Ne Rusya ne Amerika
Çözüm Müslümanlarda
Bugün savaş Müslümanların topraklarında oluyor. Savaşın
ortasında kalan, katledilen hep Müslümanlar, Müslüman kadın ve çocuklar.
Yıkılan şehirler de Müslümanların şehirleri, İslam toprakları. Halep, Humus,
Hama, İdlib, Telabyad, Afrin, Kobani… Savaş sadece Müslümanları vuruyor. Ve
tabii ki emperyalist güçlere gelip İslam topraklarına çöreklenme fırsatı
veriyor.
Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Tüm sınırları güvensiz
hale geldi. Milyonlarca Suriyeli muhacirin yükü altında iki büklüm olmuşken bir
o kadar daha muhacir, mazlum Suriyeli gelip kapısına dayandı. Avrupa’ya geçiş
kapılarını açmak çare değil. Kaç bin insan Avrupa’ya geçebilir ki? Hem adamlar
zaten sınır kapılarını kapatıp önlerine asker yığdılar. O sınır kapılarındaki
görüntüler dehşet verici. Müslümanlar için bundan daha büyük zillet olabilir
mi? Müslüman erkek, kadın ve çocuklar Hıristiyan dünyaya yalvar yakar sığınmaya
çalışıyor.
Biz bu hale mi gelecektik? İslam toprakları bu kadar mı
güvensiz olacaktı? Bu cennet toprakları asırlarca izzetin, huzurun adresi
haline getiren, Müslüman olmayan mazlumlar için bile bir sığınak yapan
atalarımızın emanetini böyle mi koruyacaktık. Nerede hata yaptık? Ne yaptık ki
bunca musibet başımıza geldi, geliyor?
Aklımızı başımıza almalıyız artık! Aklıselim düşünen insanların
çağrısına kulak vermeliyiz. Yangına körükle gitmek asla çözüm değil, çözüm
olamaz. Allah muhafaza yangın büyüdükçe kıvılcımları diğer İslam topraklarına
da sıçrar. Yangın büyüdükçe ümmeti daha çok kavurur, perişan eder. Hamasi
çıkışlar, duygusal öfke patlamaları İslam topraklarını cehenneme çevirir.
Emperyalist güçler, Amerika ve Rusya, aramızdaki iç
savaşlardan, dağınıklıktan, düşman kamplara ayrılmamızdan faydalanıp daha çok
yerleşiyorlar topraklarımıza. Biz ise birbirimizle didişip gücümüzü tükettikçe
inisiyatifi ellerimizden kaçırıyoruz, kaderimize sahip çıkma imkânımızı
yitiriyoruz.
Çözümün adresi ne Amerika ve NATO’dur ne de Rusya’dır. Onlar
çözüm üretemezler. Çözüm üretmek gibi bir niyetleri de yok. Hatta sorunun,
fitnenin, savaşın kaynağı onlar. Bu emperyalist güçler ellerini İslam
topraklarından çekseler zaten sorun kalmaz. Onlar, o şeytani güçler; fitneden,
kaostan, çatışmalardan besleniyorlar. Onların derdi İslam topraklarını
sömürmek, Müslümanları sömürge toplumları haline getirmek.
Rusya’ya karşı Amerika’yı, NATO’yu, Avrupa’yı yardıma
çağırmak bir caniden kaçıp diğer caniye sığınmak manasına gelir. Irak’ı,
Libya’yı, Afganistan’ı harabe haline getiren, sınırımızda bir Pkk devleti
kurmaya çalışan Amerika ile NATO değil mi? 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin
arkasında Amerika yok mu? Asıl düşmanımız olan Amerika bize neyin yardımına
gelecek?
Rusya’nın da dost olmadığı, dostluk gibi bir derdinin
olmadığı, tek düşündüğü şeyin emperyalist çıkarları olduğu ayan beyan ortadadır
artık. Rusya ne Türkiye’nin, ne İran’ın ve ne de Suriye’nin dostudur. O da
kaostan, savaştan beslenen bir vampir, bir şeytani güçtür. Rusya’nın zamanında
Çeçenya’da, Afganistan’da imza attığı vahşetler hala zihinlerimizde taptaze.
Tek çare İslam ülkelerinin bir araya gelip kendi sorunlarını
kendi aralarında halletmeleridir. Çözümün adresi Müslümanlardır, İslam
ülkeleridir. Amerika, NATO ve Rusya’yı dışarıda tutan, Müslüman ülkelerin
öncülük edeceği bir barış girişimi Suriye’de akan kanı durdurabilir.
Artık akl-ı selime kulak vermenin zamanı geldi. Suriye daha
büyük bir kan denizine dönüp de Türkiye’yi de İran’ı da içine almadan ferasetli
çözüm önerileri ciddiye alınıp üzerinde düşünülmeli.