Türkiye’de
azgın bir azınlık var. Bunlar özellikle İslam söz konusu olduğunda birden bire
azıyorlar. Sanırsın ki birileri onlara özel görev vermiş. İslam ve Müslümanlar
adına bir faaliyet veya vaaz duydular mı hemen bağırmaya başlıyorlar. İlkin
laiklikten, sonra Kemalizm’den ve en son da şeriatten çıkıyorlar. Önce laiklik
elden gidiyor, olmadı Mustafa Kemal’in askerleriyiz, oda olmayınca şeriat
geliyor çığırtkanlığını pompalıyorlar.
Evet, bu işler öyle kendiliğinden gelişen, laik kesimin gelişi güzel
yaygaraları değil. Bunlar daha önceden planlanıp programlanan, işaret fişeğini
kimin atacağını, sonrasında kimlerin devreye gireceğini en son topyekûn nasıl
saldırıya geçileceğine kadar ince düşünülmüş ve ayrıntısı planlanmış
hareketlerdir.
Bu saldırıları görüp korkan ilk kesim resmi ünvanlılardır. Bakıyorsun ki onlar
hemen devreye girmişler. İvedilikle ilgililer hakkında soruşturma başlatmışlar.
Bunu yaparken de bazen diyorlar ki, bunu göstermelik yapıyoruz. Bu azınlığın
sesini kesmeye çalışıyoruz. Zaten onların tam da yapmak istediği budur
kardeşim. Onun buna gücü yetmez ama seni kullanıyor. Sen istersen iyi
niyetinle, istersen korkundan yap onlar o soruşturmanın açılması için baskı
yapıyorlar. O soruşturma ile diyecek ki işte, bakın ayağınızı denk alın. Biz
istediğimiz kişi hakkında hemen soruşturma açtırır, mahkemelerde süründürür,
sonunda da cezasını keseriz. Bunu gören sıradan bir Müslüman memur da der ki,
arkadaş kelli felli memurlar kendilerini soruşturmadan kurtaramıyorlar da benim
gibi sıradan memuru havada kaparlar deyip, yapacağı hizmetten üç adım geri
çekilir. Böylece adamlar bir taşla bin kuşu vurmuş olurlar. İsterse o
soruşturma sonuç versin isterse vermesin. Onlar zaten amaçlarına çoktan
ulaştılar.
Ey Müslümanlar ve ey makam ve mevki sahipleri! Eğer Allah’tan korkunuz var ve
bu milletin menfaati için oradaysanız, sakın bunların bu azgınlıklarına
yardımcı olmayın. Önce sen kendini siper edeceksin ki, dursun bu hayasızca
akın. “Bana ne”ci olma. Zaten bu soruşturmadan bir şey çıkmaz deme. Hayır, “bu
soruşturmaya izin vermem” de. Ben buradayken bu Müslümanın kılına zarar
verdirmem de. Ey Müslümanlar biz sizin koruyucularınızız deyin. Zulüm ve
hakaret olmadığı müddetçe buyurun vaaz ve nasihatlerde bülbüller gibi şakıyın
deyin. İşte o zaman göreceksiniz ki, ortaya nasıl da imamlar, hatipler ve
ulemalar çıkacak. Her yer irşat ve tebliğ meydanına dönecek.
Bunun için azgınlara yardım etme. Onlara meyl etme. Kardeşini, hocanı, memurunu
onlara yedirme ve onlara karşı korumasız bırakma. Bu azgın azınlığın zulmü
bitsin artık. Ümitleri kesilsin de sussunlar artık. Veya kinleriyle kahrolup
gitsinler. Bu ne kin ve nefret kardeşim. Allah demeyi bu millete yasaklayan bu
zihniyete artık dur deyin. Bunu bilin ki eğer siz Allah’ın dinine yardım
etmezseniz Allah da sizi o makamlardan alır ve yerinize daha iyi hizmet
edecekleri oraya oturtur. Sizden öncekileri kendinize ders olarak görün. Onun
için her biriniz önce İslam’ın hizmetkârı olunuz.
Azgınlara yardım etmeyin. Biliniz ki, düşmanın attığı taş değil, dostun attığı
gül bizi yaralar.