0

 

31 Aralık gecesini 1 Ocak gününe bağlayan gece putperest ve Hıristiyan âlemi için ne kadar önem taşıyorsa bu tarih biz Müslümanlar için de aynı derecede önemlidir. Çünkü bu tarihte Mekke fethedildi.

Zira 31 Aralık’ı 1ocağa bağlayan gece Hıristiyan inancına göre hazreti İsa’nın doğum günü olarak kutlanmaktadır. Aynı gece Mekke’nin fetih yıl dönümü olması sebebi ile de biz Müslümanlar açısından da büyük bir öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki Müslümanlar tarihlerinden o kadar uzak kalmış ki belki de birçok Müslümanın bundan haberi bile yoktur.

Bu kısa hatırlamadan sonra istiyorum ki tarihteki bu iki olayı karşılaştırarak dikkatlerinize sunayım.

Mekke fethine geçmeden önce yılbaşı kutlamaları konusuna değinmek istiyorum. Evvela belirtmeliyim ki yılbaşı kutlamalarının esas itibari ile ne Hristiyanlıkla ne de hiçbir ilahi dinle bir alakası yoktur, putperest olan ancak daha sonra Hıristiyanlığı kabul eden Büyük Roma İmparatoru Konstantin- usun Hıristiyanlığı seçmesi ile Hıristiyanlığa geçmiştir. Ayrıca hazreti İsa’nın kesin doğumu Hıristiyan âlemi tarafından bilinmemektedir.

PEYGAMBERİN DOĞUM GECESİNİ GÜNAH GECESİNE ÇEVİRİYORLAR

Hele de bir peygamberin doğum yıl dönümünün içki ile kumarla, fuhuşla, israfla ve benzeri haramlarla kutlamanın hiçbir mantıki izah olamaz.

Yılbaşı denince akla çam ağaçlarının kesilmesi, her türlü çılgınlıklar,içki,fuhuş,her türlü ahlaksızlık,israf ve savurganlık,ve bir gecede nice ailelerin parçalanmasına sebep olan nice insanların intiharına  sebep olan kumarbelası akla geliyor.

Allah aşkına söyler misiniz ne dini ne milli ne kültürel ne de hiçbir şekilde bizimle alakası olmayan yılbaşı kutlamalarının bizimle ne ilgisi var? Kendi kendimize ben Hıristiyan miyim ki ya da haşa putperest miyim diye sormamız gerekmez mi? Sahi bugüne kadar bir Yahudi bir Hristiyan ya da bir putperest neden benim dini bayramlarıma iştirak etmiyor? Diye sormamız gerekmiyor mu?

Olsa olsa bizim için yılbaşı, muhasebe gecesi olmalıdır. Bir yıl boyunca ben ne yaptım? Kâr mı ettim, zarar mı? Hayır, kapısını mı çaldım, şer kapısını mı? Hayra mı vesile oldum, şerre mi? Geçen 365 gün pişmanlık vesilesi mi olacak? Önümdeki bir yıl, 365 günü nasıl geçirmeliyim, gibi soruların cevap bulduğu bir gece olmalıdır. Çocuklarımızla beraber yeni yıla hayırlı bir başlangıç teşkil edecek şekilde geçirilmelidir. Zarardan, kayıplardan kurtulmak için karar gecemiz olmalıdır. Kısacası hem geçmişe hem de geleceğe bakma ve karar verme gecemiz olmalıdır.

MEKKE’NİN FETHİ

  Mekke’nin fethine gelelim, öncelikle şimdiden Mekke fethinin yıldönümü bütün Müslümanlara mübarek olsun. Ümmet olarak fetih ruhuna muhtaç olduğumuz bu günlerde hepimizin bu vesile ile Mekke fethini bir kez daha okumayı bütün kardeşlerimize tavsiye ediyorum. Rabbim bütün Müslümanlara nice nice fetihler nasip etsin.

Yazımın başında ifade ettiğim gibi 1 Ocak tarihinin Müslümanlar için özel bir önemi vardır. Bazıları şuursuzca yılbaşı kutlarken, Müslümanlar da Mekke’nin fethini kutlamaktadırlar.

Mekke şehri Peygamber(a.s) tarafından 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Bu fetih öyle anlamlıdır ki, Müslümanlar zorla çıkarıldıkları Mekke’yi hiç silah kullanmadan, bir damla kan akıtmadan teslim almışlardır. Şüphesiz ki Fethin bu kadar kolay olmasının sebebi Allah Resulünün ve Müslümanların insanların gönlünü fethetmesiydi.

