16

Neredeyse bütün hayatımız aynı gündem aynı bilgilerle sürüp gitmektedir.

Belki artık hayatın tamamına dokunmak İslam dünyasının geçmiş ve günümüzdeki başarılarına odaklanmak…

Sinema, müzik, spor, resim kısacası bütün sanat dallarıyla ilgilenmek…

Bilime zaman ayırmak…

Fikir adamları yetiştirmek, bunun için okumak…

Hayatın içinde olup bu hayatı paylaştığımız insanların hayatlarına dokunmak…

Başkalarının bizim için yazdığı bir senaryoda oyuncu olduğumuz ve bu rolü sahiplendiğimizin farkına varmak…

Yüce Yaratıcının emri doğrultusunda kendimiz için yeni bir senaryo yazmak…

Kısacası artık sormak ve sorgulamak gerek…

Neden İslam dünyasında günümüzde bir başarı hikâyesi yok?

Belki de var; ancak birileri görmemizi istemiyor.

Belki de film platolarında yapay birilerini görsel efektlerle cilalayıp, gerçek ve doğal olanı gizliyorlar…

Belli ki gizlemek istedikleri biziz…

Gelin bu hafta hep beraber, muhtemelen hepimizin tanıdığı Jackie Chan, Jet Lee, Donnie Yen ve daha birçok dövüş ustasının çıktığı Çin’e doğru yolculuğa çıkalım…

Muhtemelen hiç birimizin tanımadığı Çinli Müslüman dövüş ustalarını tanımaya çalışalım…

Bu konuda duyarlı birileri(Bayt Al FANN) bu konuyu araştırıp istifadeye sunmuş. Şahsım istifade edip sizlerin istifadesine sunuyorum…

‘’Müslüman Kung Fu, Çin'de İslam'ın önemli bir mirasıdır. Tarih boyunca, Çin kültürünün benzersizliğini İslam ile birleştirerek, fiziksel ve ruhsal mükemmellik arasında eğitim almış Müslüman Ustalar tarafından geliştirilmiştir.

Müslüman Çin'in Mirası, Müslüman Kung Fu'nun mirasıdır. Müslüman Üstatlar, Müslüman topluluklarına ve Çin'e ömür boyu sürecek bir ilham kaynağı olmaya hazır olarak, fiziksel ve ruhsal mükemmelliğe doğru hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkarak sürekli ve çetin bir şekilde eğitim aldılar.

“Arap Müslümanlar ile Çinliler arasında büyük bir ilişkiye yol açan erken ticaret, Müslüman-Çin kimliğinin pekişmesinin yanı sıra İslam'ın uzak doğuda yayılmasında da çok önemli bir rol oynadı.

Çin'deki İslam, Hui halkının ülke içindeki en büyük Müslüman azınlık olarak hareket etmesiyle iyi bir şekilde belgelenmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) vefatından yaklaşık 19 yıl sonra, Çin ile Arabistan arasında zaten bir ilişki vardı.

Bölgede İslam'ı yaymak için ilk bilinçli çabaları başlatan üçüncü Halife (Hz) Osman'dı (ra), ardından gelen ticaret misyonları da İslam'ın yayılmasına katkıda bulundu.

Hui Müslümanları, benzerleri ülkenin çeşitli yerlerinde bugüne kadar görülebilen İslami gelenekle aşılanmış otantik Çin kültürünün bu eşsiz konumunu oluşturmak için Arabistan ve Çin'in birleşmesi olan bu soydan geldi.

Dövüş sanatları, uzun denizcilik ticaret misyonları için savunmanın pratik yönleriyle birleştirmekle kalmadı, aynı zamanda birçok Müslüman ustanın ruhani bir aracı oldu. Kendini kontrol etme ve kendini dizginleme ihtiyacı hem dövüş sanatlarında hem de geleneksel İslami öğretilerde kendini gösterir.

Müslüman Üstatlar, Kung fu'nun iç ve dış biçimini uyumlu hale getirmeyi başardılar, orijinal inançlarına başarılı bir şekilde yakın kaldılar, dinlerine dayalı olarak kendilerine ait nihai olarak etkili ve yerli dövüş sanatlarını üretmek için muazzam "içtihat" (çaba) uyguladılar.

İslami özdenetim kavramı, dövüş sanatları ustaları tarafından fiziksel alemde de kullanıldı. Uygulayıcıların eğitimin hem ruhsal hem de fiziksel yönlerine vurgu yapmasıyla.

Yerli Müslüman dövüş sanatları, genellikle ayırt edici İslami (Arapça) isimlerle özetlendi ve teknik etkinlikleri Çin'deki Kung Fu çevrelerinde zirveye ulaştı.

Zhaquan ve Piguquan gibi birçok orijinal dövüş sanatı da Müslümanlar tarafından ya oluşturulmuş ya da uyarlanmıştır.

Bu orijinal gelişmeler, genellikle ordu yetkilileri tarafından veya Çin'deki Müslümanları korumak için yaratılan ve Müslüman topluluklar arasında nesiller boyunca gizlice aktarılan araçlardı.

Dövüş sanatları ve İslam tarihinde dikkate alınması gereken birçok isim var. Özellikle Wang Zi Ping (1881 - 1973) ve Chang Tung Sheng (1908 - 1986) gibi ustalar, inançlarını koruyarak ve bunu Allah'a ve İslam'a yaklaşmak için bir araç olarak kullanırken kendi disiplinlerinde eğitim aldılar.

Usta Wang Zi-Ping (1881–1973), Çin Dövüş Sanatları ve geleneksel tıbbın Çinli bir Müslüman uygulayıcısıydı. 1928'de Dövüş Sanatları Enstitüsü'nün Shaolin Kung Fu bölümünün lideri olarak görev yaptı ve aynı zamanda Çin Wushu Derneği'nin başkan yardımcısıydı.

Wushu'nun ustası olarak kabul edilen Usta Wang Zi Ping, İslam ile ilgili olarak da bilgili bir adamdı. Kur’an okurken ağır taşları kaldırmasıyla tanınırdı.”

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *