KÜRT ULUSALCILARIN ELLERİYLE KÜRDİSTAN İSLAM’DAN KOPARILMAYA ÇALIŞILIYOR

Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.(isra-9)

İşte bu Kitap ki, O'nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.(bakara-2)

”bu kitap insanların tamamı için hidayettir.”(enam-91

Yukarıda meallerini verdiğim ayet-i kerimelerden de anlaşıldığı gibi özetle Kur’an insanları dalaletten hidayete, her türlü karanlıktan nura ve sapkınlıktan dosdoğru yola iletir.

Hal böyle olunca tarih boyunca insanlık daima ona muhtaçtır. Onun rehberliğine insanlık daima muhtaçtır. Yüce Allah biz kullarına Kur’anı göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Zira Kur’an nazil olmadan önce insanlık büyük bir zillet içinde idi. Zira insanlık bütün değerli meziyetlerini kaybetmişti. Taşa, ağaca, sıradan varlıklara kulluk eder bir hale gelmişti. İzzetini, şerefini, hakkını hukukunu ayaklar altına almıştı. Ancak ne zaman ki Yüce Allah’ın rahmeti ile Kur’an insanlığın imdadına yetişti bir kez daha insan bütünüyle kaybettiği değerlerine sahip oldu.

Peki, o zamanlar kimler Kur’anla şavaşıyordu, kimler Kur’anın sesinin insanlara ulaşmasına engel oluyordu, kimler Kur’an bülbüllerini ortadan kaldırmaya çalışıyordu, kimler insanlığı aydınlatan, onun yolunu gösteren bu nuru ağzı ile veya eli ile söndürerek insanlığı tekrar cehalet, küfür, zülüm karanlığında boğmaya çalışıyordu? Şüphesiz ki O gün’e kadar hür insanları köle diye pazarlarda satanlar, insanların malını canını namusunu, zorla ellerine alanlar. Kulları Allaha kulluktan men edip kendilerine kul köle edinenler. Yani Ebu cehiller, Ebu lehepler Kur’ana karşı çıkıyor, Kur’anın nurunu söndürmek istiyorlardı. Neden? Çünkü Kur’an onların çirkin yüzlerini insanlara gösteriyordu. İşte onların Kur’ana olan kinleri nefretleri bundandı.

Günümüze gelelim, cumhuriyetin kuruluşu ile beraber o zamanın zorbaları ceberutları da insanları Allaha kulluktan çıkarıp kendilerine kul etmek ve insanlar üzerinde efendi olabilmek için işe önce Kur’ana savaş açmakla başladılar. Kur’an harflerini yasakladılar. Yerine Latin alfabesini koydular. Böylelikle bir gecede bütün İslam âlimlerini cahil konumuna koydular. Kur’an derslerini yasakladılar. Medreseleri, tekkeleri, zaviyeleri hatta İslam’ı çağrıştıran her şeyi yasakladılar. İslami kıyafetten tutun da ezanın Türkçeleşmesine kadar yüzlerce âlim ve dindar şahsiyetler bu sebeple şehit edildi, sürgün edildi, hapishanelere tıkatıldı.

Bugün de eksik kalan bu proje yani imansızlaştırma projesi Kürtlerin eliyle tamamlattırılmak isteniyor. İslami kavramlar Kürt dilinden çıkarılıyor. İslami kıyafet suçmuş gibi kabul ediliyor, insanlarımıza Kürt örfü ile Kürt gelenek ve görenekleri ile alakası olmayan her şey kürtlükmüş gibi sevdirilmeye çalışılıyor. Yeni nesil İslam’dan uzak bir şekilde yetiştiriliyor. Gençlerimizin kalbinde İslam düşmanlığı, Müslüman nefreti yerleştiriliyor. İslami şahsiyetler toplum nezdinde hain ilan ediliyor her gün bir bahane ile İslami hizmetlerde bulunan Kur’an kursları, medreseler, camiler, İslami STK Binaları yakılıyor. Peygamber varisleri şahsiyetler öldürülüyor. Şimdi soruyorum sizce yetmiş yıl önceki TC ‘nin ceberut zihniyeti ile bugün bölgemizdeki Kur’an düşmanları arasındaki fark nedir? Sadece dün Türkçülük adına yapılıyordu. Bugün ise kürkçülük adına yapılıyor. İkisinin de ortak noktası, islamsız bir toplum oluşturmak daha sonra da bu toplumu kendilerine kul köle etmek. Zira bir toplumda Kur’an var oldukça, Kur’anın nuru oldukça insanlar kolay kolay kandırılamayacak kula kul olmayacak. İşte bundan dolay Kur’ana ve Kur’an hizmetkârlarına bu kadar acımasızca düşmanlıklar yapılmakta.

Onun için diyorum ki halkımız uyanık olmalı. Bu oyunların farkında olmalı kuramsız islamsız bir hayatın kimseye verecek bir şeyinin olmayacağını aslında verecek tek şeyin kan göz yaşı haksızlık zulüm ve zillettir. Çünkü rabbimiz hidayetin istikametin dünya ve ahiret saadetinin ancak Kur’an rehberliğinde olabileceğini vaat ediyor. Sözlerimi peygamber efendimizin veda haccı sırasında verdiği hutbede ki şu sözleri ile son veriyorum. BENDEN SONRA SİZE İKİ ŞEYİ EMANET EDİYORUM, ONLARA TUTUNDUĞUNUZ MÜDDETÇE DALALETE DÜŞMEZSİNİZ. BİRİNCİSİ ALLAH’IN KELAMI KUR’AN İKİNCİSİ DE SÜNNETİMDİR. ”rabbim iki emanet e sahip çıkanlardan eylesin Amin. Selam ve dua ile.