Genelde çok seçici olan insanlar, toplumda yadırganır. Çünkü
bu tüp insanlar zor beğenirler veya her şeyi beğenmezler.
Seçici olmak bir anlamda yadırganan, sevilmeyen bir haslet
olsa da, yerli yerinde, doğru zamanda ve durum karşısında takınıldığı zaman çok
güzel bir haslete dönüşebilir. Ben bu anlamda Müslüman şahsiyetin seçici olması
gerektiğini düşünenlerdenim.
Zaten hayatın kendisi de seçimlerden ibaret değil midir?
Bizi biz yapan, bizi diğerlerinden ayıran seçimlerimiz değil midir? İnsan bir
anlamda seçimlerinin eseri değil midir? Yine ruz-i mahşerde seçimlerimizden
hesaba çekilmeyecek miyiz?
O halde Müslüman şahsiyet seçici olmalı. Bu hayat rastgele
yaşanacak kadar uzun ve kıymetsiz değildir. Aleladelik Müslüman şahsiyet için
asla söz konusu olmamalıdır.
O halde zamanı ganimet bilip, şu kısa hayat serüveninde
doğru seçimler yapmak gerek. Peki, doğru seçimi nasıl anlayacağız?
Doğru seçimler, alınan kararların Kur’an ve Sünnetin
mihengine vurularak yapılan seçimlerdir. Madem bu hayat ve kendim şahsiyetimiz
yaptığımız seçimlerden ibarettir dedik, o halde seçimlerimiz Müslüman
şahsiyetimiz ile uyum içinde olmalı.
Hangi alanda, zamanda, mekânda olursa olsun yaptığımız
seçimler Müslüman şahsiyetimiz ile uyum içinde olmalı. Zaten Müslüman seçici
olmalı derken de bunu kastediyorum.
Yani dinlediğimiz müzikte seçici olmalıyız. Öyle her
sanatçıyı, her müzik türünü dinlemeyi Müslüman şahsiyetimize yakıştırmamalıyız.
Öyle TV izlerken, dizi izlerken her türlü kanalı, diziyi izleyecek kadar bayağı
olmamalı Müslüman.
Giyim kuşamımızda seçici olmalıyız mesela. Giyim tarzımız
bizi, yani Müslüman şahsiyetimizi öyle bir yansıtmalı ki, giyim kuşamımıza
bakan, sıfatımıza bakan bizde Allah’ı görmeli, Allah’ı hatırlamalı.
Müslüman şahsiyetin en güzel ifadesi, sosyal çevresidir. Bu
konuda seçici olmayı Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize emrediyor. O halde
Müslüman şahsiyet, etrafına sosyal çevre inşa ederken malzemeden çalmamalı.
Yani sağlam adamlar ile takılmalı. Peki, sağlam adam kim? Sağlam adam sana
Allah’ı hatırlatandır.
Müslüman şahsiyet için, bu seçici olma durumu hayatın her
alanı için geçerli olmalıdır. Seçiminde bizim irademizin etkisinin olmadığı
alanlar dışında, yememiz, içmemiz, konuşmamız, vakti tanzimimiz, arkadaş
seçimimiz, okumalarımız, dinlemelerimiz hep Müslümanca bir seçimin eseri
olmalı.
Dört bir yandan esen rüzgarlara kapılmadan; zamana ve
mekana, ortama mahkum olmadan, başkalarının seçimlerinin esiri olmadan
seçimlerimizi yapabilmeliyiz.
Zaman ve mekan üstü hakikatlerin adamı olan Müslüman’ın
zamanın ve mekanın kalıplarına sıkışması kabul edilemez. Yani demek istiyorum
ki, “zaman böyle” , “ortama ayak uydur” gibi safsatalara kurban olmamalı
Müslüman şahsiyetimiz.
Bulunduğumuz ortamda seçimlerimiz insanları uyandırmalı.
Yani bir bayan ile tokalaşmamak, absürt müzikler dinlememek,
her türlü ekranı izlememek, her türlü kıyafeti giymemek, herkes ile arkadaşlık
kurmamak, her ortamda İslami kişiliğimizi muhafaza etmek Müslüman
şahsiyetimizin gereği ve buna paralel yaptığımız seçimlerimiz olmalı. Ve bunu
açık yüreklilik ile de dile getirebilmeliyiz.
Özetle, seçimlerimiz ile Müslüman şahsiyetimizi, şahsiyetimiz
ile de seçimlerimizi inşa edebilmeliyiz.