2008 yılında 100 çocuk nüfusa karşı 68 yaşlı nüfus
vardı. Şimdi her 100 çocuk nüfusa 132 yaşlı nüfus var. Yani bir tarafta hızla
yaşlanırken diğer taraftan hızla nüfusumuz azalıyor. Ölüm ile doğum arasında
denge altüst oldu. Çünkü çocuk doğurmuyoruz. Evet, sonunda o felaket geldi
kapımızı çaldı. Uzun yıllar sinsi sinsi çalışanlar emellerine ulaştı. Sözde
bizim iyiliğimizi isteyip canhıraş çalışanların planı şimdi anlaşıldı. Şimdi
oturup kutlama yapıyorlardır? Sonunda nüfusta Avrupa gibi olduk. Artık ölü
sayımız doğum sayımızı geçti. Gelecek yıllarda daha fazla ölüm, daha az doğum
olacak. Ve nüfusumuz hızla yaşlanacak! İstesek de nüfusu yenileyemeyeceğiz.
Bir ülkeye bundan daha büyük bir kötülük yapılabilir
mi? Bir ülkenin neslini kurutmaya çalışmak vatana ihanetten daha büyük bir suç
olması gerekirken ne yazık ki bizde devletten teşvik bile görüyordu.
“Bakabileceğin kadar çocuk yap” naraları ile ortalığı kasıp kavuranlar şimdi
zil takıp oynuyorlardır. Birileri bu işi bilerek yapıyordu. Ama bizim ahmaklar
da onlarla beraber hatta daha fazla çalışıyordu!
İşte şimdi ülke nüfusu yaşlanmaya başladı. Bu sürece
bir girdin mi artık çıkamazsın. Aşağıdaki çarka bir bak, bundan kurtulup
evlenmek yürek ister.
On sekizinden önce evlenenleri hapse at.
Evliliği kötüle.
Zinayı serbest bırak. Evliliği zorlaştır.
Ömür boyu nafakaya mahkum et.
Düğün masraflarını altından kalkılmayacak hale getir.
Çocuk doğurmaması için kampanya yap.
Çocuğu çok olanları küçümse, ev verme.
Evde köpek besle, çocuk besleme. Sokak köpek doldu
çocuk yok.
Babayı aşağıla.
Boşanmada çocuğu görmeyi engelle.
Evliliğe teşvik etme.
Önce okul, meslek, kariyer, sonra evlilik.
Evlilikte çocuk yapma. Çünkü çoğunda boşanma oluyor.
Asgari ücret evliliğe yetmiyor.
Okuma seviyesi yükseldikçe doğurganlık oranı düşüyor!
Şimdi bu kadar olumsuzluk varken bunların arasından
sıyrılıp evlenmek ve aile kurmak, çocuk sahibi olmak gerçekten büyük bir
kahramanlık. Onun için evlilik ve doğum oranları azalıyor. Şu anda Avrupa
ülkeleri seviyesi altındayız. Yakında Japonya gibi olacağız. Yalnızlar
bakanlığı kuracağız. Ne yazık ki bizi bu hale getirdiler.
O zaman ne yapmalıyız? Hiç zaman kaybetmeden bu konu
ile ilgili bir dersi müfredata koymalıyız. Evliliğin önündeki engelleri
kaldırmalıyız. Bu iş beka meselesi ise bunun için kesenin ağzını açmalıyız.
Evliliğe ve doğurganlığa teşvik için cazip teklifler yapılmalı. Üniversitede
evli olanların gideri devlet tarafından karşılanmalı. Her çocuk başına aileye
gelir bağlanmalı. Aile çocuk sahibi olduğu için gelir elde etmeli. Bütün işler
aile ve çocuk ekseninde planlanmalı.
Ha toprak erozyonlu olmuş, ha çocuk erozyonlu olmuş
fark etmez. Birinde çölleşiyoruz, diğerinde insansızlaştırıyoruz.
Çölleri ve dağları ormanlaştırıldığımız gibi köyleri
ve şehirleri de çocuklaştırmalıyız. Bu iş için özel ekipler kurup evli
çiftlerin kapısını çalmalıyız. Bir daha peygamberin buyruğunu tutarak çoğalmak
için kolları sıvamalıyız. Yarın çok geç olabilir.
Neslimiz yok olmasın!