0

             Kötülük ve şer sembolü şeytan, sadık dostları ve küresel temsilcileri zayıf hile ve desiseleriyle insanları hak yolundan alıkoymaya devam etmektedirler. Onlar işlerini ifa etmeye devam ededursunlar, günlerden bir gün aklı kıt bir adam, insanlar niye tüm kötülük ve felaketleri şeytandan biliyorlar ve onu lanetliyorlar, şeytan ne yapmış? Diye şeytanın avukatlığına soyunmuş. Derken, şeytan rüyasına gelivermiş ve ona demiş ki, “- Ey insanoğlu, şimdiye kadar doğru dürüst kimse beni savunmamış ve kimse benim avukatlığımı yapmamış, mademki sen beni savundun, ben de sana bir küp altını mükâfat olarak vereceğim.” Şeytanın bu ödülüne çok sevinmiş aklı kıt adam. “ -Peki” demiş, “altın küpü nerede?” “- altınlar, işte senin tarlanda, şurada gömülüdür. Yerini kaybetmemek için de üzerine bevlini yap, işaretin olsun, sabah gelip alırsın” şeytan ağasına teşekkür eden adam büyük bir sevinç içerisinde uyanmış. Bir de ne görsün, yatağına yapmış bevlini. Hikâye bu ya, şöyle demiş aklı kıt adam “ Ben bir defa şeytanı savundum, düştüğüm hale bakın.”

                Kıssadan hisseyi muhterem okuyuculara bırakırken hikâye ile alakalı olarak asıl meseleye gelmek istiyorum;

                Bildiğiniz gibi tüm sol fraksiyonların kıblesi eskiden beri Rusya, Çin ve Küba gibi komünizmi benimsemiş ülkelerdi. Yaşadığımız coğrafyadaki ulusalcı Kürtler, yirmi sene öncesine kadar da tüm söylemlerinde Amerika ve batı ülkelerini sömürgeci ve emperyalist olarak tanımlıyorlardı. Fakat ne olduysa daha sonra yönlerini Rusya’dan Amerika’ya çevirdiler. Hatta Altan alta bazı diplomatik görüşmelerde bulundukları ara ara değişik medya organlarına yansıdı. Şimdilerde ise artık bunu gizleme ihtiyacını bile duymuyorlar.

                Amerika, kendi ulusal çıkar ve menfaati olmadıkça hiç kimseye dostluk elini uzatmaz. Bugün Amerika’nın Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Pakistan ve Yemen gibi ülkelerdeki askeri, siyasi ve kültürel operasyonları söz konusu coğrafyalardaki insanların özgürlükleri için yaptığını mı zannediyorsunuz? Amerika, kendi ülke ve halkının geleceği için daha önceden inceden, inceye hesaplar üzerinde planlamalar yaparak gerekli gördüğü coğrafyalarda operasyonlar yapmaktadır. Bırakın başka coğrafyadaki insanları, kendi ülkesindeki zencileri nasıl da hiçbir kural tanımadan vahşice öldürdüğünü son zamanlarda görsel medyada şahit olmuşuzdur.

                Sopası başkaları olsa da bölgemizdeki 6- 8 Ekim 2014 olaylarının tek müsebbibinin  Amerika olduğu şüphesizdir.

                İran İslam devrimini hazmedemeyen Amerika sömürge devleti, devrimden çok kısa bir süre sonra Irak despotu Saddam’ı devreye koyarak Müslüman Irak halkı ile Müslüman İran halkını birbirlerine kırdırttı. Aynı coğrafyada yine Müslüman Kürt halkını kimyasal bombalar ile kıyımdan geçirtti. Sonra Saddam, diğer komşu ülkelere birer tehdit olarak hep kullandı Amerika. Saddam ile işini bitirince de, bu defa onu sihirli özgürlük değnekleriyle yakalayıp astı. Libya diktası Kaddafi’nin hikâyesini de bilirsiniz. İşte yukarıdaki temsili hikâyeciğimizin aklı kıt adamı Saddam gibileri ve onun Amerika şeytanından medet umman evrim geçirmiş yerel ulusalcı eski komünist, yeni demokratlardır.

 

                Kim olursa olsun, şeytana bel bağlayanlar, şeytandan medet ummanlar, şeytanı dost edinip onunla Müslümanları tehdit edenlerin sonu da bir gün Saddam ve Kaddafi gibi olacaktır. Amerika’ya bugün bel bağlayan kesimler, Amerika ve İsrail’in vaat edilmiş topraklar hikâyesini hiç duymamışlar mı? Sözde Kürt özgürlük hareketini yer altı ve yerüstü zenginlikleri barındıran Kürdistan’ın topraklarını elde etmek için kullandıklarını ne zaman anlayacak hevaller? Yoksa Amerika efendilerinin, Kürtlerin kaşına ve gözüne hayran olduğunu mu zannediyorlar? Şeytan ile oynamanın ve şeytandan medet ummanın sonu, hayal kırıklığından başka bir şey olamayacaktır. Aradan kırk yıl geçti, kırk bin insan öldü. Bu kafa ile bir şey elde edilemedi. Bir kırk yıl değil, kırk bin yıl geçse de bu akıl ile hiçbir yere varılamaz.   

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *