0

 

     Kuruluşundan beri İslam’a İslami değerlere, camialara savaş açan Bdp/Pkk zihniyeti Silopi’de Mazıdağ’da İslami tesettürü, çarşafı aşağılayarak iğrenç yüzünü bir kez daha gösterdi. Parti/örgüt yetkililerinin konuşmalarının satır aralarında dahi İslam kırıntısı gördüklerinde bunu büyük bir lütuf olarak dost düşman herkese gösterme gayretinde olanlar ne yazık ki açıkça İslamın kutsallarına yapılan bu saldırıyı da görmezden geldi, “Bizimkiler yapmışsa vardır bir bildikleri” diyerek İslamdan değil örgütlerinden, partilerinden yana taraf oldular.

 

EŞCİNSEL EVLİLİĞİ SAVUNACAK KADAR AZGINLAŞMIŞLAR

Belki de toplumsal duyarsızlıktan cesaret alarak Eşcinsel evliliğin yasallaşması için teklif veren Hdp’nin bekar bayan bir milletvekili bir aileye sahip olamadığından mıdır, içindeki İslam nefretinden midir bilinmez meclis kürsüsünden “Fıtrat diyorlar, kadınlarımızı hanımefendi gibi giyinip, hanımefendi gibi oturup kalkıp, hanımefendi gibi konuşturmaya çalışıyorlar. Boşanmak üzere olan eşlere arabulucu tayin etmeye çalışıyorlar, aileyi kutsal bir kurum olarak göstermeye çalışıyorlar. Olur mu böyle bir şey biz bu dayatmalara karşıyız.” diyebiliyor. Tüm dünyaya namusuyla, iffetiyle, cesaretiyle nam salmış Kürt kadınlarını ahlaksızlaştırma projesiyle örflerinden, ahlaklarından, namuslarından uzaklaştırmak isteyenler edep, haya timsali kadınlarımızın eline “Em jin in, ne namusa tu kesî ne” pankartları tutuşturabiliyorlar. Tabanından tepki gelmediğini gören malum güruh tüm İslami camialara savaş açarken toplumdaki tüm hastalıklı oluşumlarla birlikte olmaktan hiç çekinmiyor. Ömrünü İslam’a adayan Selahaddin’in, Mevlana Xalid’in, Şeyh Said’in, Said-i Kurdî’nin torunları tarihlerinde bunca mümtaz şahsiyet varken İslam düşmanlarını kendilerine önder olarak tayin edebiliyorlar.

ÖCALAN: TANRIYLA SAVAŞIMDA ZAFER BENİM OLDU

     İsterseniz uğruna onlarca Kürt gencinin kendini diri diri yaktığı, binlerce kişinin onun için açlık grevlerine girdiği on binlerce Kürt/Türk gencinin kanına girmiş ve en son yaptığı açıklamalarda 6-8 Ekim’de Kürtlerin yaşadığı her yerde ortalığı ateşe veren 50’den fazla kişinin katledilmesine yol açan teröristbaşının haşa İslama, Allah(cc)’a Peygamber Efendimiz(sav)’e Kuran-ı Kerim’e bakışını “Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru Özgür İnsan Savunması” kitabından bu aşağılık sözleri paylaştığım için rabbimden bağışlanma dileyerek aktarmak istiyorum:

 

"Lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşa karar verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum.”

 

     “Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız tanrıdan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda tanrıdan koptum. Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. İslam kadınımıza bir şey vermemiştir. Bunun yerine sosyalist ahlakı koyacağız."

    "Tek tanrılı din ideolojileri baştan sona siyaset ideolojileridir. Bütün dini söylem ve uygulamalar Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasî literatürüdür."

    "Allah; bir nevi ortaçağın feodal manifestosudur, sömürü ve despotizmin temel yasası ve bildirgesidir."                                                                                       

 

   ÖCALAN: MUHAMMED GERÇEKTE PEYGAMBER DEĞİLDİR

 “Muhammed ``ben yalnız Arapların peygamberiyim`` demez; çünkü bu o zamanki koşullara denk gelmez. Yine, İsa``ben tanrıyım`` diyor. Bu nedenle Muhammed kendi kendisini tanrı da ilan edemez. Yapması gereken en uygun şey nedir. Geleneklere de dayanarak, kendisini tanrının elçisi; bütün insanlığın peygamberi ilan eder. Hem de en son peygamber! Bu tez günün koşulları açısından son derece gerçekçi ve devrimcidir.

ÖCALAN: NAMAZ BİR TÜR TİYATRODUR

 

   "Camiler ve benzeri yerler o yörenin bilim sanat merkezleri rolünü oynayabilmekte, soylu tiyatro eserleri oynatılabilmektedir. Unutmamak gerekir ki namazın kendisi de ilk drama oyunlarının daha sonraki biçimidir. Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. Tekrarlıyorum; orucun, namazın, kurbanın, bayramların kaynağı araştırılsın. O zaman görülecektir ki, kökenleri halkların önemli mevsimsel zamanlarda yaptıkları gösterilerdir. İbadetler bu gösterilerin, tiyatronun ilk biçimlerinin daha sonra ihtiyaçlara göre dönüşmüş biçimleridir.”

 

    ÖCALAN: KURBAN İBADETİ BİR VAHŞETTİR

“Tam bir vahşet halini alan kurban yerine, parasıyla yoksullara ve daha hayırlı işlere fon oluşturmak yararlı olacaktır. Oruç sınırlı olarak ve nefsi terbiye amacıyla uygulanmalıdır. Velhasıl tüm ibadet uygulamaları çağın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir.”

 

     “Hatice olmadan Muhammed’in peygamberleşmesi mümkün görünmemektedir. Yaşça Muhammed?den büyük ve ticaret kervanına sahip olacak kadar zengin ve güçlüdür. Kendi başına bu azgın toplumla baş edemeyeceğine göre, Muhammed’le ilişkileri ve evliliği çok anlamlı olmaktadır.”

ÖCALAN: GÜNÜMÜZÜN ALLAH’I BİLİMDİR  

  “ Her topluluk kendini güçlendirdiği oranda, kendi Allah’ını yeniden tasarlamaktan geri durmamıştır. Tarihsel ve toplumsal gerçeklik budur. Günümüzün Allah’ı ise bilimin özüdür.”

 

   ÖCALAN: KADINLARIMIZI DİNİN ETKİSİNDEN KURTARMALIYIZ

 “Kızlarımız, kadınlarımız, annelerimiz çocukça ve ahmakça hareket ediyor. Onlar, Kürdistan’ın çağdışı toplum etkilerini taşıyor. Düşmanın toplumumuza empoze etmiş olduğu karanlık toplumsal özellikleri değer yargısı olarak anlıyor. Kadınlarımız, açıkça söylüyorum dinin etkisinde kalarak pasifleşmiştir. Bu nedenle de kadın militanlarımız gittikçe azalmaktadır. Sadece kızlarımızı değil erkeklerimizi de engellemek istemektedirler. Pkk'ya katılırsan hakkımı helal etmem demektedir. Ne hakkı var, aptal kadın. Bırak oğlunu bırak kızını gelsin. Kadınlarımız, analarımız Kürdistan davasına ihanet etmiştir. (13 Eylül 1998 - Şam)”

 

   ÖCALAN: SAİD NURSİ VE ŞEYH SAİD AJANDIRLAR

 “İslam'ın Kürt milli rengine bürünmesi sağlanamadı. Bazı tarikatlar ve mezhepler var. Bir Saidi Nursi var, bir Şeyh Sait var, şeyh tarikatları var, Nakşiler var. Hepsi İslam emperyalist ekollerin ajan temsilcileri durumundadırlar.”

 

     “İslam dogmatizminin hangi lanetli çıkarlara büyük maske yapıldığını açıklığa kavuşturmak, temel bilimsel görevimiz olmaktadır. Özgür bireye yol açmak için, dini dogmayı tümüyle çözen hamleyi başarmalıyız. Bunun yolu bütün kutsal kitapları bir edebi kaynak olarak değerlendirmek, sosyolojik ve ahlaki çözümlemelerle özgür bir ahlaka doğru dönüşümden geçirmektir. Bireye dayatılan bir dogma olmaktan kesin çıkarmak gerekir.”

   

Yüz yıllardır İslam’ın sancaktarlığını yapan kahraman Kürt evlatlarına bu zillet yakışıyor mu? Bu İslam düşmanlarının peşlerinde ne zamana kadar savrulacaklar. Bu ahlaksızlığa, namussuzluğa “Êdî bes e” demenin vakti gelmedi mi?

 

 

 

 

 

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *