İki hafta önce deprem bölgesine,
Adıyaman’a birkaç günlük bir ziyarette bulunmuştum. Türkiye’nin seçime
kilitlendiği, çoğu kesimin, partinin gözünde depremzedelerin ikinci plana
düştüğü bir ortamda HÜDA PAR tüm bileşenleri, vakıfları, insan kaynaklarıyla
deprem bölgesindeydi. Tüm enerjisi ile depremzedelerin yaralarını sarmakla
meşguldü. İki gün boyunca çok sayıda yerleşim birimini, beldeyi, köyü ziyaret
ettik. İnsanlar HÜDA PAR’ın bu olağanüstü gayreti ve yardımseverliği karşısında
mahcup ve mutluydular. HÜDA PAR, özellikle kendisine yakın Umut Kervanı Vakfı
üzerinden on binlerce depremzedeye gece gündüz demeden yardımlarda bulunmayı,
aş evleri yoluyla on binlerce depremzedeyi doyurmayı sürdürüyor. Hem de bunu
politik çıkarlarına alet etmeden, yardımda bulunduğu depremzedelerin politik
tercihlerine bakmadan, kendi reklamını yapmadan sürdürüyor…
Ben HÜDA PAR’ın bu gayretini,
hizmetini, samimiyetini bizzat yerinde müşahede ettim. HÜDA PAR’ın bir hizmet
hareketi olduğu deprem bölgesinde çok daha net bir şekilde anlaşılıyor.
HÜDA PAR’ı halk ve hak düşmanı
güçlerin, çevrelerin gözünde bu kadar itici kılan, onların aşırı kin ve
nefretlerinin hedefine oturtan da bu hizmet anlayışı ve samimiyeti. Çünkü HÜDA
PAR’ın büyümesi, güçlenmesi, mecliste söz sahibi olması, yüzlerine taktıkları
halk dostu maskesini düşürecek. Halka nasıl hizmet edildiğini, halk dostu
olmanın nasıl olduğunu, halkın hak ve değerlerinin nasıl savunulduğunu,
savunulması gerektiğini on yıllardır uyutulan bu halk anlayacak. Sahte halk
kahramanları deşifre olacak. Kimin ne mal olduğu ortaya çıkacak.
Evet, HÜDA PAR’dan neden bu kadar
korktuklarını, neden paniğe kapıldıklarını anlıyorum. Çünkü ihanetlerinin,
sapkınlıklarının, halk düşmanı uygulamalarının karşısında sesini cesurca
yükseltecek, ihanetlerini yüzlerine çarpacak, halkı aydınlatıp bilinçlendirecek
bir oluşum olacak karşılarında. Eskisi gibi Kemalizm’in arkasına sığınarak bu
ülkenin zenginliklerini sömüremeyecekler, Türkiye’yi babalarının çiftliği görüp
talan edemeyecekler. Çağdaşlık, laiklik, ilericilik kisvesi altında bu halkı
aşağılayamayacak, ötekileştiremeyecek, dinlerine, değerlerine savaş
açamayacaklar.
Evet, HÜDA PAR düşmanlığını çok iyi
anlıyorum. Çünkü yurtseverlik, milliyetçilik ayaklarına yatıp Batılı
efendilerinin projelerini daha önce olduğu gibi güle oynaya hayata
geçiremeyecekler. Kürt halkını, Kürt gençlerini Kürdistan hayalleriyle aldatıp
Batılı emperyalist güçlere bedava, ucuz asker yapamayacaklar.
HÜDA PAR sevdalısı gençler, HÜDA PAR
ile gönül bağı olanlar bu saldırılara aldırmamalılar. Bu zavallılar, iftira ve
algıdan başka sermayeleri olmayan, fikir yoksunu, kültürel kuraklığa mahkûm bu
zavallılar haklı olarak saldırganlaşıyorlar. HÜDA PAR gelirse onlara ekmek
kalmayacak çünkü. Bir hizmet hareketi olan, Hakkın ve halkın hizmetinde olmayı
düstur edinmiş HÜDA PAR’ın gönüldaşları Allah’a sırtlarını dayayarak, öfke ve
tahriklere kapılmadan, saldırganların seviyesine düşmeden, hizmete odaklanarak
yollarına devam etmeli.