Hicri takvime göre senenin ilk ayı olan Muharrem; Zilkade,
Zilhicce ve Receb ile birlikte haram aylardandır. Özellikle Muharremin 10'uncu
günü yani Aşura günü büyük, sevindirici ve önemli hadiselerin yaşandığı tarihi
bir gündür.
Ancak tarihler Hicretin 61.senesi 10 Muharrem (Aşura) günü,
Miladi olarak 10 Ekim 680 yılını gösterdiğinde Kerbela (Kerbu-Bela) da İmam
Hüseyin ve Ehl-i Beyt’ten 72 güzide şahsiyet şehid edilmesiyle artık Muharrem
ayı hüzünle anılmaya başlandı.
Geçtiğimiz Pazartesi günü (dün) bu İnsanlık ve İslam
Tarihinin en alçak ve vahşi saldırısının Hicri Takvime göre 1380. yılını,
Miladi takvime göre 1339. yılını yâd ettik.
Kerbela şehidlerini yâd etmenin yanında özellikle
Hz.Hüseyin'in bu büyük fedekârlık ve mücadelesinden yolumuza ışık olacak
şekilde dersler ve ibretler çıkarmalıyız. Kerbela matem günü değil, kıyam günü
olmalıdır. İmam Hüseyin'in davasını, mesajını anlamadan sadece ağlamak ve feryad-u
figan etmek O’nun davasını anlamamaktır.
Ayetullah Mutahhari'nin Hz.Hüseyin için ağlayan ve
kendilerini zincirleyen gençlere, "Eğer sizler İmam Hüseyni seviyorsanız
ağlamaktan ve kendinize eziyet etmekten vazgeçin. O'nun yolunu ve davasını
sürdürün. O'nun mesajına kulak verin." sözü konuyu veciz bir şekilde
özetliyor.
Bu kıyam ve şehadette birçok önemli ders vardır: Kerbela
denince Hz.Hüseyin ve yarenlerinin niçin kıyam ettikleri, hedefleri, mesajları,
hareket metodları, İslam’ı tebliğ etme yöntemleri, İslam’a olan sadakatleri,
cihad ve fedakarlıkları akla gelmelidir. Kerbela'nın mesajı; zulme,
zalime, haksızlığa, adaletsizliğe, sömürüye, dayatmaya, despot ve ceberrut
anlayışa karşı çıkmaktır. Bunu yapmadan Kerbela'yı anlamak mümkün değildir.
Kerbela'yı anlamak için Hüseyin gibi düşünmek ve yaşamak; Hakka, hakikate, adalete, ahlak ve erdeme
sevdalı olunmalıdır.
Bizim Aşura'yı anma şeklimiz matemi bakış açısı şeklinde
olmamalıdır. Kerbela bir kıyam yeri, Aşura bir kıyam günüdür. Ümmetin
diriliş ve direniş günüdür. İslami ve özgürlük hareketlerinin beslendiği çıkış
noktası Kerbela'dır. Aşura kıyamı anlaşılması halinde, İslam ümmetine
özgürlüğün yolunu açacak, bütün ulvi değerleri bünyesinde barındıran insanlık
tarihinin en şanlı kıyamıdır.
Bizler de eğer ALLAH'a hakkıyla iman etmişsek her zamanda,
her mekanda hakkı söylemekten, yaşamaktan ve hakkı yaşayanlara yardım etmekten
asla vazgeçmemeliyiz. Her dönemde zalime başkaldıran Hüseyinler gibi olmalı ve Kerbela
mesajını şiar edinerek; İslam için birlik halinde mücadele etmeliyiz.
Hz.Hüseyin kıyamıyla ve şehadetiyle insanlığa öyle bir ders verdi ki o dersi
nice Selahaddinler, Hasanlar, Hüseyinler, Yasinler, Riyadlar, Saidler, Aytaçlar
aldılar ve Hz.Hüseyin'in sancağını dalgalandırdılar.
Müslümanların her sene Kerbela'yı acı ve kederle yâd
ettikleri ve o Yezidleri nefretle andıkları halde; tarihte olup biten Kerbela’lara
ah-vah ederken, şimdi kan gölüne dönmüş ümmet coğrafyamıza bakmıyoruz.
Günümüzde İslam dünyasının birçok yerinden ateşler yükseliyor. Müslümanlar
arasında her gün yeni yeni Kerbela’lar yaşanıyor. Bir taraftan Kerbela ve
Hüseyin'lere ağlarken, diğer taraftan her yerin Kerbela’ya döndüğünü maalesef görmüyoruz.
Yazımızı Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın Aşura mesajı ile
sonlandıralım: