0

 

            Eğitim bir ülkenin, insanların dünyalarını aydınlatan en önemli yapıtaşıdır desek yanılmış olmayız. Eğitimdir insanımızı hayata tutunmaya, ilkeler belirlemeye yönelten,kişinin yürüyüşünü,oturuşunu,kalkışını düzene koyan. İnsanlık var oldu olalı eğitim başat rol oynamıştır toplumlarda. Eğitimi yollarının ayrılış değil; başlayış noktası yapan ülkelerin nasıl da ilerlediklerini görüyoruz. Alın size Beyaz zambaklar ülkesi diye adlandırılan Finlandiya, Singapur…Nasıl da eğitimde öncü ülkelerden oldular. Finlandiya eğitim sistemini gördüğünüzde dersiniz ki evet bu modelle elbette başarı yakalanır.

            Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının (PISA) sonuçlarına bir dikkat etsenize. Testte, öğrencilerin, matematik, fen bilimleri ve okumayla ilgili sahip oldukları bilgi ve becerilerin ne kadarını hayata geçirebildikleri, sorunlarla karşılaştıklarında ne kadarını uygulayabildikleri ölçülüyor. 2000 yılından beri uygulanan bu testin sonuçlarında en başarılı ülke hep Finlandiya çıkıyor. Ülkemiz ise Meksika’dan sonra sondan ikinci.

Finlandiya eğitim sisteminde sınav stresi yok, mukayese yok; dershaneler, özel hocalar yok. Eğitim saatleri çok kısa (ortalama günde dört saat) olmasına rağmen bütün öğrenciler eşit düzeyde başarılı.

Müfredatları “yaparak öğrenme” prensibine göre düzenlenmiş. Öğrenciler rahat ortamda öğrenmenin keyfini yaşıyorlar. Okul kantininde sadece süt, su ve meyve bulunuyor. Her çocuğa kendi öğrenme yöntemine göre ödev veriliyor. Finlandiya’da öğretmen olmak çok kolay değil. Liseden mezun olup öğretmen olmaya karar veren bir öğrenci üç aşamalı kabul testinde başarılı olmak zorunda. Birinci aşamada, kitap sınavıyla, bilgiyi araştırma, sentez yapabilme, eleştirel açıdan bilgiyi yorumlama, analiz etme yeteneği test ediliyor. İkinci aşamada, mülakat aşamasında, kişilik ve karakter yapısı bakımından öğretmenlik mesleğine uygun olup olmadığı analiz ediliyor. Son aşamada ise adaylardan örnek bir ders anlatması veya grup tartışmasını yönetmesi istenerek sosyal yönü, konuşma, sunum ve yönetim yetenekleri ölçülüyor. Bu aşamaların sonunda öğretmenlik için müracaat edenlerin ancak yüzde onu öğretmen yetiştirme programına kabul ediliyor.

Singapur’da da eğitim en temel öncelik. Orada da öğretmenliği daha cazip hale getirmek için öğretmen maaşlar yüksek. Doktorlardan da daha fazla maaş alıyorlar.  Öğretmen adayları eğitim fakültesinden de mezun olduğu halde 1 yıl formasyon derslerinetabi tutuluyor. Öğretmen olmak isteyenlerin not ortalaması 100 üzerinden en az 85 veya 4 üzerinden 3.50 olması gerekiyor.

Eğitimin rehberi, uygulayıcısı konumunda olan öğretmen bu ülkelerde el üstünde tutuluyor, ciddi bir eğitime tabi tutulup en başarılı öğrenciler öğretmenler oluyor.Peki bizde durum nasıl. Öğretmenlik bölümleri genelde en düşük oluyor. ÖSYM’nin kılavuzuna bakın nice bölümleri kazanabilmeniz için barajın biraz üzerine çıkmanız yeterli.  KPSS’de nice öğretmenliklerde öğretmen olmanız için 50 barajını aştığınız taktirde öğretmen oluyorsunuz.

Mesleğe atanan öğretmenlerin meslek hayatında kendilerini geliştirmeye yönelik hiçbir çalışma yok. Devlet kapısından girdikten sonra artık her şey bitmiştir. (İdealist olan öğretmenleri bundan tenzih ediyorum) 

Öğrenciler için de durum aynı. Fin sisteminde yukarıda değindik. Ders saatleri az genelde 4 saat; bizde 7-8 saat. Sanki ders saatlerini arttırdığınızda daha kalitelibir eğitim aldırmış oluyoruz öğrencilerimize. Bunun öyle olmadığını uygulamalarda görüyoruz. Derslerin çoğunda hayatla bir bağlantısı yok. Hayata geçirilmeyen konular işleniyor. Verilen ödevlerde öğrenmeye dönük değil de öğrenci boş kalmasın mantığı ön plana çıkıyor. Öğrenci dersi öğreneyim diye değil daha yüksek not almanın derdinde. Durum böyle olunca haliyle eğitimimizin ciddi sorunları oluyor. Bakıyoruz eğitimimiz bir türlü oturmuyor. Sürekli değiştiriyoruz.Farklı farklı sistemler deniyoruz; ama eğitimi rayına oturtamıyoruz. (Aslında sistem değil sistemsizlik desek daha doğru olacaktır.)

 

            Sözün özü yapılması gereken, öğretmenlik mesleğini tercih edenlerin ciddi bir eğitime tabi tutulmasıdır. Siz öğretmeni kaliteli bir şekilde yetiştirir itibarını sağlarsanız onlar da iyi öğrenciler yetiştireceklerdir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *