ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak’ta görevi devraldığından beri icraatlarıyla dünya gündeminde olmaya devam ediyor. Göreve başladığından beri Meksika, Kanada, Panama, Danimarka ve Grönland’ı tehdit edip imzaladığı kararnameler ile dünyayı şaşkına çevirdi.

Trump’ın bu çılgınca kararları yetmemiş olacak ki, önceki hafta Gazze Şeridi’nin boşaltılması ile ilgili kaos planını açıkladı. Aynı şekilde soykırım suçlusu seri katil Netanyahu da geçen hafta ABD ziyaretinden önce “Başkan Trump ile yakın çalışarak Ortadoğu’nun haritasını değiştireceğiz” açıklamasında bulundu. Geçen yıl Biden zamanında ABD’yi ziyaretinde “onur konuğu(!)” olarak gittiği ABD kongresinde ayakta alkışlandı. Seçim döneminde, “israilin en büyük dostu benim” diyen Trump, Biden’dan geri kalmadı ve soykırım suçlusu bebek katili Gazze kasabını Beyaz Saray’da ağırladı ve sandalyesini tutacak kadar aşağılık bir tavır takındı. Gönüllü siyonist olan Trump, selefleri gibi kendini siyonistlere ispatlamaya çalışıyor. Trump takındığı tavır ve açıklamalarıyla, Gazze Şeridi’nde hüsrana uğrayan ve içerde de itibarı kalmayan baş katile can simidi oldu.

Aslında Trump ve Netanyahu ve akıl hocaları da bu planların reel politikte bir karşılığının olmadığını ve hayal mahsulü bir düşünce olduğunu biliyorlar. Bununla “Ölümü gösterip sıtmaya razı etme” stratejisini uygulamaya ve kısmen de olsa bölgeyi dizayn etmeye Müslüman ülkeleri ve halkları razı etmek istiyorlar.

Zaten siyonist emperyalistlerin bir plan yapmadan önce ortaya bir şayia atıp halkların ve dünyanın tepkisini ölçtükleri ve sonra da tepkiye göre planlarını uygulamaya koyduklarını defalarca gördük. Şimdi de aynısını yapacaklar. Hırsları ve sapkın inanışları o kadar gözlerini kör etmiş ki, ne yaptıklarını hesap edemiyorlar. 471 gün boyunca her türlü ağır silahla bombardıman, teknolojik üstünlük, abluka, açlık ve yıkıcı kuşatma ile bir başarı elde edemediniz de şimdi hem de bütün bölgeyi içine katarak başarı elde edeceksiniz öyle mi?

Trump, ticaretten geldiği için her şeyi ticari meta gibi görüyor ve satın alabileceğini zannediyor. Vatan ile kuru toprak parçasını ayıramıyor. Bunu bilseydi Filistinli Müslümanların 50 bin şehid vermeleri uğruna mukaddes topraklarını neden terk etmediklerini ve dünyevi rüşvetlerle de terk etmeyeceklerini anlardı.

ABD Başkanı Trump ve terör rejimi yöneticileri o kadar kendilerinden geçmişler ki, ellerinde olan maddi, askeri ve teknolojik güç ile her şeyi yapabileceklerini ve dünyayı istedikleri gibi cetvelle çizip parselleyebileceklerini sanıyorlar. İşte bu yaşadıkları güç zehirlenmesi ile kendi sonlarını hazırladıklarının farkında değiller.

İbni Haldun’un Mukaddime adlı eserinde belirttiği gibi, “insanlar gibi devletlerin de bir ömrü vardır.” Bundan kaçış yoktur. Dünya tarihi kendilerini yıkılmaz olarak gören birçok imparatorluk ve güçlü devletin ömürlerini tamamlayıp yıkıldığını gördü. Üstelik bu güç sahipleri güçlerinin zirvesinde iken yıkılmışlardır. Zulüm üzerine kurulan bu dünya düzeni de ABD ve ortakları da kendilerini yenilmez olarak gördüklerinden yıkıma en yakın noktada olduklarını yakında göreceklerdir. “…Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzünde düzen bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.” (Bakara: 251) Dünya hiçbir zalime ve despota kalmadı size de kalmaz. Yıkılışınız yakındır. Şanlı Gazze direnişi ve mazlumların pak kanı zulüm düzeninizi yerle yeksan edecektir. Bunun olacağına kalben ayne’l-yakîn olarak inanıyoruz. Hûd Suresi 121 ve 122’de buyrulduğu gibi: “İman etmeyenlere de ki: ‘Elinizden geleni yapın! Biz de yapacağız! Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!” Vesselam…