tüm yönleri ile geliştirmediği için bireyi eksik olarak eğitip topluma bela ediyor. Maddeci eğitimin hâkim olduğu yerlerde sorunlar da had safhada oluyor. Maddeci eğitimle 20 yıl eğitim alan kişilerin kendi duygularını, iradelerini kontrol edemediğini görebilmekteyiz.

     Ama İslamî eğitim alan bireyler, kendileri üzerinde otokontrole sahiptirler. Diyeceksiniz ki çevremizde bir sürü kontrolsüz Müslüman var. Ben de derim ki; onları İslam eğitmemiş, onlar Materyalist, Laik eğitim sistemin eleğinden geçmişler. 

     Kur’anî eğitim metodu, bireyi gerçek manada düşünmeye yönlendiriyor. Empati duygusunu geliştirerek akla hitap ediyor. Bilişsel, duyuşsal ve psikomotor alanları üzerinde etki eder. Örnek olarak kısas ayetine bakılabilir.

“O hâlde ey akıl sâhibleri, (bilin ki) sizin için kısasta hayat vardır. Tâ ki siz (bu sâyede bir başkasını haksız yere öldürmekten) sakınasınız. (Bakara-179) Kısasta hayat var. Çünkü bir kimse, birisini öldürmeye niyetlendiğinde, kısas edileceğini düşünerek korkar ve vazgeçer. Böylece hem kendisi hem de öldüreceği kimse hayatta kalmış olur. Bundan daha güzel empati mi olur? 

     Kur’an'ın şu güzel yöntemini görüyor musunuz? 

Önce akıl sahiplerine hitap ediyor. Aklınızı kullanın, diyor. Bu, bilişsel yöne bir hitaptır. Atacağınız adımın sonunda neyle karşılaşacağınızı hesaba katın. Sonra da duyuşsal alan olan empati kurmalarına yönlendiriyor. İnsan psikolojisini güzel bir şekilde analiz ederek oluşabilecek toplumsal faciayı önceden önleme yolunu gösteriyor. Yani psikomotor becerilerini kötü bir şekilde kullanmasına engel oluyor. 

   Aynı şekilde miras bildirme ile ilgili geçen ayette de vasiyet edeceği şahsın ve içinde bulunduğu durumu resmediyor. Örneğin bakara suresinin 181. ayetine bakılabilir. 

Yapılacak vasiyet, gelecekte karışıklık çıkmasını önlemek içindir. Bununla birlikte şahitler de bırakılıyor. Bırakılan şahitler de uyarılıyor. Bak! Yanlış yola girme, sakın şeytana uyup da nefsinin arzularının peşinde giderek vasiyette bir değişiklik yapma. Eğer bir yanlış yapma gibi düşüncen varsa şunu bil ki Allah Semi'dir, Alim'dir. Her şeyi işiten ve bilendir. 

     Allah(cc), insanların huyunu, tabiatını bildiği için oluşabilecek sorunların önüne geçmek için onları önceden uyarıyor. İnsan, iyilik ve kötülüğü içinde barındıran bir potansiyele sahiptir. Manevi duygularını kontrol edemeyip azıcık dünya malına tamah edip yanlış yola girebilir. Bunun için Kur'an, insanın psikolojik yapısına sesleniyor. İnsan gözlem altında olunca daha dikkatli olur. Kameralar karşısında daha çok kendine çeki düzen verir. İşte Kur'an insanın bu zayıf damarını bildiği için oradan ona engel olmak istiyor. Yani her şeyi gören ve bilen bir Allah var. Allah'ın kameraları daima açık. Yanlışa düşecek bir hareket yapma, diye onu ikaz ediyor. Hayvansal güdülerin peşinde gidip de ulvi dereceye sahip olan manevi değerlerini alt üst etme. Ahsen-i takvimden esfele-i safilin’e düşme, diye uyarıyor. 

     Günümüzde kamu ve özel bütün kurumlar kamera sistemi ile denetlenmektedir. Peki, bu kadar teknolojik araç ve gereçlere rağmen personel zapt ediliyor mu? Maalesef hayır. Yolsuzluklar, rüşvet kulaktan kulağa...Çünkü insanı içerden koruyacak, durduracak bir güç yoksa dışardan durdurmak çok zor. Azgın nefis su misali fırsatını buldu mu yol alır. 

     Cenâb-ı Hakk, her şeye her şeyden daha yakındır. Her şeye yakın olanı dinlemek ve ona itaat etmek lazım. 

     Kesintisiz bir şekilde her şeyi her zaman gören ve işiten Alemlerin Rabbi'ne emanet olunuz.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *