0

 

            Kadın… Üzerinde en fazla hesapların yapıldığı, fıtratından koparılmaya çalışıldığı varlık. Toplumsallaşmayla beraber olması gereken çizginin dışına çıkartılan hayat damarları kopartılmaya didişilen bir yerde yer almıştır kadın. Hz.Peygamber’in (sav) doğumu öncesi ve sonrasında ve daha önceki uluslar zamanında bir meta olarak değersiz bir konumda olan kadın İslam’la şeref bulur, hayat sürdürür.

            İslam kadına şeref itibar kazandırdı. Diri diri toprağa gömülmenin adıydı kadın. İnsanların zevk aracı olan kadın İslam’la beraber baştacı ediliyor,annelik duygusuyla beraber ayakların altına cennet seriliyordu. Fıtrata öze dönüştü gelinen nokta. O kadın ki onu yoktan var eden ve ona değer veren, önemli bir konuma getiren yüce yaratan onun değerini İslam’a göre bir yaşam sürdürmesi ilahi fermanın çizgisi doğrultusunda şerha şerha dimağlarına götürmesiyle değerleneceğini bildiriyor.

Kadın değerlenmek istiyor, değersiz bir metâ olmak istemiyor. İşte bunun içindir ki dünün Meryemleri, Fatımaları, Ayşeleri gibi bugün kadınlarımız,Kur’ani ışıkla aydınlanmaya, saadete erişmek için yol almaya çalışırken; niceleri de maalesef ki dünün cahili toplumunun süregeldiği şekilde hayatını ilahi düsturdan yabancılaşarak sürdürüp ilahi mesaja kulağını tıkayarak yaşam sürdürüp onun üzerinden menfaat devşirmeye çalışanları memnun etmektedir. Allah’ın değil de modanın, batının, batıl kültürlerin peşinden yol almaktadır. Allah ve resulünün onca örnekliği ortadayken o yola yabancı kalmak, ondan uzak durmak batılı tariklere saplanmak felaketlerin en büyüğüdür.

Dün kız çocukları diri diri öldürülürken onlar ebedi bir hayat buluyorlardı. Onlar suçsuzdular belki bu hayatları öldürülüyordu ama ebedi bir hayat buluyorlardı. Şimdi Allah’ın nurunu bırakıp da yalancı, sahte aydınlıklara kapılmaya çalışanlar, hayat verecek suyu bulandıranlar kendilerine yazık etmişler. Onlar belki cahiliyede öldürülen kızların aksine bu hayatta şeklen hayat bulmuşlardır lakin ebedi bir yurdun heba olmasına sebep olurlar.

İşte bugün dünün değersizliğini bilip değerin nerede olduğunu gören hak aşığı nice kadınımız, kızımız Allah’ın çizdiği yola uyup ruhunu, nefsini Allah’a dayandırıp bedenini en güzel surette kapatarak, Allah’ın rızasına erişmekle huzuru bulmaya çalışıyor,rahatsız edici bakışlardan uzaklaşıyor ki kendisine en uygun şekilde olan örtüyü seçiyor.

Nice alimleringünümüz şartlarında en güzel örtünün çarşaf olduğunu söylediklerini biliyoruz. Buna itimaden nice bacılarımız çarşafa bürünmüş,nefislere zor gelmesine rağmen yazın kavurucu sıcağına,insanların söylemlerine aldırış etmeden çarşafa büründüler.

Nefsin dürtülerine itiraz edip Allah’ın emrini en güzel şeklinde yerine getirmenin derdinde olan hanımların -üzülerek söyleyeyim- son günlerde birileri tarafından sözlü ve psikolojik bir saldırı ile karşılaştıklarını haber alıyoruz. Bu durum İslam’a bağlılığı, Allah’ın dinine İslam’ın şiarlarına sadakatiyle bilinen Kürt halkının tavrı asla ve kat’a olmaması gerekir.

Bir slogan ve hamasi bir söylem olarak söylemiyorum. Coğrafyamız, bu topraklar Selahaddinlere, Saideyne(iki Said’e) nice evliyaullaha, şeyhlere beşiklik yapmıştır.Bugün karşılaşılan duruma bakıldığında o insanların neyin mücadelesini verdiğini ne uğrunda şehid edildiklerini,hayatlarını feda ettiklerini unutmuş gibiyiz.

Çarşafa hakaretin yapıldığı program sonrasında gösterilen tepkilerde, basın açıklamalarında, çok doğal olarak çarşaflı kadınların başı çekmesi çarşafı hazmedemeyenlerin(hazmedemiyorlarsa gargara yapıp öyle yutsunlar) dine İslam’ın şiarlarına saldıran bu kimselerin akıllarını başlarına almaları ve demokrasi, özgürlük gibi yaldızlı sözlerle naralar atanların da demokrat yüzlerini göstermeleri gerekir.

Ne acıdır değil mi, batılı ülkelerden şehirlerden söz etmiyorum Diyarı İslam, Diyarı Muhammed olan Saidlerin, Selahaddinlerin memleketinden bildiriyorum. Bir mahalle baskısından bahsediyorum. Çarşaflı bayanların ve sakallı insanların Işid’le özdeşleştirildiğine nasıl da şahit oluyoruz. Duyun işte deyiminiz memleketimde gerçekleşiyor. Müslüman mahallede salyangoz satılıyor.

‘’Işidliler geliyor’’, baskısı ‘’Allah sizi kahretsin’’ bedduları ve hâin bakışları, tavırları altında yürüyor, yol almaya çalışıyor çarşaflı bacılarımız; ama günde beş vakit Allah’ın huzuruna gidip O’na sözler verenler, ahdedenler şahit oldukları manzaralara Allah’ın ayetlerini üzerinde taşıyanlara sözlü, psikolojik saldırılara lâl kesilebiliyor. Bu insanlar çarşaflı bayanlara psikolojik ve sözlü saldırı yaptıklarında o duruma şahit olanların, tepkisiz kalan veya destek verenlerin imanlarını sorgulamaları gerekir.

 

            Başta değindik bu kimseler, Allah’ın istediği şekilde giyindikleri örtündükleri için her türlü tebriki hak ederken, büyük bir saygıya layıkken; bizlerin kendini, rabbini bilmez bazı eblehlerin sözlü saldırılarına maruz kaldıklarında tepkisiz kalışımız İslami de insani de olmaz. Allah’ın ve insanların katında sorumlu olduğumuzu unutmamalı; suskunluğumuzun, tepkisizliğimizin Allah’ın ayetine saldırı karşısında susmamız anlamına geldiğini bilmek durumundayız.İçinde zerre miktarda iman kalıntıları kalanların öyle bir tablo karşısında, dahası yanında yakınlarından bir erkek bulunmayan bu bayanlara bu şekilde tepki gösterenlere, imanının kırıntılarını toplayarak da olsa bir tepki vermesi imanının gereklerindendir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *