Ölüm de sıradanlaşır mıymış? diye sorabilirsiniz kendinize.

Maalesef, sıradanlaşıyormuş…

Terörist israil 19 aydır sürdürdüğü soykırımı herhangi bir yaptırım ya da müdahale görmediği için rutine bağlamış durumda. Esir anlaşmasını bozduğundan bu yana Gazze’de her gün 100’den fazla sivili bombalayarak şehid ediyor.

Şu ana kadar herhangi bir bombanın hedefi olmayanlar ise açlıktan ölmek üzere…

2 Marttan bu yana Gazze’ye bir buğday tanesi dahi girmedi. Çoğu çocuk 57 kişi yetersiz beslenmeden kaynaklı vefat etmiş durumda…

BM’nin, geçtiğimiz salı günü “Yardım sağlanmazsa Gazze'de 48 saat içinde 14 bin bebek ölebilir” açıklaması bile dünyayı sallamadı maalesef...

Günümüz israf dünyası, kapitalist hegemonların yönlendirmesiyle bu trajediyi anlayacak bilincin altına çoktan kibrit suyu dökmüş durumda. Tok yaşamaktan açlığın ne demek olduğunu anlamayacak yığınlar var.

Düşünsenize, bir öğün yemek yemediğinizde hissettiğiniz açlığı...

Allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin. Ancak Gazze’de yaşatılan insanlık suçu, insanım diyen hiçbir varlığın kabul edebileceği bir durum değil.

Gazze’nin yanı başında sınırlarını kapalı tutan komşu Arap ülkelerinin kukla yöneticileri suspus!. Bu ülkelerde yaşayan ‘Milyonlarca Müslüman var, dayanamaz bu zulme, yıkar sınır duvarlarını, açlığa ölüme terk etmez kardeşlerini’ diye düşünüyorsunuz ama bir türlü harekete geçilmiyor.

Biraz tefekkür edince anlıyorsunuz; aslında düşman, Gazze’yi yavaş yavaş öldürürken coğrafyamız insanının inanç ve değerlerini zayıflatan kültürel işgalini çok önceden tamamlamış ki bu mezalimi cüretkarca devam ettirebiliyor.

Hatta öyle bir düzenek kurmuş ki; coğrafyamızda yaptığı katliamların askeri harcamalarını ve kültürel işgale harcadığı paranın fazlasını müstemleke valileri gözüyle baktığı bu saltanat sevdalısı kişiliksizlerden tahsil ediyor.

Bu kişiliksizlerin vurdumduymazlığı karşısında Avrupalı liderlerin insani görünen açıklamaları ise tam bir Alicengiz oyunu misali...

Bakmayın öyle İngiltere, Fransa ve Kanada’nın bu hafta içerisinde israil’i kınayan açıklamalarına...

Siyonizmin koşulsuz destekçisi ABD’nin müttefiği bu ülkeler işgalci israil’in Gazze’yi bombalayan silahlarını temin eden hatta bizzat katılım gösteren ülkeler...

Birileri bu ikiyüzlü açıklamalara inanabilir ancak ben bunun da oynanan tiyatronun bir parçası olduğuna inanıyorum. Evler, camiler, okullar, hastaneler, çadırların bombalanarak 20 bini çocuk 55 bine yakın insanın vahşice katledildiği, aşılmayan hiçbir kırmızıçizginin kalmadığı 19 ay boyunca neredeydiniz!..

Eğer kınamalarınızda samimiyseniz terörist israil’e silah vermeyin de bakın bakalım saldırılar duruyor mu, durmuyor mu?

Ama yok, samimi değiller.

Çünkü İngiltere Başbakanı Starmer’in kınama açıklaması yaptığı bu hafta içerisinde bir gece; İngiltere’nin Kıbrıs'taki üssünden Tel Aviv'e silah ve asker taşıyabilen bir askeri nakliye uçağı gönderdiğini ve ayrıca işgalci israil'in katliamında yardımcı olma amaçlı istihbarat toplamak üzere Gazze üzerinde bir casus uçağı gönderdiğini biliyoruz.

Anlayacağınız tek dertleri, bir asırdır destekledikleri israil’e zaman kazandırmak...

Yüzlerce ton bomba ve güce rağmen Kassam mücahitlerine güç yetiremeyen terörist israil’in 80 gündür uyguladığı aç bırakma soykırımı karşısında her geçen gün artan protestoların kendi yönetimlerini de tehlikeli bir sürece doğru ittiğini gören bu batılı ülkeler, açıkçası halklarının sesine kulak veriyormuş gibi bir repliğe soyunmuş durumdalar. Yani tiyatro devam ediyor.

Ve bu tekrarlanan korkunç katliam ve açlık krizi; batı kaynaklı uluslararası haber kanallarında “Ortadoğu insanının kaderi”ymiş gibi olağan bir şekilde sunulurken, Türkiye’deki televizyon ekranlarında ise yolsuzluk ve hırsızlığı üzerine konuşulup tartışılan bir siyasetçiye ayrılan zaman kadar bile değer bulmuyor artık.

Bu acı sessizlik, vurdumduymazlık, vicdansızlık ve hissizliğin ötesinde; elinde imkânı olup da yapılan kötülüğü engellemeyen herkesi yapılan soykırıma ortak ediyor, biline!