Muharrem ayına girmemiz ile
birlikte ümmetin en zorlu ve ağır imtihanlarından olan Hz. Hüseyin efendimiz ve
72 yareninin şehid olduğu Kerbela katliamının yaşandığı 10 Muharrem’de yaşanan
büyük faciayı yâd etmeyi ümmet olarak düşünürken, yine İslam düşmanları her
koldan saldırmayı ihmal etmiyorlar.
İsveç, Norveç ve Danimarka
gibi ülkelerde artık alışkanlık haline getirilen Kur’an yakma alçaklığı
gözümüzün içine sokulurcasına yapılmaya devam ediliyor. Önceki hafta İslam
İşbirliği Teşkilatı (İİT) öncülüğünde Türkiye, Irak, Katar, Ürdün ve diğer
İslam ülkeleri İsveç’e yönelik tepkilerinin dozunu yükselttiler. Bu sırada
İsveç’in NATO üyeliği konusunda Türkiye’ye muhtaç olması da eklenince İsveç
bazı taahhütlerde bulundu ve adım atmayı kabul etti. Ne var ki, İslam düşmanı
batılıların hiçbir sözünde durmadığı yine ispatlandı ve geçen hafta İsveç’te
Irak büyükelçiliği önünde Kur’an’a ve Irak bayrağına polis korumasında saldırı
ve hakarette bulunuldu. Bunun şoku atlatılmadan bu defa Danimarka da aynı
aşağılık meşum fiil işlendi.
Bütün bu saldırılar olurken
İİT ve İslam ülkeleri ancak kınamakla uğraşıyorlar. Bu işin sadece kınamakla
olmayacağını İslam ülkeleri yöneticileri bir türlü öğrenemedi. Bu konuda
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sert tepki gösterip İslam ülkeleri ile tek tek
diyaloga geçip İİT İcra komitesini harekete geçirip daha etkin tedbirler
alınması için adım atmaya uğraşmasını olumlu karşılıyor ve sonuç alınmasını
temenni ediyorum. Yalnız bilmeliyiz ki, korkak batılı emperyalist İslam
düşmanlarının karşılarında caydırıcı bir güç veya tapındıkları maddi
düzenlerini sarsacak etkili bir ekonomik boykot olmazsa sadece kınama mesajları
ile Kur’an’a, İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıları durmayacaktır.
Kur’an’a yönelik bu
saldırılar bizleri kahrederken, Şehid Yasin Börü ve arkadaşları ile Aytaç
Baran’ın şehid edilmesi olayları gibi bu davanın azizlerine yönelik alçakça ve
haince bir saldırı gerçekleştirildi. Şimdiye kadar saldırılar Diyarbakır başta
olmak üzere bölge illerinde yaşanırken, bu defa farklı olarak Adana’da yaşandı.
Seçim sürecinde sürekli olarak HÜDA PAR’a yönelik yapılan karalama ve kirli
algı operasyonları ile zaten çok sayıda saldırıya maruz kalındı. Bu defa Adana
HÜDA PAR İl Başkanlığı’na yönelik saldırı da namaz kılar halde iken döner
bıçağı ile İl Başkanı Salih Demir ve İl Sekreteri Sacit Pişgin’e yönelik olarak
gerçekleştirildi. Saldırı sonucu Sacit kardeşimiz şehid oldu.
Öncelikle HÜDA PAR’a yönelik
kirli ağızların kara propagandalar ve fiili saldırıların üzerine etkin bir
şekilde gidilseydi, belki de böyle bir saldırıya kimse cesaret edemeyecekti.
HÜDA PAR’ın neden hedef alındığını zaten biliyoruz. İslam’ın nurundan rahatsız
olanların iyilik kervanına tahammül edeceklerini zaten beklemiyorduk. Lakin
neden Adana ve neden bu kardeşlerimiz hedef alındı? Devlet yetkilileri Adana
özelinde emperyalistlerin ve kuklaları örgüt ve çetelerin nasıl bir plan
peşinde olduklarını hassasiyetle incelemelidir. Ancak o şekilde olayın arka
planı çözülebilir. Yoksa saldırıyı yapan alçak haini yakalayarak mesele anlaşılmış
olmaz ve kimseyi de ikna edemezsiniz. Zaten olayı yaptıranlar kılıfı da
hazırlamışlardır. Yarın meczup derler, deli derler ve olayı soğutup konuyu
kapatırlar.
Bu saldırıyı planlayan şer
güçler yıllardır gerçekten isimlerinin hakkını verircesine STK’lar, yardım
kuruluşları, irşad çalışmaları, HÜDA PAR’da ve memleketin-halkın faydasına olan
her hizmete canla başla koşan zamane azizlerini hedef aldılar. Bu anlamda
hedeflerini iyi seçmişler. Diyarbakır’da Yasinleri ve Aytaç’ı şehid etmeleri
Müslüman halkta bir korku ve yılgınlık oluşturmadığı gibi ALLAH’ın dini ve
davasında bir gevşeme olmadı. Yasin ve Aytaçların yerlerini yeni Yasinler ve
Aytaçlar aldı. Adana’nın Aytaç’ı olan tıpkı onun gibi nur yüzlü Sacit
kardeşimizin şehadetinden sonra da bu dava sahipsiz kalmayacak ve yeni Sacitler
bu davayı yüklenmeye devam edeceklerdir. Şehid vermekten korkmadık,
korkmayacağız. Çünkü biliyoruz ki, şehitlerin kanının aktığı topraklarda İslam
davasının yeşermesi, kök salması ve yücelmesi mukadderdir. Üzüntümüz kötülüklere
ve kötülere engel olamayışımızdandır.
Yâ Rabbi! Biz aciz kullarınız
bizleri affet. Gücü ellerinde bulunduran Müslüman devletlerin yöneticileri de
kınamaktan öte bir şey yapmıyor. İsveç ve Danimarka’da Yüce kitabın Kur’an’a
yönelik saldırıları ve azizlerimizin şehid edilmelerini engelleyemedik.
Bizleri affet Allah’ım!
Sen Kitabını ve azizlerimizi
koru!
Biz aciz kullarına bırakma
Allah’ım!
Selam ve dua ile…