MESAJLARLA DOLU BİR FETİH

Değerli okurlar, Mekke’nin fethi mesajlarla doludur. En önemli mesajlardan biri zulmün hiçbir zaman sürekli olamayacağıdır.  Hiçbir zulüm ebedi değildir. Müslümanlar zulme uğrasa da, sıkıntıya düşse de mazlumların yardımcısı sonunda yüce Allah’tır. Dolayısıyla Müslümanlar günümüzdeki zalimlerin çokluğuna ve dünyevi gücüne ve başarılarına bakıp ümitsizliğe düşmemelidir. Zira o zamanlardada İslâm peygamberine ve ona inananlara yapılan zulüm geri tepmiş, hicretle Müslümanlar güçlenmiştir. Mekke’den kovulanlar 10 bin asker olarak Mekke’ye geri dönmüştür. İşte bu mazlum insanlar, Mekke’nin fatihleri olmuş ve tarihe geçmişlerdir.

Bir diğer mesaj ise o gün genel bir af ilan etmiştir. Bir kaç kişi müstesna. Peygamberimiz en güçlü olduğu, azılı düşmanlarını ortadan kaldırma fırsatını elde ettiği bir anda her zamankinden daha şefkatli daha merhametli daha hoşgörülü olma yüceliğini insanlığa göstererek büyük bir ders vermiştir. Öyle ki,Mekke fethini inceleyen.G'la Faytt: ey şanlı Arap aşk olsun sana ..adaletin ta kendisini bulmuşsun demekten kendisini alamamıştır.

Mekke fethinden almamız gereken bir diğer mesaj da Hz. Peygamber (a.s.) Ka'be'nin etrafındaki yaklaşık üç yüz altmış putu, "Hak geldi batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur." (İsra, 81) ayetini okuya okuya, yıktı.

Bu da bize gösterdi ki Kalpteki hayaller, suretler, yalan yanlış inanç ve düşünceler de te­mizlenmedikçe, Ka'be gibi temiz ve sade hale gelmedikçe, Allah sevgisi ve bilgisi, Resullah sevgisi ve sünnet bilgisi ona girmez. zira Resulullah da putların tamamen yıkılmasından sonra Kabe’de iki rekat namaz kılmıştı.bu gün bizler de yılbaşı münasebetiyle ve diğer münasebetle kalbimizde nakş ettiğimiz dümya sevgisi,zevk ve sefa sevgisi gayri Müslimleri taklit,onların adetlerini inançlarını adetlerini taklit sevgisi,içki kumar israf fuhuş putlarından aklımızı ve kalbimizi temizlemedikçe Allah ve peygamber sevgisini koymadıkça Müslümanlığımızın bir manası olmaz.

MEKKEN’İN FETHİ İSLAM SAVAŞ HUKUKUNU GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR

Almamız gereken bir diğer mesaj ise, resülüllah ve ashabına hicretten sonra yüce Allah fethi nasib etmiştir.bu da bize gösteriyor ki her türlü günah ve isyandan kaçtıktan sonra yüce Allah büyük fetihleri nasip eder.yani kısaca kur’an’ın hicret etmemizi yani kaçınmamızı istediği hallerden ve amellerden hicret ederek işe başlamalıyız.oysa Müslümanlar olarak günaha daldığımız haramlara bulaştığımız bu halimizle yüce Allahın bizleri bu zillet halinden kurtarıp fetihleri nasip etmesi mümkün değildir.

Bu fetih sırasında dikkatimizi çeken en önemli husus da peygamberimizin şu tavrıdır:

 Ey Kureyş! Benden ne umuyorsunuz? Hakkınızda nasıl bir muamele yapmamı beklersiniz? dedi. Onlar da:

- “Sen merhametlisin. Akrabanı ve hemşehrilerini korursun. Senden kötülük beklemeyiz” dediler.

Bunun üzerine peygamberimiz onlara:

- “Öyleyse ben size Yusuf peygamberin kardeşlerine söylediğini söylüyorum: Hepiniz serbestsiniz, hürsünüz, evlerinize dönünüz” dedi.

Müşrikler, ölümden kurtulmuşlardı. Peygamberin affına mazhar olmuşlardı. Bu asil davranış karşısında tamamına yakını Müslüman olmuştur.

Sade Mekke değil, gönüllerde de feth olmuştu.

İslâm’da  amaç savaş, kan dökmek, insanları mallarından yurtlarından edip sıkıntıya sokmak değildi. İnsanlığın huzuru içindi, yüzünün gülmesi içindi.

Mekke’nin fethi ile küfrün içine korku düşmüştür. Fakat Müslümanların kan dökmemesi, yağma yapmaması büyük bir hoşgörü ile genel af ilân etmeleri, onlardaki bu korkuyu gidermiştir.

Müslümanları evlerinden, yurtlarından çıkarıp mallarına el koyup Mekke’den çıkaranlar bile af edildi. İnananlara ağır işkence yapanlar, korkunç ölümlerle öldürenler bile affedildi.

 

Günümüzde bu yüce ahlaka bütün insanlığın ne kadar ihtiyacı var. Günümüzde insanlar birazcık gücü ellerinde bulunca kendi kardeşlerini bile nasıl da ezdiklerini hepimiz çok iyi görüyoruz. Düne kadar zulümden şikâyet edenlerin bugün kendi halkına nasıl da zülüm ettiğini herkes iyi görüyor. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *