İran ile terörist israil arasındaki savaş 12 gün sürdü. Terörist siyonistin Gazze’ye yönelik katliamları ise aralıksız sürüyor.

İran, bu 12 günde Telaviv, Hayfa gibi siyonist yerleşimleri, siyonistin Gazze’ye yaptığı gibi olmasa da biraz benzetti.. İran’ın terörist israile bu kadar ciddi zararlar vermesine rağmen neden israil Trump’ı kırmayıp hemen ateşkesi kabul etti de Gazze’de 21 aydır ateşkes yapılmıyor sizce?

Nedeni gayet açık..

HAMAS’ın balistik füzeleri, SİHA’ları yok da ondan..

Ama İran, adeta yememiş içmemiş israili vuracak menzile sahip etkili balistik füzeler geliştirmiş olmalı..

Ortak düşman ABD-israil dururken, mezhebi farklılıkları farklı dinlermiş gibi algıladıkları için ideolojik körlüğe yakalanan kişiler saplandıkları çamurda debelenedursun.. Allah için; İran’ın siyoniste attığı her füze, 7 Ekim’den bu yana Gazze için içi yanan Müslümanlar ve vicdan ehlinin gönlüne bir nebze su serpti.

Gün, şucu-bucu olma günü değil. Gün, aynı Peygamberin (SAV) ümmeti olarak birlikte hareket etme günüdür. Mesele, güç parametreleri farklı olan HAMAS ile İran’ın yaptıklarını karşılaştırmak da değil. İran 40 yıldır ambargo altında olsa bile bağımsız bir ülke. Ancak Gazze öyle değil; dört bir yanı teröristlerce kuşatılmış, 45 km kare alana sahip saldırılar altında bir bölge..

Gazze’nin yiğit mücahitleri karada işgalci teröristleri tanklarının içerisinde bile keklik gibi avlarken maalesef siyonistin hava gücüne karşı kullanabilecekleri veya engelleyebilecekleri bir silaha sahip değiller.

Yıllardır ‘Siyonist işgalci ancak güçten anlar’ söyleminin gerçekliği, son 12 günlük İran-israil savaşında iyice anlaşıldı. Ancak Arap ülkeleri hâlâ 1967 yılında 6 günde yenildikleri israilin İran’a yenildiğini idrak edebilmiş değil. Zira gerek Arap ligi gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı, kınamaların ötesine geçemiyor!..

Siyonist yenilginin en bariz alametleri ise;

- İran füzelerinin siyonist yerleşimleri yaşanmaz kılması..

- Sirenler çaldığında fareler gibi sığınaklara doluşmaları..

- Savaş sürdükçe korku ve endişenin oluşturduğu şizofrenik haller..

- Okulların, fabrikaların, şirketlerin, marketlerin kepenk indirmesiyle siyonist ekonominin çöküşü..

- Havayolunun kapatılması sebebiyle 500 bin siyonistin deniz yoluyla Güney Kıbrıs’a, karayoluyla Mısır’a kaçışmaları..

Daha birçok sebep ABD’nin siyonist çıkarları koruma amacıyla savaşa müdahil olup sonlandırmasını gerekli kıldı. Ancak bunu kendi zaferleriymiş gibi göstermeleri gerekiyordu.

Bu amaçla İran’ın Nükleer Tesislerine sözde imha operasyonu düzenlendi ve hiç vakit kaybetmeden ateşkes masasına oturuldu.

Ancak ABD saldırısının, İran’ın nükleer tesislerine zarar vermediği, hatta daha önce taşındığına dair çok farklı bilgiler var ortada. ABD Savunma Bakanının saldırı hemen sonrası yaptığı açıklamada “Hasar tespitinde bulunamadıkları” itirafı da bunun teyidi..

Bir başka ayrıntı; ABD’nin 1948’den bu yana “İki devletli çözüm” söyleminin kanıtlanmış bir aldatmaca olduğu ve destek verdiği siyonist işgalciyi İran’ın füzelerinden kurtarmak için savaşa girebilecek kadar siyon baronlarına tutsak olduğu..

Sonuç itibariyle; 7 Ekim Aksa Tufanıyla israilin çöken yenilmezlik algısı, İran’ın balistik füzeleriyle yerle yeksan olmuştur.

Terörist israil, ABD ve batılı devletler olmadan değil bir İslam ülkesine saldırmak, işgal altında tuttuğu Filistin’de dahi bir saat barınamayacağı..

Eğer ki ABD ve batılı devletlerin israilin arkasında durduğu gibi birkaç İslam ülkesi de Gazze’nin, İran’ın arkasında durmuş olsalardı ne israil diye bir terör kalır ne de bu insanlık düşmanlarına arka çıkacak ABD ve batılı ülkeler..

Bugünden sonra İslam dünyası ve insanlık için her ne kazanım olacaksa bunun mimarının 7 Ekim Aksa Tufanı'nı başlatan Gazzeli mücahitler olduğu unutulmamalıdır.