Son zamanlarda Batman’ımızda yaşanan olaylar karşısında durup
düşünmemiz lazım: Toplum olarak ne hale geldik? Neler oluyor bize? Nasıl bu
duruma geldik?
Önce 28 Ağustos Çarşamba günü otogarda yaşanan ve ülke
gündemine giren kan davası kaynaklı vahşette Suat Yüksekbağ’ın herkesin gözü
önünde vahşi bir şekilde bıçakla öldürülmesi olayını yaşadık. Bu olayın şokunu
üzerimizden atmadan menfur bir cinayet haberi ile sarsıldık.
14 Eylül 2019 Cumartesi günü Kültür Mahallesi Cumartesi Pazarında
çıkan sahte para tartışması silahlı ve bıçaklı kavgaya dönüştü. Kavgada araya
giren 24 yaşındaki Deniz Özbek isimli genç hayatını kaybetti. 100 TL’lik sahte
para yüzünden olayla ilgisi olmayan masum bir genç hayatını kaybetti. Aynı
olayda 3 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Olaydan bir hafta sonra Pazar esnafı tezgâh açmadı. Esnaf, Deniz’in
öldürüldüğü yere karanfil bırakarak, yürüyüş ve basın açıklaması ile cinayeti
protesto etti. Özbek’in annesi Dılşah Özbek ve ailesi de hazır bulundu. Oğlunun
suçsuz yere öldürüldüğünü belirten anne Dılşah Özbek, “Neden boşu boşuna,
suçsuz yere güzel çocuğumu öldürdüler? Ancak Allah bir insanın canını alır.
İnsanlar boşu boşuna birbirlerini öldürmemeliler. Benim ciğerimi dağladılar.
Artık bu öldürmeler bitmelidir. Öldürülen oğlumun suçu neydi?” diye feryat
etti.
Bu cinayette yetmedi! 10 gündür kendisinden haber alınamayan
oto galerici M. Salih Tünçer, 18 Eylül Çarşamba günü silahla vurulmuş halde ölü
bulundu. Tünçer’in önce aracı terk edilmiş halde bulundu. Birkaç gün sonrada
naaşı Silvan-Bitlis yolu Batman Çayı üzerinde Malabadi Köprüsü yakınlarında
bulundu.
Memleketimizde bütün bu vahim ve menfur olaylar yaşanırken,
hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Hem yetkililer, hem alimler, hem STK’lar
hem de halk olarak ne hale geldiğimizi görmeli ve bunun çözümü noktasında
elimizi taşın altına koymalıyız. Yoksa bu ateş toplumun hepsini saracaktır.
Bugün toplum öyle bir hale geldi ki; artık kimsenin ne can güvenliği var? Ne de
kimse başına ne zaman ne geleceğinden emindir? Artık bir olay olduğunda kimse,
araya girip olayı büyümeden kapatalım diye düşünmez oldu.
Peki, bütün bunlar yaşanırken, neden ilimizin yöneticileri,
yetkilileri, İl Müftülüğü, âlim ve STK’ları bir çözüm yolu aramıyor? Toplumu
aklıselim ve sağduyu ile hareket etmeye niye davet etmiyorlar? Bir araya
gelinip bu sorunun masaya ivedilikle yatırılması gerekmiyor mu? Neyi
bekliyorlar?
Bu konuda tek açıklamayı yapan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı
Molla Enver Kılıçarslan, şiddet olaylarının aile ve akraba fertleri arasında
bile gittikçe yayıldığını ifade ederek, toplumu sağduyu ve itidale çağırdı.
İslam'ın hoşgörü, merhamet ve sevgiye dayalı değerlerine
dönülmedikçe bu tür üzücü olayların, toplumda yaygınlaşan şiddetin önüne
geçilemeyeceğini vurgulayan Kılıçarslan, tek çarenin İslam ahlakıyla
ahlaklanmak olduğunu belirtti.
Bütün bu olay ve sorunların yanında, birde işsizlik
sorunumuz aldı başını gidiyor. Hafta içinde İŞKUR tarafından ilan edilen Toplum
Yararına Programlar (TYP) kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı
okullarda çalıştırılmak üzere işe alınacak 690 kişilik iş ilanına, binlerce
kişi adeta akın etti. Bu manzara bile toplumumuzda işsizliğin boyutunu gözler
önüne sermeye yetiyor. İşin tuhaf tarafı alımların kura ile yapılacağının
belirtilmesine rağmen, ortada büyük bir güven sorunu olduğundan neredeyse
herkes “Torpil” arama derdine düşüyor. İnanç zayıflığı ve kurumlar ile
siyasilere olan güven sorunundan dolayı kura ile adalet ekseninde alımların
yapılacağına inanılmak istenmiyor.