28 Şubat kararlarıyla bir ülke
karartıldı. Bu zulüm nasıl unutulur?
Bugün koltuklarına oturup rahat rahat
konuşanlar, laiklik, özgürlük ve demokrasi diyenler, o gün avcının birer baş
yardımcısıydılar. Kimi televizyonlarda, kimi gazetelerde, kimi okullarda
Müslüman avlıyorlardı. Bazı utanmaz arlanmazlar gazete köşelerinde yapacağı
ahlaksızlıkları aleni bir şekilde yazıp, efendilerinden bir aferin almaya
çalışıyorlardı. Alçaklığın biri bin paraydı.
Okul önlerinde dövülen bayanlar, kapatılan
kurslar, basılan camiler. Tam bir cadı avı başlatılmıştı.
Siz bugün şu cicili bicili adamlara
bakmayın. O günlerde gerçek yüzlerini görebilsiniz! İslam’a ne kadar kinli
olduklarını, Müslümanlara ne kadar düşman olduklarını o günlerdeki konuşma ve
yazılarından anlayabilirsiniz. Ama bugün ise Müslümanlara yaranmaya
çalışıyorlar. Çünkü Müslümanların oylarına muhtaçlar. Şahsiyetleri olmadığı
için ihtiyaca göre kılık değiştiriyorlar.
Hastaneye seksen yaşındaki bir kadını
başı örtülü diye almadılar. Yahu alçaklar, bayan seksen yaşında! Hastaneye
gelmiş. Yok efendim gidip başı açık fotoğraf getirecek. Başına peruk takacak
veya başını açacak. Kadın başını açmadı öylece vefat etti. Şu gördüğümüz barış
havarileri, özgürlük hayranları, ağzını açıp iki laf etmedikleri gibi bir de
kadını suçladılar. Neymiş efendim burası laik bir ülkeymiş! Herkes yasalara
uymak zorundaymış. Hele utanmazlar, bu yasaları kim böyle zulme çevirdi. Bir
insanı başı kapalı diye nasıl ölüme terk edebiliyorsunuz? Hangi yasa insan
hayatından önemli olabilir. Alemlerin sahibi Allah bile hayat söz konusu olduğu
zaman tüm yasakları helal yapıyor.
Evet, o gün, bu zulüm bin yıl sürecek
diyen kelli felli adamlar şimdi toprak olmuşlar. Yaptıklarının hesabını
veriyorlar. Kendilerini küçük birer put gibi görenler şimdi eyvahlar içinde
kıvranıp duruyorlar.
Bu zulme ortak olanlar hala utanmadan
çıkıp ekranlarda millete; haktan, hukuktan ve özgürlükten dem vuruyorlar. Yahu
insanda biraz utanma, arlanma olur. Çıkın bu milletten özür dileyin. Ama nerde
bunlarda o erdem. Onlar her devrin adamıdırlar. Güçten yanadırlar.
Yanardönerdirler. Davaları işkembelerini doldurma davasıdır.
Sözümüz Müslümanlara. Ey Müslümanlar,
mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Müslüman aç kalır ama inancından taviz
vermez. Müslüman her şeyi unutur ama inancına düşmanlık edeni unutmaz. Müslüman
her kesi af eder ama af dilemeyeni af etmez. Dün bu zulmü yapanlar bugün yine
kapına geliyorlar. Senden zulüm yapmak için izin istiyorlar. Sen bu zulme ortak
olacak mısın? Senin inancına, şahsiyetine, kılık kıyafetine düşman olanlara
izin verecek misin?
Evet, bu zulüm nasıl unutulmuyorsa o
zulmü yapanlar ve ona destek olanlar da unutulmuyor. Halkımız zalim ile
mazlumu, yalancı ile doğru söyleyeni çok iyi tanıyor.
Unutmayalım ki unutulan zulüm tekrar
eder. Ama bu zulüm bin sene geçse de unutulmaz.