Tarih, güç sarhoşluğu ve iktidar sevdalısı şımarık, zalim ve vahşi liderlere çokça şahitlik etmiştir. Kur’an-ı Kerim, bu azgın, asi ve katil tiplemelerin bilinmesi için ‘Firavun ve Nemrut’ örneğini belirgin bir şekilde insanlığa sunar.

İkisi de mülkü açgözlülükle sahiplenmenin şımarıklığı içindedir.

İkisi de iktidarının güç, ihtişam ve kalıcılığını ‘bilgi, zekâ ve servet’ yönüne bağlar.

İkisi de âlemlerin Rabbi olan Allah’a küstahlık içindedir:

“Firavun dedi ki: ‘Ey Haman! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ’nın ilâhını görürüm(!)” (Mümin: 2)

“Allah’ın kendisine verdiği iktidara dayanarak rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya giren kimseyi(Nemrud’u) görmedin mi? İbrahim ‘Rabbim hayat veren ve öldürendir.’ deyince o, ‘Hayat veren ve öldüren benim!’ dedi. İbrahim ‘Allah güneşi doğudan getirmektedir, hadi sen de onu batıdan getir.’ dedi. Bunun üzerine inkârcı ne apışıp kaldı. Allah zalimler topluluğuna rehberlik etmez.” (Bakara: 258)

İkisi de iktidarları için tehlike gördükleri ‘ekin/kültür ve nesli’ yok etmek istemiştir.

İkisi de insanların kendilerine kul olduklarına inanır ve kimsenin habersiz kımıldamasına bile tahammül etmezler.

İkisi de arkasına aldıkları güçle şımarıp azgınlaşırlar; ama karşılarına dikilen bir Musa veya İbrahim olunca ne kadar beceriksiz, sünepe ve aciz olduğu ifşa olur.

Tarih; bu küstah, azgın, zalim ve despot tiplerle doludur.

Ebucehil, Hülagu, Stalin, Mao, Hitler ve Saddam…

Yakın zamandan hemen aklımıza gelen tipik birkaç diktatör, gasıp ve tirandır.

Dünya başka ceberut, zalim ve vahşilerin elinden el eman etmekte, mazlum feryatları yükselmekte, milyonlar katledilmekte ve beldeler viraneye çevrilmektedir.

Ve işte tarihten ibret almayıp kırmızı görmüş boğa misali Gazze’ye ve insanlığa musallat olmuş bir azgın: Trump.

Daha başkanlık görevinin ilk yıllarında kendini “Ben çok istikrarlı bir dâhiyim…” diye ilan etmiş bir egoist, kişiliği bozuk ve psikopat bir tip…

Twitleri, konuşmalarıyla, medya ve yakın çevre ilişkileriyle “Beyaz Saray’da bir Deli Var!” dedirtecek kadar hesapsız, kitapsız bir cüsse…

İlk başkanlık görevi boyunca 20 bini aşan yalan, yanıltıcı ve yalan beyanların adresi güvensiz ve istikrarsız bir çılgın…

2017’de 27 psikiyatristin ortak imzasıyla ‘Donald Trump: Tehlikeli bir Vaka’ kitabına konu olan ruh sağlığı kendisi, etrafı, ABD ve tüm dünya için aşırı tehlike arz eden bir sadist…

Yeğeninin diliyle “narsist bir yalancı” olan Trump şimdi de kalkmış “Gazze’yi kendi topraklarına ilhak edeceğine, orada iş yapacağına…” dair salvolar savuruyor. Gerekirse asker göndereceğini, HAMAS rehineleri kayıtsız şartsız bırakmazsa kıyametleri koparacağını ağzından salyalar akıtarak söylüyor.

Küfrün gerçek yüzünü, batılın çirkin çehresini, şirkin iğrenç cephesini, vahşetin azgın boyutunu ve kibrin Firavun yönünü zulüm, katliam ve soykırımla resmeden bu çukur mahlûka ve cehennem yakıtına onurlu cevaplar gecikmedi.

Dünya liderlerinden, sivil yapılardan, entelektüel kesimden ve halklardan tencereye kapak cevaplar hemen geldi. Ve cevapların en güzel, anlamlısı, onurlusu ve desteklisi Gazzeli bir çocuktan ve HAMAS’tan geldi:

 “Trump'tan önce becerikli biri vardı. Adı Firavun'du. 'Ben sizin rabbinizim' demişti. Sonunda yüzmeyi bile bilmediği ortaya çıktı.”

“ABD’nin bu tehdidine karşılık HAMAS, saldırıların artırılmasına yönelik askeri hazırlıkları da yoğunlaştıracak…”

Ve son söz:

Ey Trump, Gazze ve ümmet toprakları sana birkaç boy bol gelir.

Boğazına takılan bir lokma olur.

Tıkanır kalırsın ve debelene debelene geberip gidersin!