0

 

            İslam düşmanları, her hangi bir yerde İslam’ın yükselişini gördüklerinde bu yükselişe engel olmak için bazı planları tedricen devreye koyarlar. Müslüman toplumdan tepki almamak için de kendilerince uygun kılıflar bularak veya icat ederek İslami değerlere saldırırlar. Müslümanların kırmızı çizgileri olan maddi ve manevi değerlerini kâbus diye halka sunmaya çalışırlar.

                Yerel İslam düşmanları, Müslümanlara reva gördükleri onca saldırıyı kabus görmezler. Mesela Müslüman halka hizmet eden muvahhitleri öldürmeleri, onlar için kabus değildir. Müslümanları toplu bir şekilde öldürüp, binadan atarak, üzerlerinden arabayla geçmeleri ve bununla da yetinmeyerek mübarek bedenlerini yakmaları kabus değildir. Ayırım gözetmeksizin içinde yaşadıkları topluma sosyal yardımda bulunan İslami derneklerin yakılması, kabus değildir onlar için. Her fırsatta esnafa saldırmaları, esnafın rızık kapısı olan dükkanlarını yakmaları, kepenk kapatmalar kabus değildir kendilerince. İnsanların seyahat özgürlüğünü çeşitli eylemler ile engellemeleri kabus değildir bu zevat için. Kuran yakmalar, çarşaflı ve sakallılara saldırmaları kabus değildir yine mantıklarınca…

                Bakın, sözde kadına karşı şiddeti engelleme adına şehrin tam da merkezine astıkları bir afişte ne diyorlar.  “ Toplumsal kâbustur namus.” Şimdi siz böyle bir yazıyı gördüğünüzde nasıl bir tepki göstereceksiniz,  yani böyle bir anlayış ve zihniyete ne demeli? (…) ya şu kabus ve kaos kokan pardon komünistlik, dinsizlik ve affedersiniz fuhuş kokan afişe ne demeli? ; “ Biz kimsenin namusu değiliz, bizim namusumuz özgürlüğümüzdür.”

                1920’li yıllarda bir kâbus gibi Müslüman halkın üzerine batı menşeli kanunlarıyla çöreklenen laik, seküler ulusalcı güçler, binlerce âlim ve müslümanın şehadetiyle sonuçlanan çok ciddi direnişlerle karşılaştılar. Seksen, doksan yıl tüm enerjilerini kullanarak Müslümanları islamın hükümlerinden uzak tutmaya çalışan batı hayranı laikler, çok şükür ki hedeflerine ulaşamadılar.

Onca zulüm ve katliam Müslüman toplumun belleğine kazınmışken bu defa küfür ve zulüm ihalesini Marksist- Leninist çeteler devraldılar. Onlar da dayıları gibi son güçleriyle islamın mukaddesatlarına saldıradursunlar, yakın bir zamanda gazları tükenecek ve tarihin çöplüğüne yuvarlanacaklardır.

Hangi parti kurarsa kursunlar, istedikleri kadar sivil toplum kuruluşu adı altında faaliyette bulunsunlar, istedikleri kadar meydanlarda bağırıp çağırsınlar, hedefinde islama ve aziz bağlılarına saldırı olan bir yapı asla ve asla başarıya ulaşamayacaktır. Hele hele namus ve şerefine son derece bağlı olan Kürt halkının İslami şiarlarına saldırmak, aşağılamak ve alay etmek hiç kimsenin haddi değildir.

Kur’anı kerim, cami ve mescit, örtü ve çarşaf müslümanın izzeti, şerefi ve onurudur. Haysiyet ve ar sahibi, özgürlüğü isteyen ve bu uğurda çaba gösteren hiç kimse, inancını benimsemese bile başkasının değerlerine dil uzatamaz. Eğer itirazı varsa, Mehmet Akif’in dediği gibi, biz de diyoruz ki;

Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış tutan k… lere!

Tükürün ehli salibin o hayâsız yüzüne!

Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!

Medeniyet denilen maskara mahlûku görün,

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *