Genelde bu sözü cemaatle namaz kılarken
imamlarımızdan sünnete uyarak, “Safları sıklaştırın, safları sık ve düzgün
yapalım, araya şeytan girmesin, Allah hepinize rahmetiyle muamele etsin”
şeklinde duyarız. Dinin direği olan namaz da namazdaki saf düzeni de İslam’ın
şiarları açısından son derece önemlidir. Namazda sağlanan saf düzeni bütün
hayatımızda örnek olması açısından bir emsal teşkil eder. Ümmet olmamız, kardeş
olmamız, birlik halinde olmamızı sembolize eder. Hayatın her alanını düzenleyen
aziz dinimiz İslam, Müslümanların her konuda nizam, intizam içerisinde
olmalarını, birlik ve dayanışma ruhuyla hareket etmelerini ve ihtilafa düşüp
parçalanmamaları konusunda uyarmıştır. (Al’i İmran: 103, Enfâl: 46
ayetleri gibi)
Müslümanlar olarak tarih boyunca ne zaman
ki saflarımızı sıklaştırdık, vahdet ve dayanışma içerisinde hareket ettik ise
zaferler elde ettik ne zaman ki ihtilaflara duçar olduk mağlubiyetler
kaçınılmaz oldu.
Ümmet ve ülke olarak maalesef, İslam
düşmanları aramızdaki ihtilafları körükleyerek artırma ve bundan faydalanma
yoluna gidiyor ve bizler safları sıklaştırmadığımız ve birlik halinde
olmadığımız için sürekli darbe yiyoruz. Oysa bir olup Allah’ın dinine sımsıkı
sarılırsak, Allah’ın yardımına mazhar olur ve hiçbir şer güç bize zarar
veremeyecektir. (Mâide: 105’te buyrulduğu gibi)
Son yıllarda Ramazan ayında Mescid-i
Aksa’ya ve Filistinlilere saldırmayı gelenek haline getiren siyonist işgal
güçleri, saldırılarına bu yıl da devam etti. Geçen hafta siyonist Yahudiler,
Mısır'da kölelikten kurtarılan İsrailoğullarının göç hikâyesini anlatan “Pesah
Bayramı” bahanesiyle Mescid-i Aksa'ya silahlı baskın düzenledi ve Kıble
Mescidinde namaz kılan Müslümanlara saldırdılar. Filistinli Müslümanlar Kudüs
ve Mescid-i Aksa’ya kanları pahasına sahip çıkma adına akın ettiler. Filistin
direnişi Gazze ve Lübnan’dan roketlerle Aksa saldırısına karşılık verdi.
Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılar ile bölgede başlayan gerilim, Gazze ve
Lübnan'a düzenlenen füze saldırılarıyla daha da tırmandı. Ve halen baskınlar
devam ediyor.
Siyonist terör devleti, karşısında onu
engelleyecek caydırıcı bir “güç” görmediği sürece bu saldırı, baskın ve
katliamlarına devam edecektir. Onlar ancak güçten anlar. Konuşmaktan,
nasihatten anlamazlar.
İslam’a ve Müslümanlara yönelik
saldırılar sadece Filistin’de ve Aksa’da değil şüphesiz. Ülkemizde de her
fırsatı değerlendiren İslam düşmanları seçim sürecini de bahane ederek,
saldırıyor ve bununla övünmekten geri durmuyorlar. Bunların tüm saldırı ve
hakaretlerine karşılık Müslümanlar olarak bizler de basit ayrılık ve
ihtilafları bir kenara bırakmalı, safları sıklaştırmalı, küfür ve zulüm
cephesine karşı her alanda birlik halinde hareket etmeliyiz. Hiç kimse kendini
bu sorumluluk ve görevden soyutlayamaz. Aksi halde yarın (Allah korusun)
başımıza gelebilecek bela ve musibetlerden sorumlu olacaklardır. Nasıl ABD
destekli 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine karşı halk olarak bir bütün olarak
bir “birlik ruhu” ile hareket ederek darbe ve işgali def ettiysek, aynı ruh ve
inançla gerek seçimlerde gerekse öncesi ve sonrasında İslam’ı ve Müslümanları
hedef alan tehditlere karşı koymalıyız. Yeni işgallerin, yeni 28 Şubatların,
yeni darbelerin; camilerin kapatıldığı, Kur’an’a pranga vurulduğu ve her türlü
baskıların olduğu yeni istibdat dönemlerini yaşamak istemiyorsak safları
sıklaştırmamız, tehditleri bertaraf etmek için mücadeleyi büyütmemiz gerekir.
Silahlı yapılan darbe ve işgal girişimini engellediğimiz gibi, “seçim” yoluyla
yapılacak darbeyi de engellemeliyiz. Zaman ayrılık zamanı değil, birlik olma
vaktidir. Tüm imkanlarımızı seferber etmeli ve her alanda İslam ve halk
düşmanlarına karşı koymalı ve onların ülkeye hâkim olmalarına fırsat
vermemeliyiz. Bunun için kimin elinden ne geliyorsa destek olmalıdır. Kimse
kendini küçük görmemeli ve elinden geleni yapmaya çalışmalıdır. Gevşeklik
gösterirsek yarın pişman olmamıza fırsat bile vermezler. Bunun için
farklılıklarımızdan ziyade ortak noktalarımıza, ortak sorunlarımıza eğilip
saflarımızı sıklaştıralım. Birlik olup kenetlendiğimiz sürece küfür cephesi
yenilmeye mahkumdur.
“Şüphesiz Allah, kendi yolunda kurşunla
kaynatılmış binalar gibi saf tutup savaşanları sever.” (Saff Suresi: 4)
Selam ve dua ile…