Kapitalizmin resmen bizleri esir aldığı,
üzerimize abandığı, algılarımızı değiştirdiği, sanal ortamlara mahkûm ettiği bu
kötü ortamı iyiye doğru dönüştürmek her geçen gün zorlaşıyor. Eskiden şöyle
veya böyle okuyan bir nesil vardı. Okumayı seven, kitaba ilgi duyan bir nesil…
Olumlu düşünceleri kitap yoluyla gençlere, çocuklara aktarabiliyordunuz. Ama
okuyan bir nesil yok artık. Sosyal medyaya tutsak olmuş, internetin karanlık
ağları içinde kaybolmuş zavallı bir gençlik var. Hayal ile gerçeği birbirine
karıştıran bir gençlik…
Sosyal medya, internet ve diğer iletişim
araçlarını denetleme güç ve imkânını elinde bulunduran Kapitalist odaklar Yüce
Allah’ı hiçbir şeye karıştırmamayı, haşa Allah yokmuş gibi davranmayı bir
politika haline getirdikleri için gençliğimiz, çocuklarımız Allah’ın olmadığı
bir kültürün, bir zihin yapısının kurbanları oluyorlar. Deizm, Allah’ı hiçbir
şeye karıştırmama, Allah’ı dışarda tutma kültürü hayatımızın her alanında
kendini hissettiriyor.
Allah’ın sözünün geçerli olmadığı bir
kültürel ortamda yetişen bir nesilden erdem adına, ahlak adına, iyilik adına ne
beklenebilir? Allah’ın dışlandığı bir toplumda günahtan, haramdan, helalden
bahsetmenin ne anlamı olabilir?
Önce gençliğin, toplumun zihin yapısının,
inanç ve akide yapısının Kapitalist kültürün etkisinden kurtulması lazım…
Devletten bu konuda yardım beklemek beyhude bir çabadır. Çünkü devletin bizzat
kendisi Kapitalist kültürün hamisi ve destekçisi konumundadır. Politikaları da
bu doğrultuda olur elbette ki?
Madem genç nesiller, çocuklarımız,
insanlarımız kitap okumuyor, başka bir yerden de yardım gelmiyor. O zaman biz
babalar, anneler, aile büyükleri kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız.
Bir zamanlar çok önemsediğimiz ev sohbetlerimize, aile sohbetlerimize geri
dönelim.
Çocuklarımızın imanını kurtarmak için ev
sohbetlerine geri dönmenin vakti geldi. Sıkıcı olmadan, sevdirerek, hoşgörü ve
anlayışın hâkim olduğu bir sevgi ortamında aile fertlerini etrafımıza
toplayarak onlarla kâinatın sahibi arasında köprü olalım.
Çocuklarımızı seviyorsak gerçekten,
onlara ateşin dokunmasını istemiyorsak onları Allah ile barıştıralım. Dünyaları
için çırpındığımız kadar Ahiretleri için de çırpınalım.
Haydi, anneler, babalar, ağabeyler,
ablalar, bacılar, kardeşler, aile büyükleri… Evlerimizi birer mektebe
dönüştürelim. Siyer ile tefsir ile fıkıh ile akait ile imani ve ahlaki değerler
ile evlerimizi cennetten bir köşeye çevirelim.
Yavrularımızı vahşi Kapitalizmin iğrenç
dişlileri arasından kurtarıp dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak için haydi
ev sohbetlerine…
Ev sohbetleriyle yuvalarımızı Peygamberin
ahlakının, Allah’ın sözünün hâkim olduğu, şeytan ve dostlarına kapıların
kapandığı birer sevgi, muhabbet ve iman kalesine dönüştürelim.